hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    AYM Başkanı: ''AYM'nin verdiği kararlar herkesi bağlar''

    AYM Başkanı: AYMnin verdiği kararlar herkesi bağlar
    expand

    Anayasa Mahkemesi'nin tutuklu gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül hakkındaki tahliye kararı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından eleştirilmişti. Erdoğan karara ilişkin, ''uymuyorum, saygı da duymuyorum'' demişti. Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan bugün yaptığı konuşmasında ise AYM'nin kararlarının da eleştirilmesi gerektiğini belirtti fakat ekledi, ''AYM'nin verdiği kararlar herkesi ve her kurumu bağlar.''

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan 'AYM'ye Bireysel Başvuru Sisteminin Desteklenmesi Konferansı'nda konuştu. Zühtü Arslan konuşmasına başlarken basın mensuplarına seslendi. ''Bu konferansın konusunun da zamanının da özel bir anlamı yok. Konu da zaman da manidar değil'' dedi.

    Zühtü Arslan'ın konuşmasından satırbaşları:

    Salona girmeden önce yüksek yargımızın başkanlarıyla birlikte futbol üzerine kısa bir sohbet yaptık. Kendileri dedi ki konferansın konusunu da futbol olarak değiştirelim. Ben de şu cevabı verdim: 'futbol üzerine bir konferansa bizim için bireysel başvuru üzerine olan bir konferanstan daha cazip olabilir.' 

    Şaka bir yana bireysel başvuru futboldan daha cazip ve eğlenceli bir konu olmamakla birlikte Türkiye'nin en hayati konularından birisi. Bu sistemin bazı sorunlarını tartışmak üzere bir araya gelmiş bulunuyoruz. Bireysel başvurunun temel değerlerini ve korumaya çalıştığı değerleri ifade etmek istiyorum. Hepimizin çok iyi bildiği gibi kurucusu olduğumuz Avrupa Konseyi'nin üzerine yaslandığı üç temel değer: demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan haklarıdır. 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bugün Anayasamızın ikinci maddesinde insan hakları, demokrasi ve hukuk devleti Türkiye Cumhuriyeti'nin değiştirilemez nitelikleri arasında sayılmıştır. Anayasa Mahkemesi kararlılığından da hareketle hukuk devleti halkın yönetimin öznesi olduğu, siyasi iktidarın temel hak ve hürriyetleri korumak amacıyla sınırlandırıldığı, hukuk kurallarının yönetilenler kadar yönetenleri de bağladığı devlet olarak tanımlanabilir. 

    11 Eylül 2001 terör saldırılarından sonra tüm dünyada, başta ABD olmak üzere Avrupa'da ve dünyanın birçok demokratik ülkesinde güvenlikçi politikalar haline getiren yasal değişiklikler yapılmıştır. Ama ilginçtir Türkiye'de 2001'den başlayarak, 2004, 2010 değişiklikleri bunun devamı niteliğindedir tersine bir eğilim söz konusudur. Özgürlüklerin alanlarını olabildiğince genişleten bir eğilim söz konusudur. Eminim ileride tarihçiler, hukukçular bu eğilimi çalışacaklardır.

    2001 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin içtihatları ışığında temel haklara ve hürriyetlere ilişkin anayasal hükümlerde köklü değişiklikler yaşanmıştır. Hak ve özgürlüklerin alanı ciddi şekilde genişletilmiştir. 2004 değişikliği ile Anayasa'nın 90. maddesine bir cümle eklenerek, temel haklara ilişkin uluslararası sözleşmelerle kanunlar çatıştığında birincisinin esas alınacağına dair radikal bir adım atılmıştır. Böylece insan hakları hukukunun üstünlüğü kabul edilmiştir.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Can Dündar- Erdem Gül açıklaması

    Bekir Bozdağ'dan Can Dündar ve Erdem Gül açıklaması

    Kurtulmuş: Bundan daha doğal bir şey olamaz

    2010 yılında Anayasa'nın 140. maddesine bir fıkra eklenmek suretiyle herkesin Anayasa'da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ndeki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi'ne başvurmasının yolu açılmıştır.    

    Bireysel başvurunun başladığı 23 Eylül 2012 tarihinden bu yana mahkememize toplam 56 bin 194 başvuru yapılmıştır. Bu başvurulardan 33 bin 521'i sonuçlandırılmış, 22 bin 673'ü de derdest durumdadır. Bireysel başvuruda geçtiğimiz yılın oldukça verimli ve başarılı olduğunu söyleyebilirim. Mahkememizin 2015 yılında sonuçlandırdığı başvuru sayısı bir önceki yıla oranla yüzde 50 artış göstermiştir. 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne Türkiye aleyhine yapılan ve yargısal bir orana sevk edilen başvuru sayısı 2011 yılında 8 bin 681, 2012 yılında 8 bin 986'dır. Bu rakam 2013 yılında 3 bin 505, 2014 yılında bin 584, 2015 yılında 2 bin 208 olmuştur. 

     Bireysel başvuruda Anayasa Mahkemesi bir temyiz mercihi olarak görev yapmıyor. Bozma ya da onama gibi karar vermediği gibi mahkemelerin yerine geçerek de bir karar vermiyor. Anayasa Mahkemesi tutuklamaya ilişkin bir kararın başvurucunun bazı anayasa ihlaline yol açtığını tespit ettiğine bu durum başvurucunun itham edildiği suçu işleyip işlemediğine dair bir karar verdiği anlamına gelmiyor. 

    AYM'nin verdiği kararlar herkesi ve her kurumu bağlamaktadır. Bu bir Anayasa kuralıdır. 

     Diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de bireysel başvuru kararları üzerine bir takım değerlendirmeler yapılmakta, tartışmalar yaşanmakta. Bunlar üzerine de bir kaç şey söylemek istiyorum. Söyleyeceklerim tamamen ilkesel düzeyde hususlardır. Türkiye'de tartışılan hemen her siyasi mesele er ya da geç yargısal bir meseleye dönüşmekte, er ya da geç bireysel başvuru yoluyla AYM'nın önüne gelmektedir. Bu kararlardan bazıları oldukça yoğun tartışmalara neden olmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki yargıçlar kutsal varlıklar değillerdir. Bu nedenle mahkeme kararları eleştirebilir dahası eleştirilmelidir. Aksi takdirde hukuk gelişemez. Biz de bu nedenle her eleştiriye saygı duyuyoruz ancak eleştirinin ötesinde tamamen hayali diyaloglar üreterek mahkememizi talimatla karar veriyormuş gibi gösteren şahsıma ve üyelerimize yönelik tamamen yalan ve iftira niteliğindeki haber ver yorumları da reddediyorum. Verdiğimiz kararları bazıları beğeniyor bazıları beğenmiyor. Dahası bugün alkışlayanlar yarın lanetleyebiliyor. Hatta bazen aynı kişiler verilen kararlardan bir kısmını alkışlıyor ancak aradan bir gün geçmeden aynı hakimlerin verdiği kararlar içinde 'skandal' diyor. Kısacası Ankara'daki varlığımızı hatırlayanlar kararlara göre değişebiliyor. Verdiğimiz kararlara göre varlığımızı hatırlayanlar değişse de biz hep buradaydık. Burada olmaya devam edeceğiz. 

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow