hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Cumhurbaşkanı'na suikast davasında Zekeriya Kuzu ifade verdi

    { title }

    SONRAKİ VİDEO

    FETÖ'nün darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve iki polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin 3'ü firari 44'ü tutuklu 47 sanığın yargılandığı davanın ikinci gün duruşmasında iki önemli isim ifade verdi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve iki polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin 3'ü firari 44'ü tutuklu 47 sanığın yargılandığı davanın ikinci gün duruşması başladı.

    Muğla E Tipi Kapalı Cezaevinde tutulan sanıklar, sabah saatlerinde yoğun güvenlik önlemleri altında davanın görüldüğü Muğla Ticaret ve Sanayi Odası Konferans Salonu'na getirildi. Sanıkların nakli sırasında bir polis helikopteriyle de havadan güvenlik önlemi alındı. Binanın bahçesine sokulan araçlardan indirilen sanıklar, jandarmaların eşliğinde salona alındı.

    Duruşmanın ikinci gününde mahkeme heyeti, sanıklar Taner Berber ve Zekeriya Kuzu'yu dinledi. 3 gün daha sürecek duruşmaya cuma günü ara verilecek. Duruşmaya salı günü yeniden başlanacak.

    FETÖ lideri Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olduğu duruşmanın ilk gününde iki numaralı sanık Gökhan Şahin Sönmezateş ve üç numaralı sanık Şükrü Seymen, mahkeme heyetince dinlenmişti. İki sanık da görev emrini Semih Terzi'den aldıklarını söylemişti.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Cumhurbaşkanına suikast davasında Zekeriya Kuzu ifade verdi

    Davadan notlar

    Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi saldırı düzenleyen 1'i firari 37 darbeci askerin aralarında bulunduğu 47 kişinin yargılanmasına Muğla 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmada ifade veren Binbaşı Taner Berber, FETÖ'yle kendisinin ve tutuklu bulunan grubun alakasının olmadığını, olayın mahiyetinin Marmaris'teki polisin kimliğini gördükten sonra anladıklarını, arazide firar etmelerinden de pişman olmadığını söyledi.

    Yoklamayla başlayan duruşmada ilk olarak sanıklardan darbe öncesinde Çiğli 2'nci Ana Jet Üs Komutanlığı MAK timleri birlik komutanı Binbaşı Taner Berber verdi. Suikast girişimin planlayıcısı Gökhan Şahin Sönmezateş ile darbe teşebbüsü günü ilk kez buluştuğunu söyleyen Taner Berber, “Polis ifademde daha önce Ankara'da buluştuğumuzu anlattım. Ancak beni ailemle tehdit ettiler. Bende bunun üzerine ifademde böyle bir kurgu yaptım. Bayramda sadece kutlama için aradım. Gökhan general havalimanından geldikten sonra kendisinin yanına gittim. Bana terör operasyonu olabileceğini söyledi ve ekip kurmamı istedi" dedi. Darbe teşebbüsü günü bombayla kapı açma eğitimi aldıklarını da kabul eden ancak bunun Marmaris olayıyla ilgisi bulunmadığını ileri süren Berber, “12 kişilik bir ekip oluşturdum. Bunları mesai sonrası olduğu için birliğe çağırdım. Kuzu başçavuşumla, Gökhan generalin yanına gittim. İstanbul'dan özel kuvvetlere bağlı bir ekibin geleceğini, bizimde onların emniyetini almamızı istedi. Bende Kuzu başçavuşumla yanından ayrıldım. Personelimin yanına gittim. Telefonlarını arabalarına bırakmalarını istedim. Ben dahil herkes bıraktı. Sonra da depoda buluştuk. Ben Gökhan generale olayın mahiyetini sorduğum zaman terör operasyonu olduğunu söyledi. Ben de bu bilgiyi ekibime verdim. Telefonları da bilgi güvenliği önemli olduğu için bıraktık" dedi. Taner Berber, ekibiyle yaptığı toplantıda, çatışmaya girmeyeceklerini ancak isteyen olması durumunda evine dönebileceklerini söylediğini de ifade etti.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Özel kuvvetler silahlarını Çiğli'den kayıt dışı almış

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Özel kuvvetlere bağlı ekibin saat 22.30 gibi Çiğli'ye geldiğini söyleyen Taner Berber, Şükrü Seymen'le muhatap olduğunu, hiç silahlarının olmadığını söylemesi üzerine de, kendi silahlarından verdiklerini anlattı. Bu sırada araya giren Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, bu tür operasyonları neden üstlerine haber vermediğini ve kendisinden sorumlu olmayan bir kişiden emir aldığını sordu. Taner Berber bunun üzerine, “Kendisi Genelkurmay'da görevliydi. Bu nedenle de üstüme bunu bildirmedim. Ayrıca kendisi de o sırada üstü bulunmuyordu. Nerede bulunduğunu da bilmiyordum. Bu operasyonu ben biliyorsam, üstlerimin de bilgisinin olabileceğini düşündüm" dedi. Bu kez Mahkeme Başkanı, silahların zimmetsiz olarak verilmesinin askeriyede uygun olup olmadığını sordu. Berber bu soruya da, “Zimmete kaydetmemiz lazımdı ama sonuçta operasyona gidiyoruz. Ve onların hiç malzemesi yoktu. Ayrıca orada da böyle bir ortam olmadı. Silah verme yetkimiz yok ancak aciliyet varsa olabilir" dedi.

    Depoda darbeyi öğrenmişler

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Tamer Berber, suikast için gerekli hazırlıklar sürdüğü sırada Gökhan Şahin Sözmezateş'in depoda kendilerine TSK'nın emir komuta içerisinde yönetime el koyduğunu, emirlerin artık Genelkurmay Başbakanı'ndan alınacağını, operasyonlarının da devam edeceğini söylediğini anlattı. Mahkeme Başkanı'nın 'Ülkede bu kadar karışıklık var. TSK el koymuş, biz neden terör operasyonu yapıyoruz diye sormadın mı? “ yönündeki sorusuna Taner Berber, “Bunları soracak ortam olmadı" yanıtını verdi.

    Polisin kimliğini görünce anlamış

    Marmaris'e gitmek için yaptıkları hazırlıkları da ifadesinde söyleyen Taner Berber, emir komutanın Şükrü Seymen'de olduğunu, görev paylaşımı yaptıklarını, yaklaşık yarım saat helikopterde bekledikten sonra hareket ettiklerini anlattı. Özel kuvvetler için tedbir amaçlı, makinalı tüfekler ile 25 bin mermiyi sandıklar içerisinde yanlarına aldıklarını da öne süren Taner Berber, “İlla kullanacağız diye almadık. Sandıkta ne varsa aldık. Gideceğimiz yerin sadece Marmaris olduğunu biliyorduk. Başka bir şey bilmiyorduk. Görevi de kimin verdiğini bilmiyorum. Saat 02.20 gibi havalandık Marmaris'te oteller bölgesine indik. Seri şekilde helikopteri terk ettik. Ben bu sırada havaya ateş açtım. Şükrü Seymen'in uyarısı üzerine de bıraktım. Ekibin emniyetini aldık" dedi. Bir süre sonra silah seslerini duyduğunu ifade eden Taner Berber, “Çatışma bölgesiyle aramda 250 - 300 metre vardı. Yaşananlara çok vakıf olmadım. Geri çekildiğimiz sırada yanımıza üç kişinin geldiğini gördüm. Onlardan kimlikleri sordum. Bana polis kimliğini gösterdi. Onu gördüğüm zaman olayların bizim bildiğimizden çok farklı olduğunu cereyan ettiğini, anladım. Olayın vehametini gördüm ama iş işten geçmişti" dedi.

    Araziye kaçtığım için pişman değilim

    Saldırı sonrası yaşanan çatışmalar ve kaçışlarını da anlatan Taner Berber, kimseyi öldürmek gibi kasıtlarının olmadığını isteselerdi daha fazla ölüm olabileceğini ileri sürdü. Mahkeme Başkanı Melihşah Baştoğ, olayın gerçek yüzünü gördüğü halde neden teslim olmadığını sorması üzerine Taner Berber, “Bunun iki nedeni var. Birincisi grup psikolojisi, ayrı hareket etmek istemedim. İkincisi de teslim olduktan sonra polislerce birçok askerin öldürüldüğünü duydum. Ellerinden vurulduğunu parmaklarının koptuğunu öğrendim. Bunun içinde teslim olmadığım için iyi yapmışım. Araziye çıktığım için pişman değilim" dedi. Taner Berber, Mahkeme Başkanı'nın neden polislere hemen teslim olmadığına yönelik sorusunu yinelemesi üzerine, “Aslında daha sonra yatıştıktan teslim olmayı düşünüyordum" dedi.

    Bir tek cami imamı tanırım

    Mahkeme Başkanı'nın FETÖ üyesi olup olmadığına yönelik sorusunu da yanıtlayan Taner Berber, “FETÖ imamı olarak kimseyi bilmem. Örgütünün işleyişini de bilmiyorum bir tek imam bilirim o da camı imamı" yanıtını verdi. Taner Berber ifadesinde ayrıca, “İddianamenin önemli kısmı FETÖ faaliyetinde bu darbe girişiminin yapıldığı, kamuoyunda da bu yönde mutabakat olduğu iddia ediliyor. Bizlerin de bu örgütün üyesi olduğumuz iddia ediliyor. Bizden askeri okuldan bu yana çeşitli araştırmalara tabi tutulduk. Örgütle irtibatımız olsaydı, ortaya çıkardı. Ben dahil hiçbirimizin örgütle alakası yok. Bu oluşumla ilgisi olmayacak birisi varsa, arkamda duran gruptur. ByLock'un varlığını polisteki ifadem sırasında öğrendim. Okullarına gitmedim. Bankalarında hesabım yok. Vatanını seven, Atatürk ilkelerine bağlı milliyetçi bir subayım. Örgütle bağım yok" dedi. Zekeriya Kuzu'nun kendisiyle ilgili FETÖ üyesi olabileceğini yönelik iddiasına ise, onun kendi düşüncesini aktırdığına inandığını söyledi. 

    Çiğli neden üs olarak seçildi?

    Mahkeme Başkanı savunmasının sonlarına doğru Taner Berber'e 'herkesin farklı noktalardan geldiğini ve neden Çiğli'nin üs olarak seçildiği' sorusunu yöneltti. Taner Berber bu soruya, “Askerliğin esası disiplindir. Emirlere riayet etmektir. Ben de emirlere uydum. Birde birliğime tecrübe olur diye düşündüm" dedi.

    Zekeriya Kuzu iddiaları reddetti

    Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde 'Paşa' lakaplı Zekeriya Kuzu’nun ifadesi alınmaya başlandı. Kuzu mahkeme heyeti tarafından yüzüne okunan tüm suçlamaları reddetti.

    Zekeriya Kuzu, “Mahkemeden çok memnunun. Kendim ve arkadaşlarım adına teşekkür ediyorum” dedi. Kuzu’nun bu sözleri üzerine söz isteyen sanıklardan Gökhan Şahin Sönmezateş 'Kimse benim adıma teşekkür edemez’ diye bağırdı. İfadesini sürdüren Kuzu, “Medya bazında herkes bana yükleniyor. 7 aydır cezaevindeki bahçeye dahi tek başıma çıkıyorum. Emniyet ve savcılıktaki ifadelerimin hiç birisini kabul etmiyorum. Hepsini baskı ve tehdit altında verdim. Emniyette sorgumu yapanlar beni ailemle, çocuklarımla tehdit ettiler. Ben inançlı birisiyim. İnancım sayesinde bugüne kadar ayakta durdum. 52 yaşındayım” dedi.

    “Bizler için deliler ekibi derler"

    Milliyetçi ve vatanperver birisi olduğunu ileri süren Kuzu, “Ülkü ocaklarında yetiştim. Bunu da ilk defa söylüyorum. 30 yıl boyunca MAK timinde görev yaptım. Benim hayatım insan kurtarmaktır. Bizler için deliler ekibi derler. Biz vatanseveriz, bayrak için ölürüz. MAK timi bayrak için canını verir. Bizlere ‘Deliler ekibi’ derler” sözünün ardından Gökhan Şahin Sönmezateş ayağa kalkarak ‘Ben deliler ekibinden değilim’ diye bağırdı.

    “Benim yüzümden uzman çavuş oğlum tutuklandı"

    Mahkeme başkanının FETÖ terör örgütü ile bağlantısı sorması üzerine FETÖ ile sadece oğlunun okulundaki Arif isimli Müdür ile görüştüğünü belirten Kuzu, “Oğlum onların okulunda okuyordu. Oğlumun etrafında uyuşturucu kullanan arkadaşları vardı. Okul Müdürü Arif Bey ile oğlum adına konuştum. Bazen okulda, bazen Arif Bey’in evinde bazen de bizim evimizde oturup görüşmelerim olmuştur. Benim diğer oğlum Uzman Çavuştur. Benim adım yüzünden şu an tutuklandı. Artık hiçbir gelir kaynağımız yok. Ben tüm suçlamaları ailemin can güvenliğini korumak için kabul ettim. Baskı ve şantaj altında ifade verdim” dedi.

    “1 Dolar F sersi değil, B serisi"

    Mahkeme başkanı ‘İfadende bir doları Arif Bey bana verdi. Bu paranın Amerika’dan hoca tarafından okunarak gönderildiğini söylemişsin. Bu konuda ne diyorsun’ sorusuna Kuzu, “İfademin yüzde 99’unu kabul etmiyorum. Arabamda bir dolar bulundu. O dalar da F serisi değil, B serisi imiş. O bir doları da iki ay önce bana teslim ettiler. FETÖ terör örgütü ile hiçbir bağlantım yoktur” dedi.

    "Ramazan komutanım hakkını helal etsin"

    Bunun üzerine mahkeme Başkanı Kuzu’ya, ‘Taner Berber, Ramazan Elmas, Yakup Özcan gibi 57 kişinin FETÖ’cü olduğunu FETÖ/PDY örgütü üyesi olduklarını söylemişsin. Bu konuda ne diyeceksin’ diye sordu. Kuzu “O isimlerin hepsi uydurmadır. İsimleri söylemem için liste benim elime verildi. Ben de söyledim. Bana zorla yazdırdılar. Bu arada Sayın Başkanım Ramazan Elmas komutanım da ismini verdiğim için bana hakkını helal etsin” dedi. Mahkeme başkanı da ‘Kendi içinizde helalleşin’ dedi.

    “Avukatım engelliydi”

    Zekeriya Kuzu, kendisi ile ilgili iddiaların tümünü reddederken suçu avukatına attı. Mahkeme başkanı iddiaları okumadığını belirtmesi üzerine Kuzu, “Avukatım görme engelliydi. Hatta imza attığı sırada ‘Şuraya imzala’ diyerek imza attırdılar” şeklinde konuştu.

    “Taner binbaşı terör operasyonuna gidileceğini söyledi”

    Mahkemede ifadesini sürdüren Kuzu, “Taner Berber binbaşım ile birlikte nezaket ziyareti yapmak için Tuğgeneral Gökhan Sönmezateş’in odasına gittik. Sönmezateş ile kısa bir süre sohbet ettikten sonra Taner binbaşıya ‘12 kişilik bir ekip oluşturabilir misin’ diye sordu. Daha sonra Taner Binbaşı üste kimlerin olup olmadığını araştırdı. 11 kişilik ekip bulununca ‘Ben de gelebilirim’ dedim. Daha sonra odadan çıktık. Başka konuşmalara şahit olmadım. Sonraki dakikalarda Taner Binbaşı bir terör operasyonuna gidileceğini söyledi. Ama hangi terör örgütü olduğu açıklanmadı. Orada bizim çevre güvenliğini alacağımız söylendi” dedi. Taner Binbaşının 15 Temmuz’dan kısa bir süre önce Ankara’ya toplantıya gittiğini ifade eden sanık Kuzu, “Taner binbaşının Ankara’ya gittiğini biliyorum. Ama o toplantıda ne konuşulduğunu bilmiyorum. Taner Binbaşı isimleri belirledi ve ekibi çağırdı. Ankara’dan gelen ekiplere silahlar verildi” dedi.

    “Memlekette olup bitenden haberim yoktu”

    Mahkeme Başkanının ‘Üst komutanının haberi var mıydı? şeklindeki soruya “Haberi yoktu” şeklinde cevap verdi. Mahkeme Başkanı bu defa ‘Nereye gidiyorsunuz diye sormadınız mı? sorusuna ise Kuzu “Ben emri Taner binbaşıdan alıyorum. Memlekette de olup bitenlerden haberim yoktu” şeklinde konuştu.

    “Ateş edilince saklandım”

    Helikoptere bindikten sonra uzun bir süre beklediklerini ifade eden Kuzu, “Helikoptere doğru yöneldik. Uzun bir müddet bekledik. Helikopter havalandı. Marmaris’e iniş yaptık. Gruplara ayrıldık. Özel kuvvetler bizim önümüzdeydi. Biz de MAK timleri olarak arkalarındaydık. Hedefe doğru yaklaştığımızda üzerimize ateş edildi. Ben de hemen saklandım. Şükrü Binbaşı ‘Çıkmazsanız roket atarız’ dedi. Onunu ardından hemen bir patlama oldu. Ama o patlama roket mi bilmiyorum. Ben silahımı hiç kullanmadım. Sadece iki el Çiğli’de ateş ettim. O ara can derdine düşüp saklandım. Bir kişi getiriliyordu. Daha sonra polisi olduğunu öğrendim ve düşünmeye başladım. Oraya gidene kadar Cumhurbaşkanını almaya gittiğimizi bilmiyordum. ‘Cumhurbaşkanı nereye gitti. Çabuk söyleyin’ diye duydum. İçeriden çıkartılan birine soruyorlardı. O an Cumhurbaşkanını öğrendiğim zaman şaşırdım. Şükrü Binbaşının elinde sürekli telefon vardı. Yoğun bir çatışma başladı. Sürünerek otele girdim. Mermiler geldiği için. Daha sonra gelen kişinin polis memuru olduğunu öğrendim. MAK ekibi kelepçeledi” dedi.

    "Kimseyi gasp etmedim”

    Mahkeme başkanının ‘Aranızda Himmet hareketinden olan var mı’ sorusu üzerine Kuzu, “Ben böyle bir konuşma hiçbir zaman duymadım” diyerek karşılık verdi. Mahkeme heyeti yine, polis memurlarının yağmalanması olayını sanık Kuzu’ya sordu. Kuzu, “Hiçbir memurun eline bile dokunmadım. Kimsenin üstünü aramadım. Kimseyi gasp etmedim” dedi.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow