hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Demirtaş'tan "sine-i millet" açıklaması

    Demirtaştan sine-i millet açıklaması
    expand

    HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, sine-i millete dönme tartışmalarıyla ilgili, “Zaten milletin sinesindeyiz, Parlamentodan çekilme gibi bir kararımız yok" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, bölgede bazı ilçelerde başlatılan operasyonların devam etmesi halinde HDP'nin parlamentodan çekileceği ve sine-i millete döneceği tartışmaları ile ilgili, "Zaten milletin sinesindeyiz, Parlamentodan çekilme gibi bir kararımız yok" dedi.

    Diyarbakır'da HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, DTK Eş Başkanları Hatip Dicle, Selma Irmak, DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek ve HDK Eş Sözcüsü Ertuğrul Kürkçü, yaşanan gelişmeler ile ilgili basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, HDP'nin hem parti programında, hem seçim beyannamesinde, hem meydanlarda, hem parlamentoda Türkiye'de yönetim modelinin ne olması gerektiğini açıkça ifade ettiğini belirterek, "O da özerkliktir. Öz yönetimdir. Halkımızın bugün ortaya koymuş olduğu haklı ve meşru talebe karşı hükümetin bir iç savaş görüntüsünün çok ötesine geçen işgal görüntüsü, işgal algısı uyandıran bu müdahalesine karşı partimiz çok net bir karşı tutum içindedir. HDP bütün yönetimiyle AKP hükümetinin bugün Kürt halkına karşı açmış olduğu savaşta Kürt halkının yanındadır" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu eleştiren ve Cizre'de yürütülen operasyon ile ilgili bilgi veren HDP Eş Başkanı Demirtaş, şöyle konuştu:

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "Kürt halkına gelince mi kabadayı kesiliyorsunuz?"

    "Putin'e bir iki gün meydan okuyup sonra süt dökmüş kediye dönen başbakan ve Cumhurbaşkanı, Musul'a asker gönderdikten sonra bir iki gün dünyaya meydan okuyup arkasından pısırık pısırık askerlerini oradan çeken cumhurbaşkanı ve başbakan. İsrail'e 'one minute' diye meydan okuyup dün gece 20 milyon dolara o değerleri pazarlayan başbakan ve cumhurbaşkanı, sıra Kürt halkına gelince mi kabadayı kesiliyorsunuz? Sıra Cizre'ye gelince mi kabadayı kesiliyorsunuz?" Şimdi Cizre'de 20 PKK'lı var diye 6 General, 36 Albay, 10 bin askerle oraya operasyon yapmak mıdır kahramanlık? Bu mudur sizin temizlik operasyonu anlayışınız? Şunu bilerek ve inanarak söylüyorum. Siz ne kadar aciz, ne kadar zavallı olduğunuzu ortaya koydunuz sadece. Bugün operasyon yaptığınız her yerde bir korku, panik havası değil; coşku havası hakim. Zaten o insanlar daha ilk günden kazandıklarından o kadar eminler ki onurlu, şerefli bir davanın savunucularıdır. Kendi toprağında özgürce, insan gibi yaşamak istiyorlar. Bu kadar. Siz ne yapıyorsunuz? Şehrin sokaklarına tank sokarak evleri tankla, camileri tankla yıkıyorsunuz, yakıyorsunuz. Yetmiyor, akşam sizin kanallarınızda 'Hendek kazanlar cami yaktı' diye yalan haberlerinizi izliyor buradaki insanlar. Türkiye'nın yarısı size inanıyor olabilir. Çalsanız da hırsızlık yapsanız da soysanız da katliam yapsanız da Türkiye'nin yarısı sizin arkanızda olabilir. Peki diğer yarısı? Burada yaşayan insanlar? Gece gündüz operasyon katliam yaparak buradaki insanları AKP'li mi yaptınız? Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne daha da yakınlaştırdınız mı? Böyle mi oldu zannediyorsunuz?"

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "Erdoğan ve AKP darbesine karşı haysiyetli bir direniş var"

    HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, zulmün, faşizmin, işgalin kazanmasına asla izin vermeyeceklerini ve verilen direnişin kazanacağını da ifade ederek, "Öyle hendek, çukur diyerek küçümsemeye çalışanlar da dönüp tarihe baksınlar. 1980'de Kenan Evren tank paletleriyle bu sokakları inletirken direnenler kimdi, kim haklı çıktı? O gün direnişi ortaya koyanlar olmasaydı bugün Türkiye toplumunda birbirinin yüzüne bakamazdı insanlar. Çok şükür o gün darbeye karşı direnenler vardı. Bugün de darbeye karşı direnenler var. Erdoğan ve AKP darbesine karşı haysiyetli bir direniş var. Ne yapsaydı buradaki insanlar? Erdoğan darbe yaptı diye birileri gibi Erdoğan'ın eteğine yapışıp yağcılık mı, yalakalık mı yapsaydı? Ona güzellemeler mi, şiirler mi yazsaydı? Erdoğan darbe yaptı diye buradaki insanlar teslim bayrağı çekip 'Biz artık AKP'liyiz. Biz artık Erdoğan sevdalısıyız' mı deseydiler? Kusura bakmasınlar" diye konuştu. Mevzunun hendek ve barikat olmadığını söyleyen Demirtaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "Mevzu hendek, barikat mevzusu değildir"

    "Mevzu hendek, barikat mevzusu değildir. 10 bin askerle sen bir ilçeye generallerle 36 Albayı gönderiyorsan orada hendek yok demek ki başka bir şey var. Halk direnişi var, halk var. Sen halkın tamamını ev ev temizleyeceğiz deyip halka karşı savaş açmışsan halk her yerde bu zulme karşı direnir. Direnecektir. Çıkıp büyük zafer nidalarıyla falan da konuşmayın. Utanç verilecek bir durumdasınız. Yüzde 50 oy almış bir hükümetsiniz. Daha Kürt sorunuyla ilgili ne yapacağınıza dair elinizde tek bir çözüm projesi yok. 14 yıldır iktidardasınız. Şehirlere tank sokmuşsunuz. Çıkmışsınız zaferden, demokrasiden, yeni Anayasa'dan söz ediyorsunuz. Bu zulüm çarkı uzun sürmeyecek, merak etmeyin. İnsanlar bu zulüm nedeniyle tankın, topun yıktığı evler nedeniyle göç ediyor. Kurşunlu Camii'ni yakanlar bizzat devletin görevlileridir. Oradaki evleri harabeye çeviren tank atışları, top atışlarıdır. Halkımız bunun farkında. İnsanlar o yüzden orayı terk ediyor. Fakat inşallah uzun sürmeyecek. Zulüm baki olmayacak. Bizler siyasetçiler olarak çözüm yollarını elbette ki tartışıyoruz. Geliştireceğiz. Halkımızla birlikte bu zulüm günlerinin hızla bitmesi için direnişi büyüteceğiz. Elbette ki kendi sorunumuzu çözme noktasında bütün kurumlarımızla, halkımızla işbirliği daha güçlü bir ittifak içinde bu meseleyi hal yoluna koyacağız."

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "Özerkliğin inşası için önemli kararlar alacağız"

    Demirtaş, önümüzdeki hafta sonu 26-27 Aralık'ta Diyarbakır'da DTK'nın olağanüstü kongresine katılacaklarını da ifade ederek, "Öz yönetimin, özerkliğin inşası ve içinin doldurulması ve sürecin siyasi zeminde daha güçlü şekilde ilerletilmesi için çok yoğun tartışmalar yapacağız ve önemli kararlar alacağız. Bunların hepsini de hayata geçireceğiz" dedi. Kendilerine tankın namlusunu gösterip geri adım attıramayacaklarını da söyleyen HDP Eş Başkanı Demirtaş, "Biz ölüm korkusunu çoktan aştık. Ölüm Allah'ın emridir. Halkımız 7'den 70'e artık ölüm korkusunu aştı. Allah'tan başka kimseden korkusu yoktur. Bu işi ya böyle kabul edeceksiniz ve bu zulmü durduracaksınız, sokağa çıkma yasakları kalkacak, infazlar duracak, özerkliğin, öz yönetimin müzakere edildiği üçüncü gözlemci gücün masada olduğu Dolmabahçe Mutabakatı üzerine tartışmanın başlayacağı sağlıklı bir müzakereye dönülecek. Bizim istediğimiz bu" diye konuştu. Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

    "Başka yol gösterin gençler onu yapsın"

    "Halklarımızın korkmasına, AKP karşısında paniklemesine gerek yok. Çünkü direnen bir halk gerçeği vardır. Haklıyız kazanacağız. Taleplerimiz meşrudur, kazanacağız. Faşizm ricayla, minnetle durmaz. Faşizme yalvarılmaz. Ne varsa gücünüz ortaya koyup direnip öyle kazanacaksınız. Şimdi biz o noktadayız. Yılgınlığa, korkuya, moralsizliğe gerek yok. Mücadeleyi büyüteceğiz, bu faşizme, ırkçı, işgalci, savaş politikalarına geri adım attıracağız. Halkımızı bu çerçevede bulunduğu her yerde bu onurlu, görkemli direnişi daha fazla sahiplenmeye çağırıyoruz. Geri adım atmak bu tarihi dönemin onuruna yakışmaz. Biz kimsenin malını çalmadık. Kimsenin toprağını işgal etmedik. Kimsenin hakkını gasp etmedik. Kimsenin dilini yasaklamadık. Biz kendi toprağımızda, ana vatanımızda onurlu ve özgür bir halk olarak yaşamak istiyoruz. Bu da bizim hakkımızdır. Bu kazanılana kadar direniş asla ama asla durmayacaktır. Ben bir kez daha bu direnişi ortaya koyan herkese partim adına teşekkürlerimi sunuyorum. Hükümetin yaptığı hiçbir şeyin hukuki dayanağı yoktur. Sokağa çıkma yasakları, kanunda yeri yoktur. Valiler bu kararı alamaz. Suç işliyorlar. Kanun tanımayan bir devlete karşı nereye sığınacak bu halk? Kanun dışı davranan devletin kendisi. Polis, savcı, Başbakan, Cumhurbaşkanı kanun dışı iş yapıyor. Ne Anayasa'yı tanıyorlar ne yasayı. Ne yapacak halk peki? Kusura bakmasınlar. Gençler hendek kazıyormuş, halk barikat kuruyormuş. Başka bir yol gösterin onu yapsınlar. Nereye şikayet etsinler? Kimse küçümseyerek bu darbeye karşı onurlu duruşu hiçleştirerek bu halkın tarihi mücadelesini durduracağını zannetmesin."

    Demirtaş, bir gazetecinin operasyonların sürmesi halinde HDP'nin Meclisten çekilip Sine-İ millete dönüp dönmeyeceği ile ilgili tartışmaları hatırlatması üzerine, "Zaten milletin sinesindeyiz, Parlamentodan çekilme gibi bir kararımız yok" dedi.

    DTK Eş Başkanı Hatip Dicle ise, çözüm sürecinin gelişimini anlatarak, bu sürecin Suriye'nin Rojava bölgesindeki gelişmeler, PYD'nin uluslararası meşruiyet kazanması, Rojava'daki iki kantonun birleşmesi ve 7 Haziran'da HDP başarısı nedeniyle savaş konseptinin devreye girmesi ile bitirildiğini söyledi. Bugün verilen mücadeleyi sahiplendiklerini de söyleyen Dicle, "Bir diğer konu bu savaş konsepti kuralsız, ahlaksız ve hukuksuz devam etmektedir. Türkiye’de hukuk yoktur. Bu tür durumlar en azından meclisin devreye sokulması gerekir. Ama hükümetin de meclisi devre dışı bıraktığı bir özel savaş hukuku devreye sokulmuştur" dedi.

    "Kan dökmek çare değil, kan kan ile temizlenmez"

    DTK'nın diğer eş başkanı olan Hakkari Milletvekili Selma Irmak da, savaş ve şiddetin tıkanıklık getirdiğini, devletin yıllarca başvurduğu yönteme yeniden denediğini ifade ederek, "Yara kanıyor, kan akıyor bu kan dökmek çare değil. Çağırımız, kan kanla temizlenmez. Bir kez dana söylüyoruz birkaç yıldır çatışma devam ediyor. 100 yıldır Türkiye devleti Kürt sorununu çözümü için askeri yöntemlere başvuruyor. Sonunda geldiğimiz nokta Kürt sorunu artık masada çözülecektir. Bu savaş 30 yıldır devam etti, 30 yıl daha devam etse eninde sonunda masaya oturulacaktır. Alanlara çatışma ve kanla çözülmedi ve çözülmeyecektir. Sorun ancak masada müzakere ile çözülecektir" diye konuştu.Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek ise, meselenin hendek, çatışma noktasına gelmesine yol açanın AKP hükümeti olduğunu ileri sürerek, "Recep Tayyip Erdoğan başkanlık sistemini tartışacak da, biz halk olarak öyle değil böyle diyemecek miyiz. Yurttaşların öz yönetim demokratik yönetim diyemez mu? 16 Belediye başkanı böyle bir açıklama yaptığı için tutuklandı. 34 belediye başkanızı görevden alındı, parti üyelerimiz tutuklandı. Bu ülkede demokratik özerklik olmalı diyenleri idam cezasıyla yargılıyorsun. İnsanlar buna direnmeye başladı. İnsanlar bundan sonra sesini yükseldi. Statüsüz olmayacaktır. Onun için devletin politikalarını gözen geçirmesi ve sayın Öcalan'ın paradigması doğrultusunda bir çıkış yolu bulmaya çalışmalıdırlar" dedi.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow