hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    HDP'den belediyelere kayyum atanmasına tepki

    HDPden belediyelere kayyum atanmasına tepki
    expand
    KAYNAKAA

    İçişleri Bakanlığı'nın Kanun Hükmünde Kararname ile 28 belediyeye kayyum ataması kararına HDP'den tepki geldi. HDP Merkez Yürütme Kurulu'ndan yapılan açıklamada, "İktidar, 15 Temmuz'u fırsat bilerek, attığı bu vahim adımdan bir an önce vazgeçmelidir" denildi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    HDP Merkez Yürütme Kurulu, 28 belediyede kayyum görevlendirilmesine ilişkin, "İktidar, 15 Temmuz'u fırsat bilerek, attığı bu vahim adımdan bir an önce vazgeçmelidir" değerlendirmesinde bulundu.

    İçişleri Bakanlığı 28 belediyeye kayyum atadı

    HDP Merkez Yürütme Kurulu'ndan yapılan yazılı açıklamada, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile getirilen düzenlemenin Anayasa'nın birçok maddesine, uluslararası anlaşmalara, evrensel hukuka ve temel insan haklarına aykırı olduğu belirtildi.

    Düzenlemenin seçmen iradesini yok saydığı, seçilmiş yerel yöneticileri ve kurulları işlevsiz kıldığı öne sürülen açıklamada, "İktidar, 15 Temmuz’u fırsat bilerek, attığı bu vahim adımdan bir an önce vazgeçmelidir" ifadesine yer verildi.

    Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen'den açıklama

    HDP Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen de parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, 28 belediyeye yeni görevlendirme yapılmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Hükümetin, "Kayyum" kelimesini kullandırtmamak için "Görevlendirme" kavramını kullanmayı tercih ettiğini belirten Bilgen, "Sanki bu ifadeyi kullandığında sorunun esası, durumun esasıyla ilgili bir şey değişiyormuş gibi 'görevlendirme' ifadesini kullanmayı tercih ediyorlar" diye konuştu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Yerel yönetimin, "Halkın en kolay, en hızlı ulaşabildiği yönetim" anlamına geldiğini bildiren Bilgen, kitaplarda da yerel yönetimin verimliliğinden söz edildiğini savundu. Bilgen, "Bu, çok net biçimde halk iradesinin tanınmamasıdır, yok sayılmasıdır, seçme seçilme hakkının gasp edilmesidir. Nitekim, atanmış belediye başkanlarını, kayyumları, bu vesayet rejiminin aktörlerini, belediyelerin etrafına beton kolonlar dikerek, ya da o şehirde internet hizmetini yasaklayarak, engelleyerek, kısıtlayarak falan sağlayamazsınız" ifadelerini kullandı.

    Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Bilgen, belediyelere yapılan görevlendirmelerle ilgili HDP'nin ne yapacağı yönündeki soru üzerine, "Halk, nasıl 15 Temmuz'da seçilmiş hükümete sahip çıktıysa, nasıl baskıyla, zorla bir siyasi iradenin ortadan kaldırılmasına yönelik girişime prim vermediyse, göz yummadıysa, bu nasıl demokrasi açısından takdir edilecek bir davranış ise yerel yönetimlerde de halkın kendi seçtiklerine sahip çıkması, demokrasinin değerini bilmesi anlamına gelir" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bilgen, yeni görevlendirmeleri bir belediyeye, bir belediye başkanına, bir partiye yönelik saldırı olarak görmediklerini belirterek, "Biz bu tutumu doğrudan doğruya halk iradesine, onun seçme, seçilme yeteneğine tahammülsüzlük olarak görüyoruz. Dolayısıyla, halk kendi iradesini önemsiyorsa, kendi seçimini, kendi onurunu, kendi yaklaşımını değerli görüyorsa, önemli görüyorsa, saygı duyulmaya değer görüyorsa gereken tavrını, demokratik tepkisini ortaya koyacaktır diye düşünüyoruz" ifadelerini kullandı. Bilgen şöyle devam etti:

    "Biz hukukun sınırları içerisinde, hukukun evrensel ilkeleri doğrultusunda hak arama mücadelesinin bir şiddete, çatışmaya ve altını çizmeye çalıştığım Türkiye'deki iç savaş senaryosuna hizmet etmemesi koşuluyla, son derece yüksek bir duyarlılığın, güçlü etkili bir tepkinin bu yanlıştan dönülmesine hizmet edeceği kanaatindeyiz. Dolayısıyla da halkın iradesine sahip çıkması, belediyesine sahip çıkması, kazandığı çok değerli seçme seçilme hakkını koruma konusunda da üzerine düşeni yapması gerekiyor. Bizim yaklaşımımız budur. Bu provokasyona, Türkiye’yi bir toplumsal çatışmaya sürükleyecek, bir büyük iç savaşa sürükleyecek bu provokasyona karşı hem demokratik haklarına sahip çıkan, hem de bunun bir toplumsal çatışmaya dönüşmemesi konusunda özen gösteren yaklaşımla toplumsal tepkilerin geliştirilmesi gerektiği kanaatindeyiz."

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow