hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Kemal Kılıçdaroğlu: AKP'ye geri adım attıran bu ülkenin yiğit kadınları

    Kemal Kılıçdaroğlu: AKPye geri adım attıran bu ülkenin yiğit kadınları
    expand
    KAYNAKCnnturk.com

    Partisinin grup toplantısını kadın örgütleri üyelerinin katılımıyla yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "cinsel istismar önergesiyle" ilgili, "AKP geri adım atmışsa, bu adımı geri attıran bu ülkenin yiğit kadınlarıdır" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısını kadın örgütlerinin temsilcileriyle bir arada yaptı, konuşmasının büyük kısmını AK Parti'nin komisyona geri çekme kararı aldığı "cinsel istismar önergesine" ayırdı. Türkiye'nin tarihinin en ciddi krizlerinden birini yaşadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, AK Parti'yi "tecavüzcüleri hapisten kurtarmak için uğraşmakla" suçladı ve kadınlara, "AKP geri adım atmışsa, bu adımı geri attıran bu ülkenin yiğit kadınlarıdır" diye seslendi.

    Parti grubuna gelişinde Kılıçdaroğlu'nu ellerinde pankartlarla kadınlar karşıladı.

    Grup toplantısını Cumhuriyet Kadınları, Kadın Dernekleri Federasyonu, Divriği Kadın Dernekleri, TCK 103 Çalışma Grubu, Sosyal Demokrat Avukatlar Grubu, İstanbul Barosu avukatları, Uçan Süpürge Derneği üyeleri takip ediyor. Öte yandan grup toplantısının başlangıcında CHP İstanbul İl Kadın Kollarının topladığı 100 bin imzalı 'Cinsel İstismara Hayır' dilekçesi de parti yöneticilerine teslim edildi. 

    Kemal Kılıçdaroğlu: AKPye geri adım attıran bu ülkenin yiğit kadınları

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Grup toplantısının yapıldığı salondaki kadınların ellerinde pankartlar ve tezahüratlarla karşıladığı CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu konuşmasına kadınlara teşekkürle başladı. Fazıl Say'ın dünyanın en prestijli ödüllerinden biri Bethooven Akademi Ödülü'nü kazandığını belirterek kutlayan Kılıçdaroğlu, CHP Milletvekili Ömer Lütfi Baydar'ın da NATO Parlamenter Asamblesi Başkan Yardımcılığına seçildiği bilgisini paylaştı. Konuşmasının başında bir süre ses sistemiyle ilgili sorun yaşayan Kılıçdaroğlu, daha sonra sorunun giderilmesiyle birlikte konuşmasını sürdürdü. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

    'Bunların tek derdi var: Tecavüzcüleri hapishaneden nasıl kurtarırız'

    "Bugün esnaf kardeşlerimizin sorunlarını aktaracaktım ama gündem çok hızlı değişti, bunu önümüzdeki haftaya erteliyorum. Ama, Türkiye tarihinin en ciddi krizlerinden birini yaşıyor. Freni patlamış bir kamyon gibi yokuş aşağı gidiyor. Hepimizin kaygısı var. İş vereni yatırım yapmıyor, işsizlik, dolar almış başını gidiyor ama bunların tek bir derdi var: 'Tecavüzcüleri hapishaneden nasıl kurtarırız'.

    Türkiye'nin bütün kadınlarıyla onur ve gurur duyuyorum. Eğer bugün Adalet ve Kalkınma Partisi yani AKP geri adım atmışsa, bu adımı geri attıran bu ülkenin yiğit kadınlarıdır. Bu ülkenin geleceği sizin ellerinizde. Çocuklarımızı siz yetiştiriyorsunuz. Önce bu ülkenin bütün kadınlarına yürekten teşekkür ediyorum. Eğer bugün hiçbir ayrım yapmadan tarlada çalışan, dükkanında çalışan, evinde oturan, büroda oturan, sokakta gezen, vatandaşın halini hatırını soran veya herhangi bir partiye oy isteyen bütün kadın kardeşlerime yürekten teşekkür ediyorum. Onların gücü bu teklifin geri alınmasını sağladı. İlk kez kadınlar güçlerinin böyle farkına vardılar.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Kemal Kılıçdaroğlu: AKPye geri adım attıran bu ülkenin yiğit kadınları

    'Bu bataklıktan Türkiye'yi kadınlar kurtaracak'

    Şimdi önümüzde çok önemli bir süreç daha var. Türkiye eğitimden dış politikasına, savunmasından teröre kadar bir bataklığın içine sürüklenmiş vaziyette. Bu bataklıktan Türkiye'yi kadınlar kurtaracak. Buna güveniyorum. 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Kanunların Meclis'teki sürecini anlattı

    Parlamentonun çalışması konusunda size küçük bir bilgi vermek isterim. Sizler genellikle TV'de parlamentonun genel kurul çalışmasını görürsünüz. Genel kurul dışında Anayasa, Plan Bütçe, İnsan Hakları gibi komisyonlar vardır. Dolayısıyla kanun teklif ve tasarıları önce bu komisyonlara gelir, bu komisyonlarda görüşülür ve ondan sonra genel kurula iner. Komisyonlarda görüşülmesinin nedeni şudur? Uzmanlar ve sivil toplum kuruluşları bu komisyonlara davet edilir ve çıkacak olan kanun teklifiyle ilgili görüşleri alınır. Bazen alt komisyonlar kurulur, alt komisyonlarda sivil toplum örgütleri ile milletvekilleri hep beraber çalışır, kanun teklifi olgunlaştırılır ve komisyona gelir. Sizler TV'lerde genelde genel kurula inen kanunları ve teklifleri görürsünüz. 

    'Gece yarısı önergesiyle metne girdi'

    Bugün geri çekilen yasa önerisi bir gece yarısı önergesiyle kanun metnine girmiştir. Yani komisyonlarda görüşülmemiş, sivil toplumun görüşü alınmamıştır. Yani parlamentoda AKP dışındaki üç partinin görüşü de sorulmamıştır. 'Ben bildiğimi yaparım' denilerek önerge verilerek, önerge CHP'nin girişimleri sonucu yeterli çoğunluk bulunamadığı için bugüne sarkmıştır. En büyük tepkiyi kadınlar vermiştir. 83 kadın örgütü ortak bir bildiri yayınlamışlardır. Teklif geri çekilme konusunda AKP içerisinde kabul görmüştür, kadınlar gücünü göstermiştir. İktidardaki bir siyasal parti bu teklifi geri çekmek zorunda kalmıştır.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    'Ciddi sorunların temelinde gece yarısı verilen önergeler var'

    Şu çok önemli, bugüne kadar Türkiye'de yasal düzenlemelerden ne kadar ciddi sorunlar çıkmışsa, bu sorunların temelinde gece yarısı verilen önergeler yatmaktadır. Gece yarısı önergelere biz karşı çıkıyoruz. AKP'li, CHP'li, MHP'li, HDP'li bütün partilerin de karşı çıkması lazım. Oturup adam gibi, insan gibi görüşmek varken, tartışmak, uzlaşmak, ülkenin sorunlarını çözmek varken, yeni sorunlara kaynaklık eden önergeleri kabul etmemeliyiz. Ettirmediniz.

    Adem Sözüer'in verdiği örneği paylaştı

    Prof. Dr. Adem Sözüer şu açıklamayı yapıyor: 'Bu önerge kanunlaşırsa, 10 kişi bir çocuğa cinsel istismarda bulunur ve birisi o çocukla evlendirilirse, hepsi affediliyor'. Böyle bir şeyi kabul etmek mümkün değil. Tepkiniz, tepkimiz işte bunlara.

    AKP'li kadınları CHP'ye davet etti

    Özellikle AKP için oy toplayan kadın kardeşlerime seslenmek isterim: Yıllarınızı verdiniz, emeklerinizi verdiniz, kapı kapı dolaştınız, AKP'ye oy istediniz. Sizin yaptığınız çalışmaların değerini bilmediler. Sizin çocuklarınızın, kız çocuklarınızın değerini bilmediler. Tecavüzcülere af getiriyorlar. Şimdi o çatının altından ayrılmak zorundasınız, ayrılın ve gelin.

    Adalet Bakanı Bozdağ'a tepki: 'Çocuğun rızası mı olur?'

    Adalet Bakanı şu açıklamayı yapıyor; 'Tamamen ailelerin de küçüğün de rızasıyla yapılmış işler' diyor. Küçük bir çocuğun rızasından nasıl söz edersiniz? Adı üstünde çocuk... Elma şekeri vererek mi bu çocuğu 'Gel sana tecavüz eden kişiyle evlen' diye kandıracaksınız? O nedenle sevgili kadın kardeşlerim size yürekten tekrar teşekkür ediyorum.

    Bazıları da dini referans vererek kabul ettirmek istiyor

    Bazıları da bunu dini referans vererek bir anlamda kabul edilebilir noktaya getirmek istediler. Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Mehmet Keskin herkesin kulağına küpe olsun diye şu açıklamayı yapıyor: 'Evlenebilmek için reşit olmanın gerektiğini belirtiyor ve İslam alimlerinin bunu erkekte 18, kızda ise en az 17 yaşını doldurduğu zaman reşit ol abileceğini söylüyor.' Ve şöyle devam ediyor: Bu yaştan daha küçük olanlar rüşdlerini ispat edemedikleri için çocuk sayılırlar. Çocukların da evlendirilmeleri toplumu vahim sonuçlarla karşı karşıya getirecektir. İslamiyet de toplumda huzuru, düzeni, dinginliği esas olan yüce bir din olduğuna göre, küçükyaşta çocukların evlendirilmeleri durumunda bu gibi açmazlarla karşılaşılacağı için, küçük yaştaki çocukların evlendirilmesi, İslamın esprisiyle bağdaşmaz' diyor. Onların da kulağına küpe olsun. 

    Kimi hapisten çıkarmak ya da yurt dışından dönsün diye verildi?

    Türkiye'nin derdine bakın, onların derdine bakın. Şu soruyu merak ediyorum: Bu önerge kimin için, kimin hapisten çıkması veya kaçak olarak yurt dışındaysa Türkiye'ye rahat olarak gelmesi için verildi? Bunun yanıtını arkadaşlarımız komisyonda veya genel kurulda soracaklar. Sizler de sokakta sorun. Gördüğünüz her AKP'liye, 'Bu önergeyi kimi kurtarmak için getirdiniz?' diye sorun.

    'Dolar almış başını gidiyor, onlar tecavüzcüyü kurtarmakla uğraşıyor'

    Türkiye nereye gidiyor, bunlar neyle uğraşıyorlar. Dolar almış başını gidiyor. İş adamı yatırım yapmıyor, 'Önümü göremiyorum' diyor. Doların bir kuruş değer kazanmasının maliyeti, 2 milyar 100 milyon lira. Türk lirası değer kaybederken hep beraber kaybediyoruz. Buna çözüm üretmemiz, bu sorunu çözmemiz gerekiyor. Esnaf siftah yapamıyor, esnafın siftah yapması için ekonomiyi güçlendirmemiz gerekiyor. Ama, onlar bununla değil, 'bir tecavüzcüyü nasıl hapisten kuratabiliriz' ile meşgul durumdalar. 

    'Şehitler arasında ayrım yapanlar haindirler'

    Türkiye'nin çok sorunları olduğunu söyledim. Siyaset kurumunun bu sorunlara çözüm üretmesi gerekir. Ama, iktidardaki parti AKP'nin bu sorunlara  çözüm üretme kapasitesi ve yeteneği yoktur, bunu kaybetmiştir. Bugün bir KHK yayınlandı. Şehitler arasında ayrım yapmışlardı, şimdi bu ayrımı derinleştiriyorlar. 15 Temmuz şehitlerinin kardeşleri ve çocukları isterlerse askerlik yapmayacaklar. Ama PKK'ya karşı mücadele eden şehitlerin çocukları veya kardeşleri askerlik yapacak. Bu düzenlemeyi yapmak açık ve net söylüyorum, Binali Yıldırım da bakanlar da Sarayda oturan zat da duysun, bu düzenlemeyi yapan şehitler arasında ayrımcılık yapan insanlar haindirler. Şehitler arasında, annelerin göz yaşı arasında ayrım yapılır mı? Evlatlarını askere göndermiş, bu ülkenin refahı, huzuru için evladını şehit vermiş annelerin gözyaşları arasına ayrım getirilir mi? Bütün kadınlara sesleniyorum, Adalet ve Kalkınma Partisi'ni yani adaleti ve kalkınmayı unutan partiyi, yani AKP'yi şimdi hepiniz çok daha net ve yakından tanıyorsunuz. Ayrımcılık, bölücülük yapıyor. Şehitler arasında ayrımcılık, bölücülük yapan bir partiden ülkeye, kadınlara, çocuklara, esnafa hayır gelmez.

    Hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın. Hiç kimsenin buna hakkı da yetkisi de yok. Çünkü herkes şunu çok iyi bilmeli ki bu ülkenin kadınları, anneleri var. 

    'Rejimi değiştirmeye kalkıyorlar'

    Şimdi rejimi değiştirmeye kalkıyorlar. Parlamenter sistemden, halkın seçtiği milletvekillerinden, gazi Meclis'ten, yargının bağımsızlığından, medyanın özgürlüğünden, üniversitelerin özerkliğinden hoşlanmıyorlar. 'Bütün yetkiyi bir kişiye verelim, biz böylece kurtulalım' diyorlar. Bütün yetkiyi bir kişiye vermeyi arzu ediyor musunuz? Çocuklarınız güzel bir ülkede yaşasın istiyorsanız demokratik parlamenter sisteme, yargı bağımsızlığına, hapisteki gazetecilere hep birlikte sahip çıkacağız. 

    Binali Yıldırım'a çağrı: 'Başbakansan başbakanlığa sahip çık'

    'Rejimi değiştirmiyoruz, o 1923'te kaldı' diyorlar. Sanıyorlar ki çocuk kandırıyorlar. Sizi kandırdıklarını biliyoruz. PKK, FETÖ, IŞİD kandırdı. Onlar sürekli kandırılıyorlar. Sanıyorlar ki, CHP'yi de biz kandırırız. Biz kandırılmayız. Binali Yıldırım'a açık ve net çağrıda bulunuyorum: Başbakansan başbakanlığına, koltuğuna sahip çık, başbakansan başbakanlığa sahip çık. 

    FETÖ'nün siyasi ayağını ortaya çıkarmak için hesap soracağız

    100 binin üzerinde kamu görevlisi ihraç edildi, içlerinde bir tane siyasetçi var mı? Nerede bu işin siyasi sorumlusu? FETÖ ile aynı yatakta yatanlar nerede şimdi? FETÖ ile paralel gidenler nerede şimdi? Hesabını soracağız. Siyasi ayağını çıkarmak için hesabını soracağız, hesabını sormazsam namerdim.  Diyorlar ki 'FETÖ bizi kandırdı, biz saftık ama Kılıçdaroğlu bunları biliyordu. O zaman Kılıçdaroğlu yargılansın' Ben de şu teklifi yapıyorum, kendine güveniyorsan ben yargılanmaya hazırım sen de gel beraber yargılanalım. Gelirler mi? Gelemezler. Kendilerinin içinde dünya kadar FETÖ'cü var, bylock kullananlar var, bunu da çok iyi biliyorum. Bunların gücü öğretmene, ere, erbaşa, gazetecilere, yazarlara, üniversite hocalarına yetiyor. Bunların gücü başkasına yetmiyor. Çünkü onlardan intikam almak istiyorlar. Yani gazeteciler, öğretim üyelerinden intikam almak istiyorlar." 

    O nedenle size, AKP'nin adaletini göstermek için bir olaydan söz edeceğim. Bir polisi içeri atıyorlar, özel bir şirkette çalışan eşini de işten atıyorlar. Türkiye'deki bütün kadınlara sesleniyorum, cezaların şahsiliği vardır. Diyor ki vali, 'Talimat geldi onun işine de son verin' diyor. Bunlar o 5,6 yaşındaki gariban çocuklara, 'Ağacın kökünü yesin' demişlerdi. Onlar asla ağacın kökünü yemeyecek, bütün mazlumlara sahip çıkacağız. Eğer yiyeceksen sen zıkkımın kökünü ye.

    Yine bir yazı jandarmadan gidiyor, 'Aşağıda kimlikleri yazılı şahıslarının ve çocuklarının kurumunuzda bir kaydının bulunup bulunmadığını bize bildirin' diyor. Hadi adamı anladık da çocuklarının ne günahı var. Onları da fişliyorlar. Ben diyorum ya, bunların yatacak yeri yok diye. Sevgili Peygamberimizin Veda Hutbesi, bütün tarihçiler insan hakları bildirisi olarak yorumlarlar. Sevgili Peygamberimiz, 'Herkes kendi işten sorumludur. Bir insanın işlediği suç babasına, annesine, evladına yüklenemez'. Doğru mu doğru. Peki onlar ne yapıyorlar? Hem Müslüman geçiniyorlar, küçük çocukların bile nafakalarını ellerinden alıyorlar. Bunlar büyük bir günah içindedir. Devlette liyakati kaldırdılar, devleti çökerttiler. Bugün geldikleri nokta budur. 

    'Meclis'in ses sistemini' bozdular

    Sizler geldiniz diye TBMM'nin, bizim buranın ses sistemini bozdular. Sesiniz duyulmasın diye. Daha ilginç Meclis Televizyonunu kapattılar kimse görmesin diye. Meclis Başkanına sesleniyorum, sende onur varsa, sen de kimlik varsa, sen de ahlak varsa, bunu yapan adamı çıkarır kapının önüne koyarsın. Yoksa bütün suçlamaları sana aynen gönderiyorum. Parlamentoya sahip çıkmayan, parlamentonun onuruna sahip çıkamaz. Parlamentoda her hafta düzenlediği bir toplantıyı sabote eden kişiye ses çıkarmayan, arkasında duran kişiye Meclis Başkanı denemez. Hele hele kadınlardan korkan birisine erkek denemez.

    Bu ülkenin güzel kadınları sizler için şiirler, öyküler, romanlar yazıldı, sizler için filmler çekildi, evinizin direği oldunuz, çocuğunuzun üzerine titrediniz, onu sivrisinek ısırsa bile acaba canı acıdı mı diye üzüldünüz. Yeri geldi eline kına yakıp askere yolladınız, umutla evine yuvasına huzurla dönecek mi diye beklediniz. Şehit haberleri gelince 'bana haber vermesinler' diye üst kapıya çıktınız. Sizin acınızı bütün dünya duydu. Şimdi çocuklarınıza sahip çıktığınız gibi ülkenize sahip çıkıyorsunuz. Hiç kimse, hiçbir kadın şunu unutmasın, sizlere seçme ve seçilme hakkını veren Mustafa Kemal Atatürk'tür. İsviçre'den, Japonya, Yunanistan, Fransa'dan önce verdi. O büyük adamın bize miras olarak bıraktığı cumhuriyeti tam demokrasiyle taçlandırdığımız zaman evimizde huzur içinde oturacağız. O zaman görevimizi yerine getirdik diye bu güzel ülkeye sahip çıkacağız. Onlar korkuyor, biz korkmayacağız, biz yürekli, ahlaklı insanlarız. Biz terör nereden gelirse gelsin onurlu ve dik duruyoruz. Biz adaleti savunuyoruz. Adaletin olmadığı bir yerde devlet, kadın-erkek eşitliği olmaz. Eğitim sistemini söz veriyorum tepeden tırnağa değiştireceğiz."

     

     

     

     

     

     

     

     

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow