hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    "O asker" ilk kez konuştu: "Aklıma oğlum geldi"

    O asker ilk kez konuştu: Aklıma oğlum geldi
    expand
    KAYNAKYaşar Anter - Nilüfer Demir - Yasin Tinbek / DHA

    Muğla'nın Bodrum İlçesinde 4 gün önce ailesi ile birlikte çıktığı umuda yolculukta yaşamını yitiren iki yaşındaki minik Aylan Kurdi'nin kıyıya vuran bedenini kucağında taşıyan ve DHA muhabiri Nilüfer Demir'in çektiği fotoğraf karesi ile dünyanın gündemine oturan Olay Yeri İnceleme Tim Komutanı Jandarma Astsubay Kıdemli Üstçavuş Mehmet Çıplak, DHA'ya konuştu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Kıdemli Üstçavuş Çıplak, yaşadıklarını dünya kamuoyu ile paylaşırken, o anları bir daha yaşadı.

    18 yıllık astsubay olan Çıplak, "Aylan bebeğin yanına geldiğimde içimden 'Allahım inşallah yaşıyordur' dedim. Temennisi, umuduyla hayat belirtisi aramaya çalıştım. Ancak maalesef herhangi bir hayat belirtisi mevcut değildi. Çok üzülmüştüm. Aylan bebeğin cansız bedenini kucağıma alıp taşımamla ilgili olarak 'Bu kadar ağır bir yükü nasıl taşıdın?' diye soranlar oldu" dedi.

    Aylan Kurdi'nin fotoğrafı ile ırkçı paylaşıma soruşturma

    "Gerekli tedbirleri alıyoruz"

    Muğla'nın Bodrum İlçesinde 4 gün önce ailesi ile birlikte çıktığı umuda yolculukta yaşamını yitiren 2 yaşındaki minik Aylan Kurdi'nin kıyıya vuran minik bedenini yerden alan ve DHA muhabirinin çektiği fotoğraf karesi ile dünyanın gündemine oturan "O asker" ilk kez DHA muhabirine konuştu, o anda yaşadıklarını dünya kamuoyu ile paylaştı.



    Olay Yeri İnceleme Tim komutanı Jandarma Astsubay Kıdemli Üstçavuş Mehmet Çıplak, 4 gün sonra bu sabah minik Aylan'ın cansız bedenini bulunduğu yerde DHA muhabirinin sorularını yanıtladı.

    Dünyanın merak ettiği soruları zaman zaman yaşlı gözlerle yanıtlayan ve kelimelerin boğazına dizildiği evli ve altı yaşında bir çocuk babası olan 39 yaşındaki Çıplak ,1997 yılından bu yana Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde Türkiye'nin değişik il ve ilçelerinde, 2012 yılından bu yana ise Bodrum ilçesinde görev yapmakta olduğunu belirtti.

    Çıplak, "Kaçak geçişleri önleme ile ilgili olarak kendi vatanlarından, yaşadıkları yerlerden kalkarak hiç bilmedikleri coğrafyalara gelerek çok zor koşullar altında kendi ve ailelerinin hayatlarını idame ettirmekten başka amaçları olmayan bu insanların umuda yolculuklarını böyle acı tablolar yaşanmadan ve bu tehlikeli yolculuklarının buralara gelmeden önlenmesi maksadıyla Jandarma Genel Komutanlığı mensupları olarak gece gündüz demeden yaptığımız çalışmalarla gerekli tedbirleri alıyoruz ve almaya devam edeceğiz" dedi.

    "Allahım inşallah yaşıyordur dedim"

    Yaşadığı o anı anlatırken kelimelerin sık sık boğazında düğümlendiği Çıplak, şunları söyledi:

    "Mensubu olduğum Jandarma Genel Komutanlığı'nın vizyonunda 'insan merkezli' görev anlayışına sahip olma sorumluluğumuz mevcuttur. Bunun gerektirdiği en temel görevleri icra etmek baştan gelen vazifemizdir. Bu sebeple bizim için her şeyden önemli olan insan hayatıdır. Aylan bebeğin yanına geldiğimde içimden 'Allah'ım inşallah yaşıyordur' temennisiyle, umuduyla hayat belirtisi aramaya çalıştım. Ancak maalesef herhangi bir hayat belirtisi mevcut değildi.

    Çok üzülmüştüm. Biraz önce de belirtmiştim, bizim önceliğimiz insan hayatıydı. Bununla birlikte, bende her şeyden önce bir insan ve 6 yaşında oğlu olan bir babayım. Aylan bebeği görür görmez hemen aklıma oğlum geldi ve bir an kendimi Aylan bebeğin babası yerine koydum. Bu tarif edilemeyecek kadar acı ve trajik bir durumdu. Bazen insanlar, cansız bedenlere yaklaşmakta çekinirler, inanın aklıma hiç öyle bir şey gelmeden görevini yapan bir kolluk personelinden öte yavrusuna sarılan bir babanın hissedebileceği duygular içerisindeydim."

    "Fotoğrafın çekildiğinin farkında değildim"

    Komutan Çıplak, "Olay yerine geldiğimde, civarda kalabalık vatandaş grubunun olduğunu belirtmiştim. Fotoğraf çekip çekmediklerinin farkında değildim. Görevim gereği olay bölgesine odaklanarak süratli bir şekilde olay yeri ile ilgili incelemelerime başlamıştım. Aylan bebeği taşırken alınan görüntümün, inanın dünyanın gündemine taşınacağı ve günlerce gündemde kalabileceği aklımın ucundan dahi geçmedi" diye konuştu.

    "Bu kadar ağır yükü nasıl taşıdığımı sordular"

    Çıplak, şöyle konuştu:

    "Fotoğrafları basın ve yayın organlarında ilk gördüğümde tabii ki de çok şaşırdım. Aylan bebeği ilk gördüğümdeki acıyı bir kez daha yaşadım. Zaman zaman müdahale ettiğimiz olaylarda, müdahale esnasında basın yayın organlarınca çekilen fotoğraflarımız basına yansıyordu. Ancak böylesi bir durum ilk defa başıma gelmişti.

    En başta eşimden, sonra diğer akrabalarım ve birlikte görev yaptığımız arkadaşlarımdan inanılmaz derece olumlu tepkiler aldım. O esnada çekilen fotoğraftaki yüz ifademi herkes fark etmiş. Herkes Aylan bebeğe çok üzülmüştü ve benim Aylan bebeğin cansız bedenini kucağıma alarak taşımamla ilgili olarak 'Bu kadar ağır bir yükü nasıl taşıdın?' diye sordular."

    "Fotoğraf insanlığın kanayan bir yarasıydı"

    Üstçavuş Çıplak, "Elbette dünya gündemine oturan ve günlerce artçı sarsıntıları devam etmekte olan bu fotoğrafın dünya ülkelerinin, insanlığın kanayan bir yarası, ayıbı olan bu mülteci sorununun kapsamlı olarak ele alınması gerekliliği konusunda bir kıvılcıma neden olduğunu gördüm. Umarım bu kıvılcım büyüyerek bu mülteci yangınını söndürebilecek güçte bir yangının çıkmasına sebep olur. Ve bu gerçekleşirse elbette üzüntüm azalacaktır" dedi.

    ''Buna benzer olaylar ile sıklıkla karşılaşıyoruz''

    Çıplak, benzeri olaylarla sıklıkla karşılaştığını belirterek, şöyle konuştu:

    "Tabii ki sıklıkla karşılaşıyoruz. Türkiye'nin değişik il ve ilçelerinde 10 yılı aşkın zamandan beri olay yeri inceleme personeli olarak görev yaptım. Bu nedenle bu kadar ağır ve trajik olmayan fakat buna benzer olaylar ile sıklıkla karşılaşıyoruz.

    Daha önceki görev yaptığım bir ilçede, yakından tanıdığım bir arkadaşım görev yaptığım ilçe sınırlarında trafik kazası sonucu hayatını kaybettiği, ilk defa bir arkadaşımın ölümüne tanık olmuştum.

    Yine başka bir olayda, bir bayanın ve çocuklarının gözü önünde eşi öldü, hatta kaza benim gözümün önünde meydana geldi. Kazanın olduğu esnada o bayanın ve çocukların çığlıklarına yürek dayanır gibi değildi. Çığlıkları halen kulağımdadır. Her iki olayda da bu olayda olduğu gibi olay yeri incelemesini yine ben yapmıştım."

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow