hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Polisten Demirtaş'ın evine ikinci müdahale!

    Polisten Demirtaşın evine ikinci müdahale
    expand

    HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, polisin evine gelip içeri girmeye çalışmasının ardından, hemen ertesi gün, ikinci bir ekibin daha gelerek site duvarına asılı parti bayraklarını indirmeye çalıştığını açıkladı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş NTV canlı yayınında Oğuz Haksever, Mete Çubukçu, Mustafa Karaalioğlu ve Murat Yetkin'in sorularını yanıtladı. Demirtaş'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

    (Evinin polis tarafından basılması): Kapıyı aç da bir yüzünü görelim diyor. Ben de kapıyı açamam diyorum. Kapının arkasından kimlik gösteriyor ama.


    Demirtaş: ''Bilinçli mi tertiplendi?''


    Akşam 8.30-9.00 suları. İki kızım ve eşimle evdeyiz. Çok ısrar ediyorlar ama. Ben de 'polisseniz bu evin kime ait olduğunu biliyor olmanız lazım' diyorum. 'Ben vali beyle görüşeyim' diyorum, 'valiyi arayacakmış' diyorlar. Ben de 'kötü niyetliyseniz herhalde kim olduğumu biliyorsunuz. Birazdan kapıyı açtığımda şok olacaksınız herhalde' dedim.

    Koruma görevlisi arkadaşlarım yukarı çıktılar. Ben kapıyı açınca görünce şok oldular. Birinci, benim evime gelen ekibin hatası var. O evde kim oturuyor 30 saniyede kim olduğunu anlarlardı. Telsizle sorabilirler, bunu da sormuyorlar. Normal bir yurttaşın kapısına da gitseniz o şekilde davranılmaması lazım.

    Sonra koruma görevlisi arkadaşlar müdahale edince, kendilerini net olarak tanıtacak kimliği çıkarmıyorlar. Polis olduklarını tanıtacak bir şey yok. Biri bana bakarak sakız çiğniyor. 'Bu nasıl polis' dedim ya, böyle polis mi olur? 'Benim adım şu' diyor... 'Kusura bakmayın gideceğiz' dediler. Vali bey ilgilendiler, gelenler resmi polis fakat anlaşılıyor ki onlar da yanlış yönlendirilmişler.

    Seçime bir ay kala bu şekilde bir olayın yaşanması tesadüf olmayabilir, iyi araştırılması lazım. 155'te görevli, ihbarı alan polisin açığa alındığı söylendi.

    Beş gün önce yaşanmış olay ben bunu gündemleştirmedim de. Özel olarak gündeme de taşımadım ben. Seçime bir tansiyonu yansımasın diye. Ama iyi soruşturulması lazım. Şahsımla ilgili mevzu değil bu sadece.

    Ertesi günde şöyle bir şey yaşanıyor. Benim oturduğum sitede bir kaç tane HDP bayrağı asılı. Polis ekibi geliyor 'indireceksiniz' diyor.

    Güvenlikçiler de diyor 'burası genel başkanın oturduğu site'. 'Hayır' diyorlar, 'genel başkan falan tanımayız, yasak asamazsınız'. Bir saat sonra emniyet il müdür yardımcısı arıyor, kusura bakmayın yanlış anlaşılmış, sayın genel başkana söyleyin, böyle bir şey olmayacak diyor. Bir tuhaflık bir yerde bir şeyler var.

    Murat Yetkin: Buraya gelirken, sizinle kadınlar selfie çektirmeye çalışıyorlardı.

    Hayır erkekler de vardı. Yuvamı yıkacaksınız.

    Murat Yetkin: Biz hafif kıskançlıkla da bakıyoruz. Başak hanım ne diyor?

    Eşim çok memnun değil doğrusu. Bu kadar ilgi görüyor olmak herhalde hiçbir eşi çok memnun etmez. Siyaseten oy getirmesi eşimi memnun eder, şahsen ilgi görüyor olmam... Şahsen ben de memnun olmam diye düşünüyorum.

    Soru: Baraj meselesi.. Kamuoyu yoklamaları yaptırılıyor. Baraj geçildi mi geçilmedi mi sorusu. İkincisi, sizin bir demeçlerinizde yer verdiğiniz kalıcı olarak HDP'ye oy verecek bir kitle, bunlar kim? Bir de sizin talep ettiğiniz barajın aşılması için "emanetçi" kesimler kimler? Hangi kesimlerden oy bekliyorsunuz?

    Bizim yaptığımız araştırmalarda yüzde 10'un biraz üstü görünüyor. Ama kanaatimce yüzde 12-13'leri bulmak lazım. Barajın altında değiliz ama sınırda, kritik bir nokta diyebileceğimiz bir yerde duruyor HDP.

    Fakat 'HDP'ye oy verebilirim' diyenlerin oranı yüzde 30 oranında. 'HDP'ye sempati duyuyorum' diyenlerin oranı da yüzde 52 civarında. Bu çok kıymetlidir bizim için.

    Bunları oya dönüştürmek önümüzdeki 25 gün boyunca bizim görevimiz, işimiz. Ama bahsettiğiniz bir kaç nedenle HDP'ye oy veren kesimler var. Birincisi mücadelemize yürekten inanan ve çok gerekçeden dolayı partimize oy veren kitle var. Bunlar yüzde 9-9,5 civarında HDP'ye oy veriyordu.

    Son 1-1,5 aydır seçim beyannamemizden dolayı da 'evet ben HDP'ye oy verebilirim' diyen yüzde 1 kadar seçmen kitlesinin partimize yöneldiğini görüyoruz.

    Bir de "HDP'nin programı fena değil ama HDP barajı aşsın ve Türkiye HDP'siz bir parlamentoya uyanmasın, AKP de bedavadan milletvekili kazanmasın" diyen bir kitle var. Fakat bunlar HDP'ye nefret duymuyorlar tabii ki.

    Soru: Seçim beyannamemiz deyince, siz ısrarla Diyanetin kaldırılması meselesine neden bu kadar ağırlık veriyorsunuz? Türkiye’den böyle bir talep mi tespit ettiniz? Bu ısrarınız neden? Taksim-Kudüs meselesi de oldu.

    Bizim öne çıkardığımız başlık Diyanet değil. Yüzlerce başlıktan birisi o. Biz din ve Diyaneti gündeme taşımadık. Cumhurbaşkanı başbakan ve AKP sözcüleri tarafından çarpıtıldığı için doğrusunu anlatmak zorunda kaldık. Aksi takdirde biz kampanyamızı din Diyanet üstüne çıkarmadık. Fakat yalanlara iftiralara da cevap vermek olmazdı.

    Taksim, zorunlu din dersi, Diyanet meselesinde çarpıtıldı. Diyanet İşleri Başkanlığı kaldırılmalı, inanç hizmetleri başkanlığı kurulmalı. Hükümetten emir almayan, kendi yapısı içinde devletten korkmayan bir din organizasyonuna ihtiyaç var. Bu dini ibadeti özgürleştirmektir. Dine yapılacak en büyük hizmetten söz ediyoruz. Yoksa biz din hizmeti yapmayacak, dini bitirmeye çalışıyoruz, bunu ne ima ettik ne bildirgemizde var. Hep böyle söylemeye çalıştılar. İşte bunlar kafirler, inancımızı, mezheplerimizi sorgulayan yuhalatan. Eleştirebilirsiniz, 'Hayır diyanet lazım bize. Sizin önerdiğiniz inanç hizmetleri kurumu yetersizdir' buradan eleştirebilirsiniz.

    Daha iyi din hizmetlerini toplumda nasıl eşitlikçi şekilde verebiliriz politikasını tartışabiliriz. Ama böyle tartışılmıyor. "Bunlar din karşıtı, bunlar dinimize saldırıyorlar" deyip eline Kuran-ı Kerim'i de alıp meydan meydan dolaşmak, tam da eleştirdiğimiz konu budur.

    Soru: Eğer barajı aşarsanız koalisyon konuşuluyor. Var mısınız?

    Biz barajı aşarız ben buna eminim. Ama biraz daha yüksek oy alırsak bu ihtimal ortaya çıkar. Sayın cumhurbaşkanı birinci partiye görevi tevdi edecek. CHP ile AKP anlaşır mı bilemiyorum. Ama büyük olasılıkla ilk üç parti kendi içinden koalisyon çıkaracaktır diye düşünüyorum. Bizim AKP ile ortak hükümet programında anlaşmamız neredeyse imkansızdır.

    Biz bütün geçmiş suçların, günahların ortaya çıkarılmasını isteyeceğiz. AKP  bizimle nasıl hükümet kuracak? Türkiye hükümetsiz kalmamalı diyoruz. Kaos yaratabilir. Ekonomiyi, esnafı, çalışanları olumsuz etkiler. Dolayısıyla koalisyonlardan korkmamak lazım. Koalisyon bir felaket değildir. Ben hani diğer üç partinin bir hükümet kurabileceklerini, azınlık hükümetini, koalisyon hükümeti olabilir Türkiye’nin devam edeceğini düşünüyorum.

    Soru: Sanki Adalet ve Kalkınma Partisi tek başına iktidar olamayacak ve sizinle kurarsa zor kurarız dediniz.

    Tek başına hükümet olamayabilir.

    Soru: Bu varsayımınızla sizinle olmazsa kiminle kurar?

    Parlamentoya girme ihtimali olan dört parti görünüyor. Bizim dışımızda AKP, CHP, MHP’dir.

    Soru: CHP, MHP, HDP koalisyonu zor görünüyor. Sizin CHP-MHP hükümetine destek vermeniz olabilir mi?

    O da çok zor bir seçenektir. Ama şunu hep söylüyoruz. HDP sorumluluk duyan bir partidir. Ve seçim sonrasında 'Türkiye bir kaos yaşamasın' diye, hükümetsiz kalmasın diye biz üzerimize düşen fedakarca tutum sergileriz. Şartlarımız ilkelerimiz olur. Örneğin, oluşacak hükümet acil sivil bir anayasa yapmalıdır. Yapma sözü vermelidir. Parlamento derhal çalışmaya başlamalıdır. Barajı derhal kaldırmalıdır yeni hükümet. Erken seçim vaadiyle kurulmalıdır bu hükümet. Barajsız, yeni anayasası yapılmış bir Türkiye erken seçime gider.

    Soru: Barajı aşarsanız zaten seçim sonrası, bu barajın anlamı kalmıyor.

    Kalkması herhalde AKP’nin de işine gelecektir.

    Soru: Sayın Erdoğan’ın bütün her şeyi başkanlık sistemi. Yeni anayasadan anlayışlar bu kadar farklılaşırsa nasıl olacak?

    Şüphesiz ki temel konularda uzlaşma sağlanamadığı için yeni anayasa geçen dönem yapılamadı. Vatandaşlık tanımı, devletin idari modeli, ana dil meseleleri, yargının düzenlenme şekli, dört parti konsorsiyum sağlayamıyor. Ve AKP tek başına hükümet değilse, güç kaybederek girmişse, başkanlık sistemi tartışma dışıdır. Bir defa başkanlık sistemini kenara bırakacak AKP. Sonra oturacağız anayasayı nasıl yapacağımızı konuşacağız. Programda kendim yazdım diyor, hiçbir yerde de bize oy verin başkanlığı getireceğiz demiyor. Bana oy verin başbakanlıktan kurtulayım diyemez herhalde.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    ''Görevi bırakırım''

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Siyasetçiler başaramıyorsa, gerçekten de kalıcı tutum sergilemeliler. Şu savunduğumuz program, yüksek demokratik çita, Türkiye toplumundan desteği alamıyorsa bu bizim hatamızdır. Eğer eş başkan olarak ben bunu anlatmayı, toplumu ikna etmeyi başaramamışsam, partim yüzde 10 barajını aşamamışsa, 7 haziran akşamı görevimi bırakırım. Bu sorumluluğumuzun gereğidir. O ben değilsem, Figen Hanım değilse, başka yönetim bunu başaracaksa ısrar etmenin anlamı yok. Şu program yüzde 10’un altında oy almışsa görevi bırakırım.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    6-7 Ekim olaylarında bir travma yaşadık. Öncesinde sizin bir çağrınız oldu. talihsiz bir açıklamaydı belki bilmiyorum. Yasin Börü vakası yaşandı. Annesi açıklama yaptı, sizi suçlamaya devam ediyor. Orada ne oldu? kendi özeleştiriniz var mı? Yanlışınız var mı?

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Keşke bizim dışımızda özeleştiri yapsaydı iktidar partisi. 52 insan öldü orada. Ve tamamının sorumluluğu bana yıkılmaya çalışıldı. Sanki güvenlik güçleri bana bağlı. Kusura bakmasınlar, biz kendi başımıza düşen, çok daha hassas davranılmalıydı, biz kendi payımıza düşen HDP olarak özeleştirimizi defalarca kamuoyuyla paylaştım. Ama 52 kişinin siyasi sorumlusu başbakan, tek bir özeleştiri vermiş değil. o 52 kişinin içinden, 4’ü başbakanın emriyle infaz edilen kişiler.

    İki saat içinde çıktı, alçaklar hainler, bizzat benim talimatımla yapıldı dedi. Bu mudur yani? Gece gündüz Demirtaş mı özeleştiri verecek?

    Ben hiçbir acılı annenin bana dönük eleştirisine cevap verme haddini de kendimde görmem. Ülkenin bütün acılı annelerin acısını yüreğinde hisseden bir insan olarak, anneye cevap verme hadsizliğine düşmem.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow