hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Ankara saldırısıyla ilgili yayın yasağının olduğu günlerde neler yaşandı?

    { title }

    SONRAKİ VİDEO

    Ankara'daki barış mitinginin iki canlı bombayla kana bulanmasının ve 102 kişinin hayatını kaybetmesinin üzerinden tam 10 gün geçti. Savcılık soruşturmayla ilgili 12 Ekim'de dosyaya kısıtlama getirdi. 14 Ekim'de ise, Ankara 6. Sulh Ceza Hakimliği konuyla ilgili her türlü haber, röportaj, yorum, eleştiriyi dahi yasakladı. Yasak nihayet dün kaldırıldı. Peki bu yasaklı günlerde katliamla ilgili hangi gelişmeler yaşandı? Hangi ayrıntılar yansıdı?

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    12 Ekim'de, Ankara'daki patlamayı gerçekleştirenlerin iki canlı bomba olduğu ve emniyet birimlerininin dikkatinin IŞİD şüphesine çevrildiği haberleri basına yansıdı.

    Kılıçdaroğlu: "Davutoğlu'nun anlattıklarından ürperdim"

    Güvenlik birimleri, canlı bombaların kimliklerinin belirlenebilmesi için IŞİD üyesi olan ve canlı bomba eylemcisi olarak aranan 16 kişinin ailesinden DNA örnekleri aldı. 

    Canlı bombalardan birinin, Suruç canlı bombacısı Şeyh Abdurrahman Alagöz'ün ağabeyi Yunus Emre Alagöz  olabileceği, bu kişinin ''Dokumacılar'' grubundan olduğu bilgisini de  aynı gün Hürriyet Hazetesi kamuoyuyla paylaştı.

    Başbakan Davutoğlu'ndan Ankara saldırısıyla ilgili açıklama

    14 Ekim'de ise soruşturma kapsamında, canlı bomba olduğu değerlendirilen bir kişinin fotoğraflarıyla patlamada parçalanan kafatası ve yüz dokularının eşleştiği bildirildi. Yapılan son düzeltme sonrasında, görüntüdeki şüphelinin Yunus Emre Alagöz olduğu anlaşıldı. 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Canlı bombanın kimliğine dair soru işaretleri netleşirken, Yunus Emre Alagöz'ün  ve Ömer Deniz Dündar'ın son günleri ve telefon trafikleri yine Hürriyet Gazetesi'nde yer aldı.

    Yüksekdağ: "İktidar Türkiye'ye barış kapısı açmıyor"

    İncelenen görüntülerde canlı bombalar Alagöz ve Dündar'ın özel bir araçla Gaziantep'ten Ankara'ya gelip, Gölbaşı ilçesinde dinlendikleri belirlendi. Miting alanına 10 dakika uzaklıktaki bir kafeye gitmişler ve son kahvaltılarını yapmışlardı.

    Yine 16 Ekim'de Hürriyet'te yer alan habere göre, iki canlı bomba Alagöz ve Dündar, taksiye binerek, gar meydanına gitti. İkili, miting için alana yürüyen grupların arasına karışarak saldırı noktasına ulaştı. Ayrı noktalarda mitinge katılanların toplanmasını bekleyen 2 saldırgan, bir süre bekledikten sonra  eylemi gerçekleştirdi.

    Ve dikkat çeken iki bilgi daha, katliamda canlı bomba olan  Ömer Deniz Dündar ile Suruç bombacısı Abdurrahman Alagöz'e Adıyaman'daki El Kaide soruşturmasında 2014'te takipsizlik verildiği ortaya çıktı.

    Ömer Deniz Dündar'ın ablası Fatma Dündar'ın iki yıl önce hem Başbakanlık İletişim Merkezi'ne hem de Cumhurbaşkanlığı'na ihbar ve şikâyette bulunduğu ortaya çıktı. Abla Dündar kısaca; "Adıyaman'dan gençler Suriye'ye götürülüyor iki kardeşim de gitti lütfen yardım edin" diyordu. Hem de iki yıl önce...

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Ankara'daki saldırıda hayatını kaybeden İTÜ'lü Güney Doğan'ın öyküsü

    Adıyamanlılar rahatsız

    CHP İstanbul milletvekili Eren Erdem de Meclis'te basın toplantısı düzenleyerek, Ankara'daki canlı bomba Yunus Emre Alagöz'ün 2 yıldır tüm telefonlarının devlet tarafından dinlendiğini söyledi ve bazı kayıtlardan örnekler verdi.

    Ve 19 Ekim' de Cumhuriyet Savcılığı  Ankara garında patlama haberlerine  getirilen yayın yasağını kaldırdı. Ankara Cumhuriyet başsavcılığı ise, canlı bombalardan birinin  kimliğini resmen açıkladı, ilk günden itibaren tahmin edildiği gibi, Dokumacılar grubundan, Yunus Emre Alagöz.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow