Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Metal İş Sendikası Kadın İşçiler Kurultayı'nda konuştu. Kabataş'taki taciz iddiasını bu konuşmasında da yineleyen Erdoğan, "Bir anne yanında çocuğu da olduğu halde, bir grubun Kabataş'ta tacizine maruz kaldı. Ne oldu biliyor musunuz? Kimse o kadını, o hanımefendiyi taciz edenleri kınamadı, onların peşine düşmedi. Tacize uğrayan kadına ise etmedik hakareti bırakmadı" ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Metal İş Sendikası Kadın İşçiler Kurultayı'nda konuşma yaptı. Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

- Hayatı her an tehdit altında bulunan evi başına yıkılmış olan aile fertlerinin her birinin geleceği hakkında endişe duyan kadına siz Kadınlar Günü'nü anlatamazsınız. Çünkü o her gün varlık yokluk içinde. O kadın kendisine çiçek uzatılmasını istemiyor. O kadın huzur istiyor, barış istiyor. Mısır’da Esma'ları katledenlerin kadının adını ağzına almasına almaya hakkı yoktur. 

"Kadın Allah'ın emaneti"

- Kadınla erkeği aynı yarışa sokmak kadının hakkını savunmak asla değildir. Kadını Allah’ın bir emaneti olarak görmek kadına karşı ayrımcılık değil tam tersi kadını baştacı etmek kadını yüceltmektir. Kadının analık vasfına vurgu yapmak ayrımcılık değildir.

- Kadın ile erkek arasındaki fıtri farklara işaret etmek, kadına karşı ayrımcılık değil tam tersine onun haklarının korunmasının, kollanmasının garantisidir. Kadın bedeninin istismarına karşı çıkmak, onun bir meta, bir istismar aracı olarak kullanılmasına itiraz etmek, ayrımcılık değil tam tersine kadının onuruna, haysiyetine saygı göstermektir."

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

- İstismar aracı olarak kullanımasına itiraz etmek ayrımcılık değildir tam tersin haklarının korunmasıdır.

- Kendi ülkesinde her köşe başında bir meta gibi alınıp satılan kadınları görmezden gelip, inancının gereği olarak örtünen kadınlara yasak getirenlerin, kadının ismini dahi ağızlarına almaya hakları yoktur. Kadın istismarı asıl budur. Kadın bedeninin istismarı asıl budur. Kadının ötekileştirilmesi, kadının sınıf ayrımına tabi tutulması asıl budur."

Kabataş iddiası

- Bir Gezi olayları yaşadık değil mi? Ve Gezi olayları sırasında bir genç kadın, ki genel başkanı olduğum partinin bir belediye başkanının gelinidir bu kadın. Bir anne yanında çocuğu da olduğu halde, bir grubun Kabataş'ta tacizine maruz kaldı. Ne oldu biliyor musunuz? Kimse o kadını, o hanımefendiyi taciz edenleri kınamadı, onların peşine düşmedi. Tacize uğrayan kadına ise etmedik hakareti bırakmadı. Terbiyesizce, ahlaksızca, vicdansızca o kadının üzerine gittiler, gitmeye devam ediyorlar. Hatta bu hanımefendiyle ilgili gidip incelemesini yapıp olumlu yazı yazan 4 tane bayan köşe yazarına da etmedik hakareti bırakmadılar. Şimdi de yalan yanlış hakaretlerle sosyal medyada üzerine gitmeye devam ediyorlar. Hani tacizde esas olan kadının beyanıydı? Hukuk böyle diyor.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

- 'Müftünün karısıyım' diyerek istismar yapana sesini çıkarmayanlar, 'tacize uğradım' diyene etmedik hakareti bırakmadılar. Müftünün karısı falan değildi. Tam bir istismar.

"Benim annem de çarşaflı' edebiyatı"

- Bir taraftan bakıyorsunuz çarşaflı kadınlara rozet takarken, öteki tarafta çarşaflı kadınları köle olarak gösteren sergi açtılar bu ülkede. Milletin değerleriyle uyumlu görünmek adına bir taraftan çarşaflı kadınlarla resim çektirirken diğer yandan onları zincire vurup sergi salonunun ortasına oturttular. 'Benim annem de çarşaflı' edebiyatı yaparken aynı zamanda elleri öpülesi anaları evlatlarının mezuniyet  törenlerine, düğünlerine almayıp gözleri yaşlı şekilde kapılardan çevirdiler. Demek ki bunlar için önemli olan kadının bizatihi kendisi değil, sadece bazı kadınlar. Asıl ayrımcılık işte budur.