Türk filmlerinde direnen kadınlar
Yeşilçam; masum, saf, iyi niyetli kadınlarla doluydu. Fakat filmlerin erkek kahramanları bile ancak köyden- kasabadan gelen kadınları güzelleştiklerinde fark ediyorlardı. Yani çıkan mesaj şuydu; kadın iyi ve güzel olmalıydı. Fakat 1980'den sonra bambaşka kadınları anlatan filmler çekildi. Artık ekranda düşünen, üreten, karşı çıkan, cinsel istek duyan kadınlar vardı. İşte o filmlerden bazıları... (Kaynak: Melike Mühür- Sezen Ekin Gücüş)
Haberin Devamı
/

Fahriye Abla:
/

Sevdiği ve cinselliği yaşadığı adamın hayırsız çıkmasından sonra hapislere düşen ve vücudunu satmaktan kıl payı kurtulan Fahriye kurtuluşu bir fabrikada çalışmakta, işçileşmekte ve emeğini satarak geçinmekte bulacaktır. Cinsel özgürleşme Fahriye'ye gerçek özgürleşmenin kapılarını açacaktır.Özgür kadın; cinsel nesne olmaktan cinsel özne olmaya, yani cinsel seçimlerini erkeği beklemeksizin kendisi yapmaya eğilimli kadın imajı bu filmde somutlanmaktadır.
Haberin Devamı
Şalvar Davası:
/

Elif (Müjde Ar), köyüne uygar bir kadın olarak dönünce, hem cinslerinin erkeklerinin boyunduruğu altında bir köle gibi yaşadıklarını görür. Tüm erkeklerin bir mal gözüyle baktığı tüm kadınları uyarır. Bir süre sonra kadınlar aralarında örgütlenir ve toplu bir başkaldırışa geçerler. Köyün erkeklerini dize getirinceye dek kararlılıklarını sürdürürler.
Teyzem:
/

Hafit Refiğ İstanbul'da komşuluk ilişkilerinin sürdüğü, çevrenin denetiminin egemen olduğu, Tutucu bir mahallede,genç bir kızın tüm heyecanına rağmen aile ve çevre baskısıyla kıskaç altına alınması ve sonunda içine kapanarak şizofren davranışlara sürüklenmesi anlatılmaktadır. Film, kadının çaresizliğini yaşadığı, hayatın boğuculuğunu izleyicisine hissettirebilmektedir. Filmle beraber izleyici de ana karakterin ruh haline bürünür ve karakterin üstündeki baskıyı neredeyse birebir yaşar, bütün bir film"kadın"ın gözünden kadının yaşadığı baskıyı anlatır.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Aaah Belinda
/

Türk sinemasında çığır açan filmlerden biridir Aah Belinda. Filmde iki farklı toplumsal kadın karakterini görürüz. Naciye'den bir anda kimlik değiştirmesi ve farklı bir kadına bürünmesi istenmektedir. Böylece bu iki farklı sınıftan gelen iki kadının aslında özünde aynı kişiliğe sahip olmasına rağmen toplumsal dayatmalardan dolayı farklı karakterler çizmesinin mümkün olduğunu görürüz. Filmde aile içi şiddete de yer verilmiştir. Naciye'nin hem is yerinden arkadaşı hem de komşusu olan Feride'ye kocası Osman, karısının Naciye ile beraber iki gece üst üste sokağa çıkmasına izin vermez ve ona fiziksel şiddet uygular.
Asiye Nasıl Kurtulur
/

Fuhuşa Mücadele Dernekleri Başkanı, genelevde yaşayan Asiye isimli bir kadından mektup alır. Mektupta Asiye kendi hayatından kesitler anlamıştır ve fuhuşa mücadelenin o kadar olmadığını söylemektedir. Başkan geneleve gider ama oarada Asiye adında hiçkimse yoktur. Başkan genelevdeki kadınlara fuhuşun kötülüklerini anlatırken, ''bu insanlar nasıl kurtulur?'' sorusuyla karşılaşır. Bu soruya cevapları ve hepsinin ortak öyküsü olan fuhuş batağına nasıl saplandıklarını Başkan'a anlatmak için bir oyun oynamaya başlarlar. Asiye'nin hayatından yola çıkarak hepsi farklı karakterlere bürünür ve bütün sokak esnafıyla hatta geneleve gelen müşterilerle birlikte Asiye'nin hayatından kesitler sunarlar. Ve başkana sürekli Asiye'nin nasıl kurtulması gerektiğini sorarlar.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Kadının Adı Yok:
/

Başrolünü Hale Soygazi'nin oynadığı filmde, Işık'ı kocası başka bir kadınla aldatır. Babası da annesini başka bir kadınla aldatmıştır. Işık da tüm bunların üzerine kocasını iş yerinden bir arkadaşıyla aldatır. Filmde aşk idealize edilmez. Işık, ''ben değiştim diyerek'' sevgilisinden de ayrılır. Bir ömür de bir aşk yaşamayan Işık, ayrılığında yıkıcı bir durum olmadığının farkındadır.
Bir kadın:
/

Başrollerini Hülya Koçyiğit, Tarık Tarcan ve Orçun Sonat'ın paylaştığı, 1991 yapımı olan filmde ana kahramanımız bir gazetecidir. Kırklı yaşlarına yaklaşan, kocasını kaybetmiş, oğluve köpeğiyle yaşayan gazeteci; iş hayatında başarılı, gazeteciliğin yanı sıra üniversitehocalığı yapan bir kadındır. Gazetedeki patronu, ona karşı gizliden gizliye ilgi beslemektedir. Kahramanımız bunu fark etmekte gecikmez. Eşinden boşanmış ve bir çocuk babası olan işyeri sahibi, oğluyla ilgilenmekte, kendisine de yıllar sonrayeniden beğenildiğini hissettirmektedir ve cazip bir seçenektir. Yavaş yavaş gönlü kayar ve direkt olarak adı konulmasa da aralarında bir ilişki başlar. Bir gün ders çıkışı okuldan almaya gelen sevgili, kahramanımızı bir öğrencisiyle, katılacakları yarışmahakkında konuşurken görür ve aralarındaki samimiyete bozulur, öğrenciyi kıskanır, bu projeyi bırakmasını ister ama çok üsteleyemez. Kahramanımız da bu çıkışa anlam verememekle beraber çok üstünde durmaz. Sonra bir zaman, evlilik üzerine konuştukları bir anda, "Evlendikten sonra çalışmazsın." der, "patron". Mesleğindenolan ve şimdiye kadar bu derece anlayışlı görünen bir adamdan bunu duymak kahramanımız için şaşırtıcıdır. İlişkisini net olarak bitirmese de sonrasında her defasında görüşmeyi reddeder, olabildiğince uzak durur. Bu süre zarfında oğlununhastalanması sonucu gittiği, en yakın arkadaşının çalıştığı hastanede bir doktorla tanışır, süre içinde yakınlaşırlar. Hayatının merkezine oğlunu ve işini koyankahramanımız, başlarda beraber olmaktan çok büyük heyecan duyduğu doktorla dahayattan farklı beklentiler içinde olduklarını fark eder. Genel olarak Türk filmlerinde alışık olmadığımız bir sonla biter film. Her iki adamın da değişeceklerine dair taahhütlerini hiçe sayar gazetecimiz, son sahnede sürekli çalan telefonlara aldırış etmeden çantasını hazırlar ve oğluyla tatile çıkar. Kadındır, güçlüdür, başarılıdır ve hayattan beklentilerinin ve özgürlüğünün önüne geçecek her engele kafa tutabilir.Toplumda yeri vardır, "dul" ve dışlanmış bir kadın değildir ve varlığını ispat etmek için erkeğe ihtiyacı yoktur.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Uçurtmayı Vurmasınlar:
/

Tutukevinde kadınların nasıl bir arada durdukları, orada yaşama nasıl direndikleri veumut etmeyi öğrendiklerini anlatır. İncelmiş ayrıntılarda zenginleşmiş bir portreden çok, ortak yazgılarda buluşmuş bir dizi kadın kişiliğiyle, günümüz Türkiye'sindeki kadın sorununa genel, sağlam ve sorumlu bir bakış atmaktadır. Filmde erkek erki temsil eder ve film, baskı kadın kimliğinde, baskı gören insanların iktidara(erke) karşı zaferiyle son bulur.