Her karışı görülmeye değer: Kapadokya

Dünyanın neresine giderseniz gidin, eşi benzeri bulunmayan masal diyarı tadında bir coğrafya Kapadokya. Her ziyaretinizde heyecan uyandıran, medeniyetin izlerini sürdüğünüz, atmosferi tılsımlı otantik bir bölge.60 milyon yıl önce Erciyes, Güllüdağ ve Hasandağının püskürttüğü lavlar ve küllerin oluşturduğu tabakaların; yağmur ve rüzgarlarla aşındırılmasıyla ortaya çıkan doğasıyla, tarihiyle, dilden dile dolaşan efsaneleriyle mitoloji dolu bir yer burası. Dünyanın harikaları listesinde yer alan Kapadokya bu ününü en çok yeraltı şehirlerine, peri bacalarına ve gün doğumunda eşsiz manzaralar sunan sıcak hava balonlarına borçlu. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramında siz de üç günlük tatili değerlendirmek isterseniz tavsiyem sonbaharda bir başka güzel olan Kapadokyayı keşfetmeniz. Kapadokyayı yazın kavurucu sıcakları, kışın ise karasal iklimin soğuğu nedeniyle gezmek çok kolay olmuyor. Şu sıralar havalar serinlemişken Kapadokyayı gezmenin tam zamanı. Coğrafi konumu dolayısıyla hemen her şehirden ulaşımın kolay olduğu Kapadokyaya kara yoluyla gelebileceğiniz gibi, tren yolu ve hava yolu da seçenekler arasında. En yakın havalimanı Nevşehirde sonrasında Kayseride bulunuyor. Konaklayacağınız otelin transfer hizmeti varsa havalimanından otele ulaşımınızı kolaylıkla sağlayabilirsiniz. Havaşın da şehir içine belli bölgelere ulaşımı söz konusu. Demiryolunu tercih edenler İstanbul ve İzmirden Ankara aktarmalı trenle Kayseri üzerinden Kapadokya ya ulaşabilirler. Aktarmalar nedeniyle yol biraz uzayıp yorucu olsa da güzergâh üzerindeki şehirleri de gezmek isteyenler ve tren yolculuğu sevenlerin aklında olsun.Kapadokyada gezilecek görülecek çok nokta olduğu için özel aracınız olursa çok daha hızlı ve rahat gezebilirsiniz. Kapadokyanın hemen hemen her bölgesinde park edebileceğiniz alanlar mevcut, belli güzergahlar ve saatler dışında trafik sorunu da yok diyebiliriz. Toplu taşıma olarak şehir içinde minibüs, dolmuş, taksi seçenekleri var ama vadilere, doğal güzelliklerin olduğu bölgelere ulaşım sadece özel araçlarla veya taksilerle sağlanıyor. Ulaşımın maddi boyutunu düşünürseniz araç kiralama daha cazip görünebilir. Kapadokyada nerede kalmalı derseniz otellerin bulunduğu başlıca beş bölge mevcut. Beş bölgede de her bütçeye uygun pansiyonlar, butik oteller, kayalardan oyma mağara oteller mevcut. Eğer bütçeniz uygunsa tavsiyem Kapadokyanın otantik atmosferini yaşayacağınız mağara otellerde kalmanız. Mağara otel deyince aklınıza Çakmaktaşların mağara evleri gelmesin Buradaki mağara otellerde çağın lüks anlayışı, antik tarihle harmanlanıyor. Mağara içinde oyma tekniği, yığma taş tekniği ve kemer yapma teknikleriyle oluşturulmuş otellerde küçük bir yatak odasında konaklayabileceğiniz gibi tercihe ve bütçeye göre ayrı yatak odaları, salonu, mutfağı bulunan; jakuzi, şömine gibi detayların düşünüldüğü süitler de mevcut. Başlıca konaklama yapabileceğiniz bölgeler:1- Göreme: Kapadokya coğrafyasını tamamen hissedebileceğiniz, etrafı peri bacalarıyla kaplı bölge. Birçok turistik noktanın burada bulunması nedeniyle araç kullanmadan gezme şansınız var. Yamaçtaki otellerde kalırsanız gün doğumunda havalanan balonları izleyebilirsiniz. Sevdiğinizle gideceğiniz bir tatilse ve bütçeniz de müsaitse önceliğiniz bu taraf olabilir. 2- Uçhisar: Kapadokyanın en yüksek noktası sayılıyor, manzarayı tepeden izleme şansınız var, yaz gecelerinde esen rüzgar sıcaklara birebir :) 3- Ürgüp: Diğer bölgelere göre biraz daha şehirleşmiş durumda, gece hayatı denince en hareketli bölge burası. Eğlenmeyi seviyorsanız, her yere yakın olayım diyorsanız doğru tercih. Şarap sevenlerdenseniz bölgenin şarap üretim firmalarını da ziyaret edebilirsiniz. Unutmayın ki 4bin yıldır şarap üretilen topraklardasınız. 4- Avanos: Kızılırmak nehrinin iki yakasına kurulmuş, diğer bölgelere göre daha az turistik bir bölge. Daha çok çanak çömlek atölyeleri ve şarapları ile biliniyor. 5- Ortahisar: Kapadokyanın en büyük peri bacası olan 1200 m rakımlı meşhur Ortahisar Kalesi bu bölgede. Ne tarafta kalırsanız kalın her bölgede görülecek ayrı güzellikler olduğu için vaktiniz varsa hepsini ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Akşam kaldığınız otelin terasında gökyüzünden size göz kırpan yıldızları seyretmeyi de unutmayın. Kapadokya tatilinde neler yapılır derseniz; öncelikli olarak bölgenin jeolojik oluşumlarına özgü yeraltı şehirlerine inmenizi tavsiye ederim. Başka hiçbir yerde benzerini göremeyeceğiniz yeraltı şehirlerinin düşman saldırılarından korunmak için savunma amaçlı inşa ettirildiği söyleniyor. Labirenti andıran galerileri, erzak odaları, ahırları, kiliseleri, mezarlıkları, taş sürgülerle kilitlenen koridorları, şarap imalathaneleri, su kuyuları, tuvaletleri, manastırları, erzak depoları, toplantı odaları ile uzun süre dışarı çıkmadan yaşanabilecek bir şehir düşünün. Küçüklü büyüklü 200e yakın yeraltı şehrinin bulunduğu söyleniyor. Dar tüneller ve derinlik klostrofobisi olan kişiler için biraz zorlayıcı olabilir. Öğle saatlerinden itibaren kalabalık tur gruplarının gelmesiyle içeride yoğunluk yaşanabiliyor. Sabah erken saatlerde giderseniz çok daha rahat bir şekilde sakin sakin gezebilirsiniz. Popüler olan başlıca yeraltı şehirleri;1- Kaymaklı Yeraltı Şehri: 1984ten bu yana Unesco Dünya Kültür Mirasları listesinde yer alıyor. Derinliği 8 kat ancak ilk 4 katı ışıklandırılmış olarak ziyaretçilerini ağırlıyor. Nevşehire 20 km mesafedeki şehrin ilk katının Hititler Döneminde yapıldığı belirtiliyor. 2021 yılı giriş ücreti 60 TL, müze kartınız varsa ücretsiz. 2- Derinkuyu Yeraltı Şehri: 1963 yılında evini yenilemek isteyen bir vatandaş tarafından tesadüfen bulunan, 50 bin kişinin aynı anda yaşayabileceği donanıma sahip 8 katlı yeraltı şehri ismini içerisindeki 52 su kuyusundan alıyor. 2021 giriş ücreti 60 TL, müze kartınız varsa ücretsiz. 3- Özkonak Yeraltı Şehri: Kaymaklı ve Derinkuyu şehirlerinden farklı olarak burada yapıların üstünde 5 cm çapında delikler mevcut. Kapılar sürgüyle kapatıldığında tüm bağlantılar bu deliklerle sağlanıyormuş. Avanosa 14 km uzaklıkta bulunan yeraltı şehrine giriş ücreti 30 TL, müze kartınız varsa ücretsiz.4- Mazı Yeraltı Şehri: 6 bin kişinin aynı anda yaşadığı düşünülen Mazı Yeraltı Şehri ismini bulunduğu köyden alıyor. 1995 yılında bir çoban tarafından tesadüfen bulunan şehrin dört farklı girişi bulunuyor. Girişleri belli etmek için dev sürgü taşları kullanılmış. Kaymaklı yeraltı şehrine 10 km uzaklıkta. Giriş ücreti 15 TL, müze kartınız varsa ücretsiz.5- Tatlarin Yeraltı Şehri: Nevşehirin Acıgöl ilçesine 10 km uzaklıkta bulunan şehir 1991 yılında ziyarete açılmış. Şu anda sadece 2 katı ziyaretçilere açık, giriş ücreti bulunmuyor.6- Özlüce Yeraltı Şehri: Diğer yeraltı şehirlerindeki gibi katlı sistem yerine tek kat fakat daha geniş alana yayılmış bir şehir söz konusu. Tüf tabakasının farklı renkler içermesi Özlüceyi diğer yeraltı şehirlerinden farklı kılan bir özellik. Çalışmalar hala devam ettiği için şu an ziyarete açık değil. Kapadokyanın yeraltı şehirlerinden sonra biraz da yer üstündeki güzellikleri keşfetmeli insan. Peribacalarının eşliğinde birbirinden güzel vadilerde yürümek yapılabilecek diğer aktiviteler arasında yer alıyor. Görüntüsüyle büyüleyen Peribacalarının hikayesi zamanında patlayan volkanlardan taşan lavlarla başlıyor. Lavlar platolara inerek yaklaşık 150 metre kalınlığında tüf tabakaları oluşturmuş. Yıllar içerisinde rüzgarlar ve sellerin etkisiyle aşınmalar yoğunlaşınca günümüze bugünkü masalsı Peri Bacaları ortaya çıkmış. Başlıca gezip görebileceğiniz vadiler arasında öncelikle Üç Güzeller başı çekiyor. Unesco Dünya Miras listesinde yer alan Üç Güzeller Kapadokyanın simgesi halinde, özellikle balayı çiftlerinin gözdesi, düğün çekimlerinin yapıldığı en güzel yerler arasında yer alıyor. Mitolojik açıdan önemli bir yere sahip olan Üç Güzellerin biraz hüzünlü bir efsanesi var. Bir gün Kapadokya kralının güzeller güzeli kızı bir çobana sevdalanır. Kral bu sevdaya kati bir şekilde karşı çıkar lakin kızı söz dinlemez, gizlice sevdiği çobana kaçar ve evlenirler. Gel zaman git zaman derken çocukları olur. Bunu duyan Kral daha da öfkelenir ve onları öldürmesi için askerlerini gönderir. Öleceklerine kesin gözle bakan prenses bu eziyetten kurtulmak için Allaha çok içten bir dua eder ve o anda taşa dönüşürler. İşte Üç Güzeller diye bildiğimiz peri bacalarının en önde olanın çoban, ortadakinin çocuk, arkasında duranın ise taşa dönüşen prenses olduğu söylenir. Üç güzeller efsanedeki gibi anne, baba, çocuk misali dizilimiyle görmeden geçmemeniz gereken yerler arasında. Görülmeye değer bir diğer vadi ise Kızılçukur Vadisi. Kapadokyada gündoğumunu ve günbatımını seyredebileceğiniz en güzel noktalarından biri. Evlilik teklifi yapmak isteyenlerin romantik çiftlerin de favori rotalarından. Çavuşin köyüne 5 km uzaklıkta, doğa yürüyüşü severler için ideal bir bölge. Vadide çok sayıda kilise mevcut, en bilinenleri Direkli Kilisesi, Haçlı Kilise ve Üzümlü Kilisesi. Özellikle Haçlı Kilisesinin içerisindeki freskler mutlaka görülmeye değer. Güvercinlik Vadisi adını kayalara oyulmuş güvercin yuvalarından almış. Nazar boncuklu ağaç olarak bilinen dilek ağacı Güvercinlik Vadisinin simgesi durumunda. Yerli yabancı turistlerin ilgisini çeken dilek ağacının hemen yanında güvercinleri besleyebilirsiniz. Bu eşsiz coğrafyaya gelmişken Kapadokyanın simgesi haline gelen sıcak hava balon turlarını da unutmamak gerekir. Balon fiyatları sezona göre değişiklik gösteriyor, pandemiyle birlikte fiyatlar geçen senelere göre biraz daha kırılmış durumda. Yaz aylarında ücretler cep yakan düzeyde iken bahar aylarında ve özellikle kış mevsiminde çok daha uygun rakamlar söz konusu. Kapadokya seyahatinizden önce firmalardan fiyat teklifi almanız ve rezervasyonunuzu önceden yaptırmanız daha garanti olur. Hafta sonu ve bayram döneminde balon turlarında yer bulmak oldukça zor. Kapadokyada yapılacaklar listenizde balon turu öncelikleriniz arasındaysa yine seyahat öncesi hava durumunu kontrol etmenizde fayda var. Hatta balon turu şirketinizi arayıp gitmek istediğiniz tarihte bir problem öngörüyorlar mı sormanız daha sağlıklı olur. Uçuşa uygun olup olmadığı o günkü rüzgâr durumuna bağlı olarak değişiyor. Turlar sabah 05.00 gibi otelinizden transferle başlıyor ve saat 08.00 gibi otelinize geri dönmüş oluyorsunuz. Uçuş alanında size kısa bir brifing veriliyor daha sonra balonlar hazırlanıyor ve sepetlere biniyorsunuz. Kalkışta ve inişte kemer bağlamak zorunlu. Yükseldikten sonra isterseniz kemerlerinizi açabilirsiniz. Rengarenk balonlar arasında yükseldikçe, güneşin doğuşuyla birlikte peri bacalarına yansıyan muazzam bir renk cümbüşü ortaya çıkıyor. Balon genellikle rüzgâr tarafından yönlendirilse de yükseklik pilot tarafından balonun içindeki ısı değiştirilerek ayarlanıyor. Balonun yükselmesi için ateşleyici çalıştırılıyor, alçalması istendiğinde ise balonun tepesindeki delik ip yardımıyla açılıyor ve soğumanın etkisiyle alçalma işlemi gerçekleşiyor. Balondaki pilotumuzdan öğrendiğimiz bilgiye göre sivil havacılık otoritesi tarafından hafta içi 6000 hafta sonu 8000 feet yükseklik sınırı bulunuyormuş ve gün doğumunda sadece 100 balon yükselme izni varmış, çok yoğun talep durumlarında gün içinde +50 balon daha eklenebiliyormuş. Bütçeniz elveriyorsa bir kere de olsa bu deneyimi mutlaka yaşamalısınız.Gün doğumunda yapılabilecek bir diğer aktivite ise Anadolu, İngiliz veya Arap atları ile peribacaları manzarasında gezintiye çıkmak. Tur esnasında Aşk Vadisi, Güvercinlik Vadisi, Paşabağı, Çavuşin Köyü ve Göreme başlıca görebileceğiniz yerler arasında yer alıyor. Kapadokya tatilinde yapabileceğiniz bir diğer etkinlik insanlık tarihi kadar eski bir sanat sayılan Avanostaki çömlek atölyelerini ziyaret etmek. Kızılırmakın yataklarından elde edilen tüflü kırmızı toprak ve yağlı kil karışımının çamur haline getirilmesi ve Çark adı verilen, ayakla döndürülen tezgâh üzerinde şekillendirilmesiyle çanak çömlek yapılıyor. Önce güneşte sonra gölgede kurutulan çamur, son olarak 800 – 1200 derece sıcaklıkta fırında pişiriliyor. Avanos çömleklerini görünce el emeği göz nuru deyiminin anlamını bir kez daha fark edeceksiniz. Çömlekleri çark tezgahlarında şekillendirmek göründüğü kadar kolay değil hem yaratıcılık hem yetenek hem de el çabukluğu istiyor. Kurumaya geçmeden önce zırhlama denilen çömleklerin boyanması ve süslenmesi işlemi uygulanıyor. İki gün kuruduktan sonra sacdan bir aletle yüzeyin parlatılması yapılıyor. Siz de bu deneyimi yaşamak isterseniz çömlek atölyelerine katılabilirsiniz. Çok keyif alacağınıza eminim : )Kapadokyaya gelmişken görülmesi gereken diğer yerler arasında; bir zamanlar izlenme rekorları kıran Asmalı Konak dizisinin çekimlerinin yapıldığı meşhur konak, Kapadokya Yaşayan Miras Müzesi, Göreme Açıkhava Müzesi, Zelve Örenyeri, Şarap Fabrikaları, Uçhisar Kalesi, Ortahisar Kalesi, Paşabağ Rahipler Vadisi, Aşk Vadisi, Devrent Vadisi ve Temenni Tepesi yer alıyor. Bir sonraki yazımızda bu güzelliklerde görüşmek üzere :)Herkese şimdiden keyifli seyahatler diliyorum! Sevgiyle kalın.