

Hayatlarımız çalışmakla geçiyor. Hiçbir şeye ayıracak vaktimiz yok. Yaşamın içinde ıskaladığımız o kadar çok şey var ki... Kafayı çevirip baktığımızda aslında ne kadar farklı dünyaların olduğunu fark ederiz ya bazen, yaşamın rutininde hapsolduğumuzu anlarız ya hani... İşte o zaman gerçekten bakmak lazım etrafa. Öyle laf olsun diye değil. Görmek için bakmak yani. Hissederek bakmak, hayatın içinden güzelliği çekip çıkarmak için biraz çaba her şeyi daha farklı kılıyor çünkü. Tıpkı Çeşme'de Cem Seymen'in yaşadıkları gibi... Bir saat, bir dakika ya da bir kaç saniyeliğine....