hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Tarihte bugün: 21 haziran

    Tarihte bugün: 21 haziran
    expand

    İslam dünyasının önemli bilim adamlarından İbni Sina, 1037 yılında İran'da hayata veda etti.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Felsefe, matematik, astronomi, fizik, kimya, tıp ve müzik alanlarında çalışmış olan İbn Sina (980-1037), matematik ve matematiksel terimlerin tanımları ve astronomi alanında duyarlı gözlemlerin yapılması konularıyla ilgilendi.
     
    Astroloji ve simyaya itibar etmeyen İbni sina, 'Dönüşüm Kuramı'nın doğru olup olmadığını yapmış olduğu deneylerle araştırdı ve doğru olmadığı sonucuna ulaştı.
     
    İbni Sina'ya göre, her element sadece kendisine özgü niteliklere sahiptir ve dolayısıyla daha değersiz metallerden altın ve gümüş gibi daha değerli metallerin elde edilmesi mümkün değildir.
     
    Mekanikle de ilgilendi ve bazı yönlerden Aristoteles'in hareket anlayışını eleştirdi. Aristoteles, cismi hareket ettiren kuvvet ile cisim arasındaki temas ortadan kalktığında, cismin hareketini sürdürmesini sağlayan etmenin ortam, yani hava olduğunu söylüyor ve havaya biri cisme direnme ve diğeri cismi taşıma olmak üzere birbiriyle bağdaşmayacak iki görev yüklüyordu.
     
    İbni Sina bu çelişik durumu gördü, yapmış olduğu gözlemler sırasında hava ile rüzgarın güçlerini karşılaştırdı ve Aristoteles'in haklı olabilmesi için havanın şiddetinin rüzgarın şiddetinden daha fazla olması gerektiği sonucuna vardı.
     
    Oysa mesela bir ağacın yakınından geçen bir ok, ağaca değmediği sürece, ağaçta ve yapraklarında en ufak bir kıpırdanma yaratmazken, rüzgar ağaçları sallamakta ve hatta kökünden kopartabilmektedir. Öyleyse havanın şiddeti cisimleri taşımaya yeterli değildir.
     
    Aristoteles'in yanıldığını gösterdikten sonra, kuvvetle cisim arasında herhangi bir temas bulunmadığında hareketin kesintiye uğramamasının nedenini araştırdı ve bir nesneye kuvvet uygulandıktan sonra, kuvvetin etkisi ortadan kalksa bile nesnenin hareketini sürdürmesinin nedeninin, güdümlenmiş eğim, yani nesneye kazandırılan hareket etme isteği olduğunu sonucuna vardı.
     
    Üstelik bu isteğin sürekli olduğuna inanıyordu. Yani ona göre, ister öze ait olsun ister olmasın, bir defa kazanıldı mı artık kaybolmazdı.
     
    Bu yaklaşımıyla sonradan Newton'da son biçimine kavuşan eylemsizlik ilkesine yaklaştığı anlaşılan İbni Sina, aynı zamanda nesnenin özelliğine göre kazandığı güdümlenmiş eğimin de değişik olacağını belirtmişti.
     
    Mesela elimize bir taş, bir demir ve bir mantar parçası alsak ve bunları aynı kuvvetle fırlatsak, her biri farklı uzaklıklara düşecek, ağır cismimler hafif cisimlere nispetle kuvvet kaynağından çok daha uzaklaşacaktır.
     
    İbni Sina'nın bu çalışması oldukça önemlidir. Çünkü 11'inci yüzyılda yaşamasına karşın, yeniçağ mekaniğine yaklaştığı görülmektedir. Bu düşünceleri, çeviriler yoluyla Batı'ya da geçmiş ve güdümlenmiş eğim terimi Batı'da 'impetus' terimiyle karşılanmıştır.
     
    İbni Sina, her şeyden önce bir hekimdi ve bu alandaki çalışmalarıyla tanınmıştı. Tıpla ilgili birçok eser kaleme aldı. Bunlar arasında özellikle kalp-damar sistemi ile ilgili olanlar dikkat çekmektedir.
     
    Ancak İbni Sina dendiğinde, onun adıyla özdeşleşmiş ve Batı ülkelerinde 16'ncı yüzyılın ve Doğu ülkelerinde ise 19'uncu yüzyılın başlarına kadar okunmuş ve kullanılmış olan 'El-Kanun fi't-Tıb' (Tıp Kanunu) adlı eseri akla gelir.
     
    Beş kitaptan oluşan bu ansiklopedik eserin birinci kitabı, anatomi ve koruyucu hekimlik, ikinci kitabı basit ilaçlar, üçüncü kitabı patoloji, dördüncü kitabı ilaçlarla ve cerrahi yöntemlerle tedavi ve beşinci kitabı ise çeşitli ilaç terkipleriyle ilgili ayrıntılı bilgiler vermektedir.
     
    İslam tarihinde önemli adımların atıldığı bir dönemde, bilimde daha sonra gelişecek olan, Avrupa biliminde de önemli etkileri olan İbni Sina, geliştirdiği felsefeyle de daha sonraları bir çok İslam alimi tarafından da eleştirildi.
     
    Günün diğer önemli olayları
     
    1633: Galileo Galilei, engizisyon mahkemesinde dünyanın döndüğüne ilişkin tezini inkara zorlandı.
    1908: Londra'da 200 bin kadın, seçme ve seçilme hakkı için yürüdü.
    1934: Soyadı Kanunu kabul edildi.
    1940: Mozart'ın 'Bastien ile Bastienne'ı, Devlet Operası'nın verdiği ilk temsil oldu.
    1946: Rize Çay Fabrikası'nın temeli atıldı.
    1980: 'Fahriye Abla' şiiriyle tanınan şair Ahmet Muhip Dranas, 71 yaşında Ankara'da vefat etti.
    1985: ABD'li, Brezilyalı ve Batı Alman adli tıp bilim adamları, Brezilya'da bulunan iskeletin Nazi doktor Josef Mengele'ye ait olduğunu belirledi.
    1990: İran'da meydana gelen depremde 25 bin kişi öldü.
     
    Tarihte bugün arşivi
     
    Ekim ayı arşivi
    Kasım ayı arşivi
    Aralık ayı arşivi
    Ocak ayı arşivi
    Şubat ayı arşivi
    Mart ayı arşivi
    Nisan ayı arşivi
    Mayıs ayı arşivi
    1 haziran
    2 haziran
    3 haziran
    4 haziran
    5 haziran
    6 haziran
    7 haziran
    8 haziran
    9 haziran
    10 haziran
    11 haziran
    12 haziran
    13 haziran
    14 haziran
    15 haziran
    16 haziran
    17 haziran
    18 haziran
    19 haziran
    20 haziran

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow