hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Arif Kalem Arif Kalem

    Geçmişten geleceğe: Kriptopara

    12.01.2021 Salı | 11:32Son Güncelleme:

    Kriptopara’nın hikayesi, dünyayı kasıp kavuran 2007-2008 küresel krizinin ardından başlamış gibi görünse de, asıl miladı dünya dijital dönüşümünün önemli bir dönüm noktası olan 1990’lı yılların başına dayanıyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Fikrî gelişiminin ötesinde teknolojik gelişimi üzerinden değerlendirirsek, kişiden kişiye veri aktarımını güvence altına almak üzere kurgulanan bir çalışmadır. Geleneksel internet ağı kullanımında çıkan depolama, paylaşım ve güvenlik sıkıntıları aslında bu süreci teknolojik olarak tetiklemiştir. Bu sıkıntıları gidermek adına tasarlanan kişiden kişiye (P2P) veri aktarımı hayatımıza girdi. Bu sistemde her kullanıcı hem bilgi tedarikçisi hem de tüketici konumuna giriyor. Hatta bu teknoloji hayatımıza ilk girdiğinde ilk etkilenen müzik sektörü olmuştu. Öyle ki korsan albüm paylaşımlarında patlamalar yaşandı.

    Bu dönemde müthiş teknolojik gelişimler boy göstermeye başladı. Verilerin güvenliğiyle ilgili üstün bilgi ve donanım sağlandı. Şifreleme teknolojisinin de gelişimiyle, yeni bir dünyaya kapılar sonuna kadar açıldı. Kısacası birçok teknolojik gelişim resmen tek vücut oldu.

    Kriptopara, 2008 yılı Satoshi Nakamoto olarak bilinen bir kişi ya da bir grup tarafından, küresel ekonomik sorunun bir çözümü olarak sunuldu ve kavramsallaşmasının ilk adımını attı. Nakamoto’nun sunmuş olduğu ilk kriptopara Bitcoin, çok kısa süre içerisinde popülaritesini evrensel boyuta taşıdı ve şu anda en değerli ekonomik varlıklar arasındaki sıralaması artıyor.

    Peki, bu geçen on yılın neden son çeyreğinde kriptopara kullanımı bu kadar hızlı yaygınlaştı? Aslında sahnenin birçok önemli aktörü var. Görünen yüzlerin başında devletlerin stratejik hamleleri ve ekonomik daralmalar olsa da, bana göre en büyük faktör, insanlık tarihinin en sıkıntılı bulaşıcı hastalıklarından biri olan Covid-19 oldu. Covid-19’un pandemi olarak kabul edilmesiyle birlikte, dünya genelinde insanlar korunma içgüdüsüyle, parayla olan alışkanlıklarını değiştirdiler ve bu da kriptoparaların bugünün bir gerçeği olmasını sağladı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bitcoin ile yakılan meşale, insanları değişim rüzgarına yönlendirdi ve bu teknolojiyi kullanarak binlerce alternatif kriptopara projesi üretildi. Her ne kadar ilk kriptopara olan Bitcoin kadar şu anda etkin olmasalar da, gelecek vadeden projeler insanlar tarafından kabullenilip kullanılmaya başlanıldı bile.

    Blokzincir teknolojisi sınırsız bir derya ama henüz dalgasız değil. Bu okyanusta güvenli seyahatin ön koşulu; bilgi. O yüzden, bu yeni ekonomi devrinde açılan kapıdan içeri girmeden önce, konuyla ilgili bilgi edinmek öncelik olmak zorunda.

    Dünya üzerinde birçok devlet, şu anda faal olarak kriptopara kullanımı konusunda vatandaşlarının bilgi edinmesi ve deneyim yaşaması için adımlar atmaya başladı bile. Bazı devletler ise çoktan bu konuda yasal adımları uygulamaya koydu. Bizim ülkemizde ise, bu teknolojiye karşı biraz daha temkinli yaklaşılmakta. Arka arkaya yapılan açıklamalar ile görüyoruz ki, devletimiz bu blokzincir ve kriptopara ekosistemini yakından inceliyor ve en kısa sürede faaliyetlerine başlama sinyalleri veriyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Tabi özel sektörü de unutmamak gerek. Dünyanın ve ülkemizin önde gelen firmaları her geçen gün blokzincir teknolojisi konusunda yapısal entegrasyonu sağlamak adına ciddi adımlar atıyor. Hatta birçok firma artık ürün satışlarını kriptopara üzerinden yapmaya başladı bile. Dünyada, sadece kriptopara alım-satımı için açılmış yüzlerce platform bulunuyor. Ülkemizde de faaliyet gösteren yerli kriptopara alım-satım platformları var ve dünyanın farklı yerlerinde faaliyet gösteren rakiplerine nazaran ciddi derecede teknoloji açısından kuvvetliler. Devletimizin blokzincir ve kriptopara ekosistemi üzerine faaliyet gösteren bu firmaları koruma altına alıp güçlendirmesi belki de yapılacak en güzel adım olacaktır. Böylelikle dünya genelinde adından bahsettiren yeni katma değer markalara sahip olabiliriz.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Peki ya işin tüketici boyutu? Bu teknolojinin halk arasındaki kullanımının temassız ödeme sistemlerinin gelişmesi ile gözle görülebilir bir noktaya varacağını söylemek hiç de yanlış olmaz. Ne zaman mı? Çok uzun olmadığını ve birkaç ay içerisinde Türkiye’de kriptopara ile alışverişin mümkün olacağını hep birlikte görmüş olacağız.