hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Çiğdem Öztabak Çiğdem Öztabak

    Oyuncaktan Sinema İkonuna, Barbie’nin Duygusal Pazarlama Dili

    23.07.2023 Pazar | 09:35Son Güncelleme:

    Barbie’nin, 29 cm boyundaki ilk mütavazi oyuncak figürü, 1959 yılında raflarda ilk kez yerini aldığında büyük ihtimal hiç kimse onun 2020’lerde bile konuşulacağını düşünemezdi. Mattel Toys’un kurucu ortağı Ruth Handler tarafından tasarlanan ve Handler’ın kızı Barbara'dan ilhamını alan Barbie ABD'de seri üretimi planlanan ilk “ yetişkin hatlara” sahip oyuncak bebekti. Raflara ilk çıktığı o günden bu güne de Barbie, hepimizin belki çocukken oynadığı, hayalini kurduğu bir çocuk oyuncağının sınırlarını aşıp kültürel ve modern bir ikona dönüştü.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Barbie'nin pek bilinmeyen özelliklerinden biri de, tam adının Barbara Millicent Roberts olduğu ve hayali bir kasaba olan Willows, Wisconsin’den geldiği. En akla gelen özelliği ise hiç şüphesiz gösterişli kariyer ve hayatı sanırım. Astronottan – Amerikan başkanına kadar pek çok farklı mesleklere büründüğü rollerle genç kızlara (ve erkeklere de ) önemli bir rol model, bir kahraman oldu Barbie uzun üretim hayatı boyunca.

    Şu aralar beyazperdedeki yerini devasa bir pazarlama bütçesi ile alan ve Hollywood’dan bir kadın yönetmenin en iyi açılışını yapan filmi olan Barbie, Mattel firmasının yürüttüğü reklam kampanyası ile duygusal pazarlamadaki ustalığını harikulade bir başarı ile gösterdi. Perşembe gecesinden itibaren yaşadığım Florida eyaleti sinemasında ben Oppenheimer’i izlemeye gittiğimde pembe giyinip sinemaya gelen genç kızlar, anneler ve kızlarıyla karşılaştım.

    Oyuncaktan Sinema İkonuna, Barbie’nin Duygusal Pazarlama Dili

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Barbie’nin bugüne süregelen duygusal pazarlama ve neredeyse iş birliği yapmadıkları marka kalmayan iletişim stratejilerini yorumlamak istiyorum.

    Kreatif içerikler ürettiler ve internet meme dünyasını sardılar; Barbie’nin pazarlama takımın yaptığı imza işlerin en başında şüphesiz ki ürettikleri küçüklü büyüklü yaratıcı reklamlar geldi. Neredeyse 1 aydır her gün ama her gün farkında mısınız ama sosyal medyada bir içerik gördük Barbie ile ilgili.

    Katma Değer Sanatını iyi kullandılar ; Barbie bir Marvel ve devasa Disney karekterleri ve parkları kadar olmasa gibi şimdiye kadar çok iyi kullanmadı mı? Barbie'nin oyuncaktan çoklu markalar zincirine olan yolculuğu kolay olmadı. Barbie markası oyuncaklar, giysiler, tema parkları ve neticesinde beyazperde derken müşterileriyle olan duygusal bağını devamlı olarak derinleştirmeyi başardı. Bunu örnek almak isteyen pazarlamacılar, tek bir temas noktasının ötesine bakmalı ve insanlara sunduğu teklifleri belki de çeşitlendirmeliler.

    Yatırımın önemini ziyadesiyle gördük ; Pazarlamadaki yaratıcılıklarına baksak da, Barbie'nin pazarlamaya yaptığı yatırım konusundaki avantajını yok sayamayız. Rekabetçi bir piyasada, stratejik yatırımlar markanızın bilinirliğini arttırmak için yapılır. Kaynaklar izin veriyorsa, diğerleri kısıtlamalar yaparken sizin anlamlı yatırımlar yapmanız işinize yarayabilir. Barbie filmi %100 Disney’in Deniz Kızı’nın önüne geçti.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Tutarlı marka kodları yaratmak ve bunu devam ettirebilmek ; Barbie'nin belirgin o pembe rengi ve yıllar yılı değişmeyen logosu marka kimliğinin önemli bir parçası haline geldi. Pazarlamacılar olarak, bu markalama sürekliliğinin önemini ne kadar vurgulasak az, anlamayana ısrarla anlatmak da şart. Markanızın kimliğine sadık kalmanız önemli, hatta bazen tekrar eder gibi hissetseniz bile. Çünkü müşteriler genellikle karşılaştıkları içerik yığılımı karşısında sıkılıp, para harcamayı risk olarak görürler ve güvenli limanlarda satın almayı tercih ederler. Bu anlarında tutarlı olmak, akılda kalıcılığı arttırır ve markanızın her daim işine yarar. Markanızın imzasını legal ya da farklı elzem bir durum varsa dönüştürün ama değiştirmeyin, kodlarınızı koruyun.

    Tüm bu çıkarımlarımın yanında somut olarak gözümüze soktukları çeşitli marka iş birliklerini de es geçemeyeceğim. Bu ortaklıklar, sadece filmin profiline katkı sağlamakla kalmayıp aynı zamanda hedef izleyicilerin yine Barbie markasıyla daha fazla zaman geçirmelerini sağlıyor. Google’a Barbie yazdığınızda bile parıldayan pembe yıldızlar sizi karşılarken, sadece siz bir arkadaşınız ile aranızda “ Barbie” kelimesini kullandınız diye karşınıza çıkan Barbie t-shirt reklamları olduğuna eminim. Yaklaşık 3-4 ay önce birçoğumuz Barbie selfie generator’un yayılmasıyla Instagram alemini de meşgul etmiş oldular.
    Barbie filmi için yapılan en ses getiren iş birliklerini anımsayalım derken Burger King ile bile yapılan iş birliğiyle “Pink Burger” kampanyasını görüp hayır buna da şaşırmıyorum dedim. Gerçekten en kapsamlı yapılmış “take-over “ olabilir. Fossil markası ile yaptıkları iş birliği de oldukça şık duruyordu ve Xbox, Aldo, Vans, NYX kozmetik de en bilinen iş birlikleri oldu.
    Daha deneysel ve ses getiren iş birliklerinden biri olan Barbie X AirBnb iş birliği ile, Malibu'daki bir evi Barbie'nin filmdeki Rüya Evi konseptinde tekrardan dekore edilmesini sağladılar. Böylece dijital ve fiziksel dünyaları bağlayan kapsamlı ve sürükleyici bir marka deneyimi yaratmış oldular. Evi kiralayabiliyorsunuz.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bu yapılan iş birlikleri, Barbie filminin pazarlama stratejisinin geleneksel reklamcılığın çok ötesine geçildiğinin göstergeleri aslında baktığımızda. Lüks ya da temel seviye segmente hitabe eden markalarla iş birliği yaparak, Barbie sadece film etrafında heyecan yaratmakla kalmıyor, aynı zamanda izleyicilerin duygusal bağını daha da derinleştirip onlara beyazperde dışında markayla etkileşimde bulunabilecek bir çok somut yol sunuyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Benim de çok sevdiğim yönetmen Greta Gerwig'in yönettiği ve ikonik Barbie karakterini Margot Robbie'nin canlandırdığı film, küresel çapta büyük bir kitleyi çekmeyi bekliyor elbette.

    Barbie’ den önceki oyuncak odaklı filmlerin başarısını ve de Barbie'nin kültürel önemini göz önüne aldığımızda, eğer film öngörülen 50 milyon izleyiciyi çekebilirse sadece gişe gelirlerinden minimum 500 milyon dolarlık bir gelir elde edebilecek. Oyuncak satışları, marka iş birlikleri ve yayın haklarından gelen ek gelirleri saymıyorum bile.

    Sinema ve TV show dünyasındaki eleştiri ve incelemelerini okumaktan keyif aldığım Erdem Tatar, film hakkında şöyle bir yorumda bulunmuş “ BarbieMovie şaka gibi! İlk yarısı bir tık fazla text-book feminist teorisi kafasında açılsa da esas şov ikinci yarıda başlıyor! Barbie "Kengdom"a döndükten sonra film resmen her sahnesiyle sınıf atlıyor. Emek veren herkesi ama herkesi tebrik etmek isterdim, uzun zamandır bir filmde bu kadar eğlenmedim! “

    Barbie'nin kurduğu duygusal pazarlamada yenilikçi stratejiler ve karlı marka iş birlikleri, ileride anlamlı işler oluşturmayı hedefleyen pazarlamacılara iyi bir yol haritası sunuyor.