Canlı Yayın
Ersoy Soyer
Mart ayı birçok seyahat gerçekleştireceğim ve farklı etkinliklerde bulunacağım bir ay olacak. Ilk haftasında Fransa’nın Slikon Vadisi Grenoble’a davetliydim. Öncelikle şehrin yapısı, yaşam alanlarının bu denli akıl dolu tasarlanması insanı büyülüyor, bu durumun bizde eksik olması sebebiyle biraz kıskandım bunu itiraf etmeliyim. Şehirde otobüs ve tramway ulaşımı mevcut ama herkesin bir bisikleti var ve tüm ulaşımlarını bu şekilde sağlıyorlar. Çevresi görkemli Alp dağlarıyla çevrili bu kentte yaşamınızın tamamını birçok aktivite ile birleştirerek güzelce geçirebilirsiniz. Sakinlik ve huzur bir yana çok eğleneceğiniz ve keyifle vakit geçireceğiniz aktivitelere de sahipler. Yılda iki kez üniversite öğrencileri için düzenlenen Barathon etkinliğine denk gelince bunu daha da iyi anladığımı söyleyebilirim.
Tabiki bu ziyaretin en değerli kısmı, benim adıma geliştirilen teknolojiler, Grenoble’daki ekosistem ve fırsatlarıydı. Grenoble Alpes Ajansı davetlisi olarak katıldığım etkinlikler serisinde tüm destekleri için başta Justine Michel, Nicolas Beroud ve Andre Busch a ayrıca teşekkür ediyorum. Tüm program boyunca Grenoble’da bizi nezaketle ağırlarken; medikal teknolojiler, derin teknolojiler, enerji ve mobilite teknolojileri konusunda birçok profesyonel ile bir araya getirdiler.
Grenoble’ın bu kadar doğru kurgulanmasının nedeni tamamen inovasyon odaklı teknolojilerin gelişmesi adına şehrin uygulanan politikalarla aşırı davetkar olması ve yetenekli herkesi bu bölgeye çekmeye odaklanmaları diyebiliriz. Bu sebeple Grenoble’ı bir inovasyon ve Arge şehri olarak tanımlayabiliriz.
Tüm dünyanın yetenekli profesyonelleri bir aradalar ve geleceğin teknolojilerini geliştirmek adına birlikte çalışıyorlar.
Hatta bu toplantılar arasında Türkiye’den gelerek oyun sektörü için koku odaklı teknolojiler geliştiren girişimlerini buraya taşımış Sedef Öztürk ve Berfin Bayat ile karşılaşmak da gayet gururlandırdı. Kendi ekosistemimizin Grenoble’dan öğreneceği çok şey olduğuna inanıyorum. Beraberce deneyim ve yetkinlikleri bir araya getirerek buradan daha farklı ürün ve hizmetler geliştirmek konusunda bir arada olmak çok değerli olacaktır.
Toplantılarımızda Rosignol’un eski İnovasyon Direktörü ve bugün Y.Spot ‘un Endüstriyel İş Birlikleri tarafını yöneten Nicolas Puget’ten inovasyon alanındaki yaklaşımlarını detaylıca dinledik. ST Micoelctronics, Schenider Electric, Grenobe Angels, Verkor, Invento Design, HP & HawAi gibi şirketlerin üst düzey yöneticilerinden bu ekosistemden nasıl faydalandıkları ve nasıl şirketlerini dünya ölçeğinde büyüttüklerine dair hikayelerini dinledik. Özel gezilerimizde ise Fransa’nın önümüzde 5 ila 10 yıl içerisinde kullanıma sunmaya hazırlandığı teknolojilere yakından bakma fırsatı yakaladık. Tüm bunların dışında Avrupa ülkelerinin birçoğunun kaynak aktararak oluşturduğu Senkrotron bence gelecek için ortaya konulan en değerli uğraşlardan biri. Bir parçacık hızlandırıcı olan Senkrotron ile tüm malzeme yüzeylerindeki derin araştırmalar dışında insan vücut üzerinde de çalışmalar yapılmaya devam ediyor. 2026 yılında tüm vücudumuz ve yapıtaşlarımızın bir haritasının çıkarılacağını öğrenmek ve bu sayede insan vücudunun tüm sırlarının ortaya çıkmasına bir adım daha yaklaşılacak olması bence muhteşem. Merakla ve heyecanla o günü bekleyeceğimi biliyorum.
Mart ortasında Autonomy Fuarı için Paris’te olacağım sonrasında ise Linz’de mikro mobilite odaklı bir programı da tamamladığımda Avrupa’da gelişen teknolojileri bir nebze daha yakında görme fırsatını yakalayacağımı düşünüyorum. Teknolojiyle kalın, bilim ve akla inanmaya devam edin.
Mart ayı birçok seyahat gerçekleştireceğim ve farklı etkinliklerde bulunacağım bir ay olacak. Ilk haftasında Fransa’nın Slikon Vadisi Grenoble’a davetliydim. Öncelikle şehrin yapısı, yaşam alanlarının bu denli akıl dolu tasarlanması insanı büyülüyor, bu durumun bizde eksik olması sebebiyle biraz kıskandım bunu itiraf etmeliyim. Şehirde otobüs ve tramway ulaşımı mevcut ama herkesin bir bisikleti var ve tüm ulaşımlarını bu şekilde sağlıyorlar. Çevresi görkemli Alp dağlarıyla çevrili bu kentte yaşamınızın tamamını birçok aktivite ile birleştirerek güzelce geçirebilirsiniz. Sakinlik ve huzur bir yana çok eğleneceğiniz ve keyifle vakit geçireceğiniz aktivitelere de sahipler. Yılda iki kez üniversite öğrencileri için düzenlenen Barathon etkinliğine denk gelince bunu daha da iyi anladığımı söyleyebilirim.
Tabiki bu ziyaretin en değerli kısmı, benim adıma geliştirilen teknolojiler, Grenoble’daki ekosistem ve fırsatlarıydı. Grenoble Alpes Ajansı davetlisi olarak katıldığım etkinlikler serisinde tüm destekleri için başta Justine Michel, Nicolas Beroud ve Andre Busch a ayrıca teşekkür ediyorum. Tüm program boyunca Grenoble’da bizi nezaketle ağırlarken; medikal teknolojiler, derin teknolojiler, enerji ve mobilite teknolojileri konusunda birçok profesyonel ile bir araya getirdiler.
Grenoble’ın bu kadar doğru kurgulanmasının nedeni tamamen inovasyon odaklı teknolojilerin gelişmesi adına şehrin uygulanan politikalarla aşırı davetkar olması ve yetenekli herkesi bu bölgeye çekmeye odaklanmaları diyebiliriz. Bu sebeple Grenoble’ı bir inovasyon ve Arge şehri olarak tanımlayabiliriz.
Tüm dünyanın yetenekli profesyonelleri bir aradalar ve geleceğin teknolojilerini geliştirmek adına birlikte çalışıyorlar.
Hatta bu toplantılar arasında Türkiye’den gelerek oyun sektörü için koku odaklı teknolojiler geliştiren girişimlerini buraya taşımış Sedef Öztürk ve Berfin Bayat ile karşılaşmak da gayet gururlandırdı. Kendi ekosistemimizin Grenoble’dan öğreneceği çok şey olduğuna inanıyorum. Beraberce deneyim ve yetkinlikleri bir araya getirerek buradan daha farklı ürün ve hizmetler geliştirmek konusunda bir arada olmak çok değerli olacaktır.
Toplantılarımızda Rosignol’un eski İnovasyon Direktörü ve bugün Y.Spot ‘un Endüstriyel İş Birlikleri tarafını yöneten Nicolas Puget’ten inovasyon alanındaki yaklaşımlarını detaylıca dinledik. ST Micoelctronics, Schenider Electric, Grenobe Angels, Verkor, Invento Design, HP & HawAi gibi şirketlerin üst düzey yöneticilerinden bu ekosistemden nasıl faydalandıkları ve nasıl şirketlerini dünya ölçeğinde büyüttüklerine dair hikayelerini dinledik. Özel gezilerimizde ise Fransa’nın önümüzde 5 ila 10 yıl içerisinde kullanıma sunmaya hazırlandığı teknolojilere yakından bakma fırsatı yakaladık. Tüm bunların dışında Avrupa ülkelerinin birçoğunun kaynak aktararak oluşturduğu Senkrotron bence gelecek için ortaya konulan en değerli uğraşlardan biri. Bir parçacık hızlandırıcı olan Senkrotron ile tüm malzeme yüzeylerindeki derin araştırmalar dışında insan vücut üzerinde de çalışmalar yapılmaya devam ediyor. 2026 yılında tüm vücudumuz ve yapıtaşlarımızın bir haritasının çıkarılacağını öğrenmek ve bu sayede insan vücudunun tüm sırlarının ortaya çıkmasına bir adım daha yaklaşılacak olması bence muhteşem. Merakla ve heyecanla o günü bekleyeceğimi biliyorum.
Mart ortasında Autonomy Fuarı için Paris’te olacağım sonrasında ise Linz’de mikro mobilite odaklı bir programı da tamamladığımda Avrupa’da gelişen teknolojileri bir nebze daha yakında görme fırsatını yakalayacağımı düşünüyorum. Teknolojiyle kalın, bilim ve akla inanmaya devam edin.
SON DAKİKA
