

Para biriktirip o para ile büyük hayaller kuruyorsanız, hedefler sizi zorlayabilir. Fakat ufak hedeflere ulaşmak pek de zor değil. Ufak hedeflere ulaştıkça daha motive olup, o büyük hedefe daha kolay ilerleyebilirsiniz.
Buna güzel bir örnek ararsanız Kayle MacDonald’ın kırmızı ataç hikayesini araştırın derim. Değiş tokuş yaparak bir Kırmızı Ataç’ı 14 kez takas ederek, nasıl bir ev aldığına göz atınca özgüveninizi kesinlikle artacak buna eminim
Eğer bilmeyenler arasında iseniz, para biriktirmeniz için güzel bir kuraldan bahsedelim. 50-30-20 kuralı. Harward Hukuk Profesörü Elizabeth Warren tarafından ortaya çıkarılmış 50-30-20 kuralı giderleri planlayarak tasarruf etmenizi sağlamanıza yönelik tasarlanmış.
Kural basit olarak şu şekilde işliyor İhtiyaçlarınıza %50, İsteklerinize %30 ve tasarruflarınız için ise %20 bütçe ayırmanızı öğütlüyor. Zorunlu; yani vazgeçmeniz mümkün olmayan harcamalarınız için ayrılan %50 den geriye ne kalıyor bilmem ama bunlar muhtemelen yaşamsal ihtiyaçlarınız olacaklar. Ulaşım, elektrik, su, varsa kira, telefon faturaları, yeme-içme, temizlik ve bakım harcamalarımız, genelde zorunlu ihtiyaçlarımız. Tabi zorunlu ödemeler arasına kredi kartınız veya bir kredi borcunuz var ise bunları da ekleyin. Sonuçta onlarda aylık zorunlu ödemeleriniz ve geriye kalana göre hesaplama yapmanız gerekecek.
Gelelim %30 luk istekler dilimine. İşte bence en çok zorlanacağınız yerlerden biri burası. Hem iyi yaşamak istiyoruz hem de konfor alanımızdan feragat etmek istemiyoruz. Bu %30 için muhtemelen öngörülmeyen giderler için bir %10 u ayırırdım. Bazen karşımıza hesap ettiğimizden farklı ödemelerimiz çıkabiliyor. Hayat bu, tabi ki gayet doğal. Evet 30 dan geriye kalan
%20 ile neleri terk edemiyoruz bir düşünelim.
Burada daha önce bir araştırma esansında denk geldiğim Latte Effect / Latte Faktörü kavramına değinmek isterim. Aslında bize çok ufak görünen ama farkında olmadığımız küçük harcamalar büyük bir birikim oluşturabilirler.
Buradaki en önemli husus farkında olmadığımız nelere para harcıyoruz. David Bach tarafından ortaya çıkarılan Latte Faktörü her gün bir kahve için harcanan miktarı biriktirerek birkaç yıl içinde ulaşmak istediğiniz o hedefe ulaşabileceğinizi esas alıyor. Kullanmadığınız abonelikler veya çok az kullandığınız halde aslında fazla ödeme yaptığınızın farkında olmadığınız durumlar gerçekten önemliler. Banka transferlerine ödenen meblağlar, aslında bir alt pakete geçerek tasarruf edebileceğiniz uygulamalar, bazı alışkanlıklardan vazgeçmek, tüm bunlar aslında ufak görünseler de önemliler. Her gün iki veya üç tanesi için harcanan meblağı kenara attığımızda bizi muhtemelen yıl sonunda harika bir tatile götürebilir bir rakamı biriktirebiliriz. Bu sebeple %30 kuralında Latte faktörü iyi bir itici güç olabilir.
Gelelim en zor kısma %20 ile birikim yapmaya. Burada Sevgili Elizabeth Warren Amerikan Ekonomisini baz alarak bir planlama yapıyor muhtemelen. Biz kendi ekonomimize odaklanırsak bunu herkes kendi tasarruf yapabileceği orana göre planlayabilir. Yapabiliyorsanız gelirinizin %20 si ama olmuyor zaten zor geçiniyorum diyorsanız 10 ila 20 arasında bir oran belirleyebilirsiniz. Bunu da haliyle paranız erimesin diye çeşitli fonlara, borsaya, faize, dolara gibi farklı enstrümanlara yatırım yaparak değerlendirebilirsiniz. Bu konuda yatırım danışmanlarından bilgi almanızı ve onlardan bilgilenmenizi tavsiye edebilirim. Günün sonunda bizi zengin yapacak tavsiyeler olmasa da biraz nefes aldıracak olduklarına eminim. En azından kendi uyguladığım yöntemleri sizlerle paylaşmayı seviyorum.
Hemen bir klasik cümle iliştireyim “Bu Bir Yatırım Tavsiyesi Değildir.” Ama “İyi Bir Birikim Tavsiyesidir.”
Para biriktirip o para ile büyük hayaller kuruyorsanız, hedefler sizi zorlayabilir. Fakat ufak hedeflere ulaşmak pek de zor değil. Ufak hedeflere ulaştıkça daha motive olup, o büyük hedefe daha kolay ilerleyebilirsiniz.
Buna güzel bir örnek ararsanız Kayle MacDonald’ın kırmızı ataç hikayesini araştırın derim. Değiş tokuş yaparak bir Kırmızı Ataç’ı 14 kez takas ederek, nasıl bir ev aldığına göz atınca özgüveninizi kesinlikle artacak buna eminim
Eğer bilmeyenler arasında iseniz, para biriktirmeniz için güzel bir kuraldan bahsedelim. 50-30-20 kuralı. Harward Hukuk Profesörü Elizabeth Warren tarafından ortaya çıkarılmış 50-30-20 kuralı giderleri planlayarak tasarruf etmenizi sağlamanıza yönelik tasarlanmış.
Kural basit olarak şu şekilde işliyor İhtiyaçlarınıza %50, İsteklerinize %30 ve tasarruflarınız için ise %20 bütçe ayırmanızı öğütlüyor. Zorunlu; yani vazgeçmeniz mümkün olmayan harcamalarınız için ayrılan %50 den geriye ne kalıyor bilmem ama bunlar muhtemelen yaşamsal ihtiyaçlarınız olacaklar. Ulaşım, elektrik, su, varsa kira, telefon faturaları, yeme-içme, temizlik ve bakım harcamalarımız, genelde zorunlu ihtiyaçlarımız. Tabi zorunlu ödemeler arasına kredi kartınız veya bir kredi borcunuz var ise bunları da ekleyin. Sonuçta onlarda aylık zorunlu ödemeleriniz ve geriye kalana göre hesaplama yapmanız gerekecek.
Gelelim %30 luk istekler dilimine. İşte bence en çok zorlanacağınız yerlerden biri burası. Hem iyi yaşamak istiyoruz hem de konfor alanımızdan feragat etmek istemiyoruz. Bu %30 için muhtemelen öngörülmeyen giderler için bir %10 u ayırırdım. Bazen karşımıza hesap ettiğimizden farklı ödemelerimiz çıkabiliyor. Hayat bu, tabi ki gayet doğal. Evet 30 dan geriye kalan
%20 ile neleri terk edemiyoruz bir düşünelim.
Burada daha önce bir araştırma esansında denk geldiğim Latte Effect / Latte Faktörü kavramına değinmek isterim. Aslında bize çok ufak görünen ama farkında olmadığımız küçük harcamalar büyük bir birikim oluşturabilirler.
Buradaki en önemli husus farkında olmadığımız nelere para harcıyoruz. David Bach tarafından ortaya çıkarılan Latte Faktörü her gün bir kahve için harcanan miktarı biriktirerek birkaç yıl içinde ulaşmak istediğiniz o hedefe ulaşabileceğinizi esas alıyor. Kullanmadığınız abonelikler veya çok az kullandığınız halde aslında fazla ödeme yaptığınızın farkında olmadığınız durumlar gerçekten önemliler. Banka transferlerine ödenen meblağlar, aslında bir alt pakete geçerek tasarruf edebileceğiniz uygulamalar, bazı alışkanlıklardan vazgeçmek, tüm bunlar aslında ufak görünseler de önemliler. Her gün iki veya üç tanesi için harcanan meblağı kenara attığımızda bizi muhtemelen yıl sonunda harika bir tatile götürebilir bir rakamı biriktirebiliriz. Bu sebeple %30 kuralında Latte faktörü iyi bir itici güç olabilir.
Gelelim en zor kısma %20 ile birikim yapmaya. Burada Sevgili Elizabeth Warren Amerikan Ekonomisini baz alarak bir planlama yapıyor muhtemelen. Biz kendi ekonomimize odaklanırsak bunu herkes kendi tasarruf yapabileceği orana göre planlayabilir. Yapabiliyorsanız gelirinizin %20 si ama olmuyor zaten zor geçiniyorum diyorsanız 10 ila 20 arasında bir oran belirleyebilirsiniz. Bunu da haliyle paranız erimesin diye çeşitli fonlara, borsaya, faize, dolara gibi farklı enstrümanlara yatırım yaparak değerlendirebilirsiniz. Bu konuda yatırım danışmanlarından bilgi almanızı ve onlardan bilgilenmenizi tavsiye edebilirim. Günün sonunda bizi zengin yapacak tavsiyeler olmasa da biraz nefes aldıracak olduklarına eminim. En azından kendi uyguladığım yöntemleri sizlerle paylaşmayı seviyorum.
Hemen bir klasik cümle iliştireyim “Bu Bir Yatırım Tavsiyesi Değildir.” Ama “İyi Bir Birikim Tavsiyesidir.”