Canlı Yayın
Ersoy Soyer
Bizim dışımızda; Arnavutluk, Avusturya, Belçika, Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, Fransa, Almanya, Macaristan, Norveç, Romanya ve Ukrayna gelen profesyoneller, yeni nesil çözümleri ve farklı başlıkları tartışarak, insan odaklı teknolojilerin nasıl daha ileriye taşınabileceğine farklı çalışmalara imza attılar. Linz çok yakında hava taşımacılığı alanında çok öne çıkabilecek bir konuda olduğunu paylaşırken TOGG’un bu ara sıkça konuşulduğu günlerde elektrikli araçlar için ise yeni nesil otomatik şarj robotlarının da hayatımıza dahil olacağını görme fırsatı yakaladık.
Programın ilginç ve belki de Istanbul’da da uygulanabilecek bir diğer ulaşım sistemi ise Teleferik’di. Doppelmayr Seilbahnen’in Mexico City’de şehir içi ulaşım için kullanımda olan çözümleri oldukça dikkat çekiciydi. Kalabalık şehirler için verimli ve hızlı bir ulaşım yönetimi olan Teleferik bizler için de güzel bir alternatif olabilir. Bir dönem bizde de bu tür çalışmalar olduğunu anımsıyorum. Hatta biraz araştırma yaptığımızda 1957 yılında ilk planlamalar yapılmış; Üsküdar- Çamlıca arası ve Rumeli Hisarı – Anadolu Hisarı arasında da bu ulaşım yöntemi . Şu an Maçka ve Pier Loti arasında bulunan ufak hatlar biraz fazla turistik bir kullanım sağlamaya yönelikler. Boğaz hattında seçim dönemlerinde bu tür projelerin vaatler arasında olduğunu hatırlayan biri olarak, gerçekten boğaz hattında karşılıklı bölgeler arasındaki ulaşım için güzel seçenekler olacağını düşünenler arasına beni de dahil edebilirsiniz.
Etkinliğin bir diğer ziyaret noktası Digitirans oldu. Sürücüsüz otomobil test merkezi gezisi esnasında, farklı tipte araçların farklı senaryolarda nasıl test edildiğine dair izlenimleri birlikte deneyimleme şansı bulduk. Otonom bir aracın sis yağmur ve zor şartlardaki yeteneklerini geliştirebilmek adına birçok çalışma uygulanmaya devam ediyor. Sadece kameralar değil Lidar sensörlerinde eklendiği teknolojilerle daha doğru datalar toplanarak, daha güvenli ve etkin sürüş için geliştirmeler devam ediyor.
Katıldığımız etkinlikler arasında bence dikkat çekici diğer bir nokta ise elektrikli araçlarda kullanılan batarya sistemleri alanındaki gelişmelerdi. Hepimiz belki araçları konuşuyoruz ama onu oluşturan teknik değerlere de odaklanmak gerçekten fazla önemli olacaklar. Bataryaları oluşturan lityum, nikel, bakır ve kobalt gibi madenlerin talebinin gelecekte nasıl seyredeceğine dair verilerin de şimdiden planlanıyor olması önemliler. Katma değerli ürünler üretmek tarafında atılacak adımlar ülkemizin de bu alanda daha fazla pay sahibi olmasını tetikleyebilirler.
Reciprocity’nin bir sonraki etkinliğine bu kez Istanbul ev sahipliği yapıyor, 24-26 Mayıs tarihleri arasında düzenlenecek etkinlikte ise bu kez Istanbul’un mobilite dünyasındaki hava, deniz ve kara taşımacılık alanındaki şirketleri ve profesyonelleri yurt dışındaki profesyonelleri ağırlayacaklar.
Bizim dışımızda; Arnavutluk, Avusturya, Belçika, Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, Fransa, Almanya, Macaristan, Norveç, Romanya ve Ukrayna gelen profesyoneller, yeni nesil çözümleri ve farklı başlıkları tartışarak, insan odaklı teknolojilerin nasıl daha ileriye taşınabileceğine farklı çalışmalara imza attılar. Linz çok yakında hava taşımacılığı alanında çok öne çıkabilecek bir konuda olduğunu paylaşırken TOGG’un bu ara sıkça konuşulduğu günlerde elektrikli araçlar için ise yeni nesil otomatik şarj robotlarının da hayatımıza dahil olacağını görme fırsatı yakaladık.
Programın ilginç ve belki de Istanbul’da da uygulanabilecek bir diğer ulaşım sistemi ise Teleferik’di. Doppelmayr Seilbahnen’in Mexico City’de şehir içi ulaşım için kullanımda olan çözümleri oldukça dikkat çekiciydi. Kalabalık şehirler için verimli ve hızlı bir ulaşım yönetimi olan Teleferik bizler için de güzel bir alternatif olabilir. Bir dönem bizde de bu tür çalışmalar olduğunu anımsıyorum. Hatta biraz araştırma yaptığımızda 1957 yılında ilk planlamalar yapılmış; Üsküdar- Çamlıca arası ve Rumeli Hisarı – Anadolu Hisarı arasında da bu ulaşım yöntemi . Şu an Maçka ve Pier Loti arasında bulunan ufak hatlar biraz fazla turistik bir kullanım sağlamaya yönelikler. Boğaz hattında seçim dönemlerinde bu tür projelerin vaatler arasında olduğunu hatırlayan biri olarak, gerçekten boğaz hattında karşılıklı bölgeler arasındaki ulaşım için güzel seçenekler olacağını düşünenler arasına beni de dahil edebilirsiniz.
Etkinliğin bir diğer ziyaret noktası Digitirans oldu. Sürücüsüz otomobil test merkezi gezisi esnasında, farklı tipte araçların farklı senaryolarda nasıl test edildiğine dair izlenimleri birlikte deneyimleme şansı bulduk. Otonom bir aracın sis yağmur ve zor şartlardaki yeteneklerini geliştirebilmek adına birçok çalışma uygulanmaya devam ediyor. Sadece kameralar değil Lidar sensörlerinde eklendiği teknolojilerle daha doğru datalar toplanarak, daha güvenli ve etkin sürüş için geliştirmeler devam ediyor.
Katıldığımız etkinlikler arasında bence dikkat çekici diğer bir nokta ise elektrikli araçlarda kullanılan batarya sistemleri alanındaki gelişmelerdi. Hepimiz belki araçları konuşuyoruz ama onu oluşturan teknik değerlere de odaklanmak gerçekten fazla önemli olacaklar. Bataryaları oluşturan lityum, nikel, bakır ve kobalt gibi madenlerin talebinin gelecekte nasıl seyredeceğine dair verilerin de şimdiden planlanıyor olması önemliler. Katma değerli ürünler üretmek tarafında atılacak adımlar ülkemizin de bu alanda daha fazla pay sahibi olmasını tetikleyebilirler.
Reciprocity’nin bir sonraki etkinliğine bu kez Istanbul ev sahipliği yapıyor, 24-26 Mayıs tarihleri arasında düzenlenecek etkinlikte ise bu kez Istanbul’un mobilite dünyasındaki hava, deniz ve kara taşımacılık alanındaki şirketleri ve profesyonelleri yurt dışındaki profesyonelleri ağırlayacaklar.
SON DAKİKA
