hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Robotlar hayatımızı nasıl değiştirecek?

    Robotlar hayatımızı nasıl değiştirecek
    expand

    Robotlar hayatımıza gün geçtikçe girmeye başladı. Hem de merak ve büyük bir heyecan ile kapılarımızı sonuna kadar açtık. Yakın zamanda sanki bir canlı gibi davranarak, iletişim kurmaya da başlayacağız. Sonrasında da akıllara duygusal bağların kurulup kurulamayacağı da geliyor. Ve Elon Musk’ın sürekli tekrarladığı, “Yapay zekâ insanlık için en büyük tehlike olacak.” sözleri kulaklarımızda çınlıyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Geçtiğimiz günlerde vizyona giren Arif V 216 filminde de robotlar ve yapay zeka ele alınıyor. Robot 216, insan olmanın hayalini kurarak , uzaydan dünyaya arkadaşı Arif’in yanına geliyor. Uzaylılara tepki gösterenler nedeniyle, 216 ve Arif zamanda yolculuk yapıyor. Sevmek ve sevilmek isteyen 216, burada bir kıza aşık oluyor. Aşkı için aynı insanlar gibi fedakarlıklar ya da kıskançlıklar yapabiliyor. Filmde özellikle robotların duyguya sahip olabileceği vurgulanıyor.

    Peki insanlar robotlarla duygusal bağ kurabilir mi?

    Aslında bu konuda birçok araştırma yapılıyor ve insanların makinelere duygusal bağ kurarak hareket edebileceği gösteriliyor. Black Mirror (Kara Ayna) dizisinin Be Right Back (Hemen Geliyorum) bölümünde de eşini kaybeden kadının, hayatındaki boşluğu eşinin birebir aynısı olan robot ile kapatmaya çalışmasını konu alıyor. Eşinin görüntüsüne sahip olan robotun hafızası dijital dünyadan tüm bilgilerine ulaşarak bilinci oluşturuluyor. Robot, kadının hayatındaki boşluğu doldurmaya çalışıyor. İnsansı robotların hayatımızı nasıl etkileyeceğini konu alan dizinin bu bölümü, robotların gerçek insanlardan ayırt edilebilmesinin ileride zor olacağını da gösteriyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Robotları insanlardan ayırt edebilecek miyiz?

    1950 yılında Mind adlı felsefe dergisinde ünlü İngiliz matematikçi ve bilgisayar bilimcisi Alan Turing tarafından geliştirilen Turing testi, insanların bir bilgisayar ile etkileşimde bulunduğunda, bilgisayar mı yoksa insan mı olduğunun anlaşılmasını ölçüyor. Test, yapay zekanın felsefesi olarak da kabul ediliyor.
    13 yaşındaki Ukraynalı bir çocuğu taklit eden Eugene Goostman isimli sanal karakter, 5 dakikalık bir sohbette jürinin yüzde 33'ü tarafından 'insan' onayı alarak testi geçen ilk yapay zeka oldu. Bu test sayesinde bilgisayarın insan gibi düşünebildiği ortaya kondu.

    Medya da bu değişimden etkileniyor

    Robot gazetecilerin neler yaptığına bir bakalım. Google tarafından finanse edilen 'RADAR' isimli proje de 5 kişilik bir ekip ile gazeteci robotun ayda 30 bin rutin haber üretmesi hedefleniyor. Robot gazeteciler finans, gayrimenkul ve spor haberleri gibi haberleri yazabiliyor. Associated Press, New York Times ve Los Angeles Times gibi gazeteler rutin haberler için robot kullanıyor.

    Tabii robot gazeteciler yapay zeka derken, medya kuruluşları teknolojiyi kendi avantajına çevirebiliyor. Guardian, Londra’nın Viktorya döneminden kalma kanalizasyonlarını okuyucularının keşfetmesine olanak sağlayan bir sanal gerçeklik (VR) deneyimi geliştirdi. Böylece teknolojiyi kullanarak medyaya yeni bir soluk getirdi. Bunlar geliştirilerek, yalan haberler ve kaynağın aslına ulaşılması gibi sorunların çözümü için kullanılabilir.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Medya alanında da teknolojiden olabildiğince faydalanıp, farklı çalışmalar yapılabilir. Çünkü robotlar ilerleyen dönemlerde birçok alanda yanı başımızda olacak.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow