hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Göksel Göksu Göksel Göksu

    Sarıgül Sahne aldı!

    13.12.2013 Cuma | 11:38Son Güncelleme:

    "Vakit tamamdır" dedi,"Zamanı gelmiştir" diye devam etti.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İçinde dilekçesinin yer aldığı sarı zarfı, "İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni, CHP'ye getirecek olan dosyayı, il başkanına sunuyorum" sözleriyle uzattı.
    Ve Mustafa Sarıgül resmen aday oldu.
    Bu perdenin görünen yüzü.
    Şimdi geçelim arka tarafa.

    Sarıgül bildiğimiz Sarıgül mü?

    Kısmen evet!

    Evet çünkü;
    Girdiği her ortamda 7'den 70'e hemen herkesle kurduğu göz temasıyla, sizi 40 yıldır tanıyormuşçasına samimi tutumuyla, hele bir gazeteci açısından "Bir demeç vermeden bırakmam vallahi!" üslubuyla Sarıgül, bildiğimiz Sarıgül.

    Büyük ölçüde hayır!

    Hayır çünkü;

    Biiiir....
    Sarıgül, açıklamasını yaparken ustalıkla örtbas etse de heyecanlıydı.
    Heyecan enerjidir.
    Hele de bir siyasetçinin heyecanı umut vericidir.
    Ama Sarıgül kaç yılın siyasetçisi, neden heyecanlansın ki?
    Bilmem!

    İkiiiii...
    Sarıgül konuşurken, heyecanına rağmen arkasında, sağında, solunda göze görünmeyen bir yastık varmış da ona yaslanıyormuş edasıyla konuştu.
    Bana hiç olmadı ama bilirim.
    Hani düşecek olsanız da güvendiğiniz birinin sizi daha havadayken tutacağından emin olduğunuz haller vardır ya!
    Öyleydi.

    Üüüüüç...
    Iletişim ilminin sunduğu tüm olanakları ustalıkla kullandı.
    Konuşması akıcı.
    Ses tonu etkili ve kontrollü.
    Mesajlar önceden seçilmiş ve net.
    Ne söylediği, ne istediği belli.
    Sorularla savrulmuyor.
    Kızmak yerine ustalıkla manevra yapıyor ve ne yapıp edip cevabını  ana mesajla noktalıyor.

    Dööört...
    Sarıgül'ün yüzünden adeta mimik fışkırıyor.
    Sözlerinden çok gözleriyle, alnıyla, elleriyle, parmağıyla konuşuyor.
    'Deprem' derken üzülüyor,
    "Vakit tamamdır, zamanı gelmiştir!" derken omuzlar özgüvenli bir şekilde açılıyor, Kasetlerin adresten adrese postalandığı bir ortamda, "ya sizin de kasetiniz çıkarsa" iması taşıyan soruya, cevap verirken dahi sinirlenmiyor.
    "Şimdiden sonra yapılacak her saldırı sandığa yapılmış sayılır" derken takındığı üslup "hodri meydan!" çağrışımı yapıyor.
    Zaman zaman işaret parmağını karşı tarafa doğrultacak sallaması, Avuç içlerini topluluğa çevirip bir anlamda "orada dur!" demesi...

    Sarıgül ve beden dili!

    Hatırı sayılır sayıda seçim izlemiş,
    Hatırı sayılır sayıda siyasetçinin serüvenine tanıklık yapmış bir gazeteci olarak toplantı boyunca edindiğim izlenim şu:
    Sarıgül kesin ders almış!
    Beden dili dersi de almış, etkili iletişim dersi de.
    Belki başka dersler de almıştır, bilemem!

    Amerika'da, Avrupa'da ve dahi Türkiye'de belirlediği hedefe doğru yol alan tüm siyasetçiler gibi o da ders almış.
    O derse sıkı sıkıya çalışmış.
    Ve öyle sahne almış.
    Ve İstanbul Türkiye'nin en büyük sahnesi.

    Meraklısına not:

    Diyebilirsiniz ki Mustafa Sarıgül'ün adaylığı kesilmiş gibi yazmışsın.
    Oysa Gürsel Tekin de İstanbul'a talip.
    Eeee...
    Siyaset aynı zamanda pazarlığa tabi.
    Sarıgül CHP'ye gelirken de o pazarlıklar sıkı sıkıya yapıldı.
    Rivayet o'dur ki, Gürsel Tekin'in adaylığı biraz da "Sarıgül, sana mahkum değiliz"e vurgu yapmaktı.
    Eğer öyleyse, Gürsel Tekin'in CHP İstanbul adayını açıklamadan bir kaç gün önce adaylıktan çekilip, Sarıgül ile el ele meydanlara çıkması hiç de şaşırtıcı olmaz.