İdris Arıkan İdris Arıkan

Bir toplu cezalandırma yöntemi olarak yıkma

03.12.2014 Çarşamba | 22:59Son Güncelleme:

Yakmak mı iyidir, yıkmak mı? Alevler daha korkutucu gibi gözükse de, yakmak her şeyi yok etmez aslında, ana yapı betonarme olursa ayakta kalır. Sen yakarak cezalandırsan da, cezalandırılan başını kaldırdığında yaktığın nesneyi tekrar ayağa kaldırmaya teşebbüs edecek, eğer yeniden yaktığın şeye benzer bir şey ortaya çıkarırsa, bu aynı zamanda başkaldırının da sembolü olacaktır. Ancak hukuk, yakmaya, hele de yıkmaya engeldir.

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

Uday ve Hasan Ali Cemal...

Ülkemizde isimleri pek fazla bilinmese de aslında Ortadoğu coğrafyasında artık tanınan isimler...

 İki kuzen, Kudüs'teki sinagog saldırısını gerçekleştirdiler. 5 kişi hayatını kaybetti o saldırıda, iki kuzen de -bölgedeki iktidar diliyle- "ölü olarak ele geçirildiler"

Amaç ortamın daha önceki adımlarla "terörize" edilmesiydi. Öyle de oldu. Ancak terörizmin tek taraflı işleyen bir mekanizma olmadığı gerçek.

Bir devletle örgüt arasındaki farklardan biri, hukuku terörist olarak adlandırdığı kişi ya da tüzel yapıya karşı da işler hale getirmiş olmasıdır.

Saldırı sonrası İsrail,  Uday ve Hasan Ali Cemal'in cenazeleri ailelerine verilmedi. Yani Filistinli aileler cenazelerini defnedemedi bile...

Gerekçe ne miydi? İsrailliler, olası bir büyük cenaze töreninin "kötü" örnek olabileceğine inanıyordu. 

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

İsrail'in "sert karşılık vereceğiz" dediği şey de başvurduğu yöntemler de bununla sınırlı değildi.

Uday ve Hasan Ali Cemal'in ailelerinin evleri yıkıldı. Yani bir toplu cezalandırma yöntemi uygulandı. Aileleri de cezalandırıldı. Ama rakamlar daha da ürkütücü...

Aslında İsrail Savunma Bakanlığı 17 Şubat 2005'te bu yöntemin daha fazla uygulanmayacağını duyurmuştu. Zira ondan önceki dönemde sadece İsrail'in işgal ettiği topraklarda, toplam 664 Filistinli ailenin evi yıkılmış, 4182 Filistinli evsiz bırakılmıştı.

Bu karar 2009'a kadar uygulandı, Netanyahu iktidarında tekrar başladı. İsrail 2009'da Doğu Kudüs'te 2 evi yerle bir etti, 24 Filistinliyi evsiz bıraktı.

Yıl 2014'e geldiğinde ise, yani bu yıl içinde, İsrail hükümeti, Doğu Kudüs'te Filistinlilere ait 4 evi yıktı. 41 Filistinli evsiz kaldı, 15'i daha 18 yaşını geçmemişti.

Bu rakama Gazze ve Batı Şeria'da Filistin Hükümeti'nin yönetimindeki bölgeler dahil değil... O rakamlar için kelimeler kiyafetsiz...

"Taşların hafızası vardır" Bu yıkımların hepsi aslında o hafızayı silmek anlamına da geliyordu.

İnsan Hakları İzleme Örgütü, Uluslararası Af Örgütü gibi uluslararası sivil toplum kuruluşları, ev yıkma yöntemini "savaş suçu" olarak niteliyor.

Daha önce demiştik;  terörizm genel itibariyle tek taraflı işleyen bir mekanizma değil...

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

Şimdi bu yıl içinde evlerinden edilen 15 çocuk ne olacak?

Tabi ki, İsrail'e göre terörist...