

İnfantino geçtiğimiz günlerde yapılan başkanlık seçimini hakkıyla kazanarak FIFA'nın yeni patronu oldu. Sepp Blatter ve Michel Platini'nin yolsuzluk ve rüşvet nedeniyle görevlerinden alınmaları sonrasında İnfantino'nun FIFA başkanı olması, dünya futbolunun artık güvenilir ellerde olduğuna dair bir algı yarattı. Ancak seçim sonrası ortaya çıkan gerçekler durumun hiç de öyle olmadığını gösteriyor.
Seçimden sonra İngiliz basınında Yunan kulübü Olimpiakos ile İnfantino arasındaki ilişkiler ortaya çıkmaya başladı. Yunanistan'da Olimpiakos ile ilgili iki ayrı şike ve yolsuzluk soruşturması açılmıştı. Ancak buna rağmen İnfantino yönetimindeki UEFA bu kulübü turnuvalardan men etmemişti.
Yunanistan'da Olimpiakos ile ilgili açılan adli soruşturmalardan birinde kulübün başkanı ve sahibi olan Evangelo Marinakis "Sistem" adı verilen bir organize suç şebekesinin elebaşı olmakla suçlanıyor. Bu şebekenin, Olimpiakos'un şampiyon olabilmesi için Yunan liglerinde şike yaptığı iddia ediliyor. Marinakis, bir Yunan Ligi hakeminin işyerine bomba atılması emrini vermekle de suçlanıyor. İddialara gore FİFA kokartlı olan Yunan hakem, şike yapması için kendisine yapılan teklif, baskı, ve tehditlere boyun eğmemişti.
Olimpiakos Yunan liginde son 19 şampiyonluktan 17'sini kazandı ve şu günlerde de 18 puan farkla liderliğini sürdürüyor. 24 karşılaşmada sadece 5 puan kaybetmiş.
Peki FİFA'nın yeni başkanının tüm bunlarla ne ilgisi var? Çok ilgisi var. Tüm bu soruşturmalara ragmen Olimpiakos'un Avrupa karşılaşmalarına katılmasına izin verildiği dönemde İnfantino UEFA'nın genel sekreterliğini yapıyordu. Bu nokta önemli, zira Fenerbahçe ile ilgili gelişmelerde de gördüğümüz gibi UEFA bünyesinde disiplinle ilgili süreçler doğrudan genel sekreterlik tarafından yürütülüyor.
İnfantino'nun başı olduğu genel sekreterlik, göstermelik de olsa Olimpiakos'un şike davasıyla lgili bir soruşturma açması gerekiyordu. Baştan savma bir soruşturma açıldı. Atina mahkemelerinin bizzat Yunan Futbol Federasyonu'nun bazı üst düzey yetkilileri hakkında şike soruşturması yaptığı bir sırada, İnfantino'nun UEFA'sı Yunan Futbol Federasyonu'na bir mektup yazarak durum hakkında bilgi istedi. Yunan Federasyonu da kısaca "önemsenecek bir durum yok" diye yanıtladı ve olay kapandı. Yani adli makamlara yansımış bir şike davası "nedir orada durum?" sorusuna verilen "önemli değil" yanıtıyla kapandı.
UEFA, Fenerbahçe ile ilgili soruşturma sırasında yaptığı gibi olayın üzerine gitmek yerine, bu konuda hiçbir şey yapmamayı tercih etti. İnfantino'ya bunun hesabı soruldu. İngiliz gazeteciler, Yunanistan'daki şike davasıyla ilgili UEFA'nın lakayt tavrını görünce, FIFA'nın yolsuzluklarla savaşmak için reformlar yapacağına nasıl inanılabileceğini sorgulamaya başladı. İnfantino bu konuda kendisine yöneltilen sorulara her seferinde kaçamak yanıtlar verdi. "Yunanistan'da kulübün başkanı hakkında soruşturma açılmış bulunuyor. Hepsi bu kadar. Ceza yok, karar yok. Bu da bizim harekete geçmemiz için yeterli değil" dedi.
İnfantino belki şimdi artık UEFA'nın genel sekreteri olmadığını, FİFA başkanı olduğu için bu sorunları geride bıraktığını düşünüyordur. Ama işin aslı öyle değil. UEFA genel sektreri olarak İnfantino'nun yerine getirilen kişinin adı Theodore Theodorodis. UEFA uluslararası ilişkiler eski başkanı olan Theodoridis, aynı zamanda bağlantıları sayesinde İnfantino'nun FİFA başkanı seçilmesinde en büyük paya sahip olan kişi.
Üstelik, Theodoridis Yunan Futbol Federasyonu'nun eski bir yönetim kurulu üyesi. UEFA'nın yeni genel sekreteri aynı zamanda büyük bir Yunan futbol kulübünün başkan yardımcısı olan Savvas Theodoridis'in de oğlu oluyor. Bu büyük Yunan kulübü hangisi mi? Olimpiakos…
İnfantino için durum daha şimdiden pek o kadar iyi görünmüyor. Başkanlığını Yunan futbol lobisine borçlu olduğu ve bunun diyetini de şimdiden ödemeye başladığına dair söylentiler var. İnfantino FİFA'nın patronu olunca dünya futbolu kirli bağlantılardan, rüşvet ve yolsuzluklardan kurtuldu diye düşünenlerin aslında biraz acele ettikleri anlaşılıyor.
İnfantino geçtiğimiz günlerde yapılan başkanlık seçimini hakkıyla kazanarak FIFA'nın yeni patronu oldu. Sepp Blatter ve Michel Platini'nin yolsuzluk ve rüşvet nedeniyle görevlerinden alınmaları sonrasında İnfantino'nun FIFA başkanı olması, dünya futbolunun artık güvenilir ellerde olduğuna dair bir algı yarattı. Ancak seçim sonrası ortaya çıkan gerçekler durumun hiç de öyle olmadığını gösteriyor.
Seçimden sonra İngiliz basınında Yunan kulübü Olimpiakos ile İnfantino arasındaki ilişkiler ortaya çıkmaya başladı. Yunanistan'da Olimpiakos ile ilgili iki ayrı şike ve yolsuzluk soruşturması açılmıştı. Ancak buna rağmen İnfantino yönetimindeki UEFA bu kulübü turnuvalardan men etmemişti.
Yunanistan'da Olimpiakos ile ilgili açılan adli soruşturmalardan birinde kulübün başkanı ve sahibi olan Evangelo Marinakis "Sistem" adı verilen bir organize suç şebekesinin elebaşı olmakla suçlanıyor. Bu şebekenin, Olimpiakos'un şampiyon olabilmesi için Yunan liglerinde şike yaptığı iddia ediliyor. Marinakis, bir Yunan Ligi hakeminin işyerine bomba atılması emrini vermekle de suçlanıyor. İddialara gore FİFA kokartlı olan Yunan hakem, şike yapması için kendisine yapılan teklif, baskı, ve tehditlere boyun eğmemişti.
Olimpiakos Yunan liginde son 19 şampiyonluktan 17'sini kazandı ve şu günlerde de 18 puan farkla liderliğini sürdürüyor. 24 karşılaşmada sadece 5 puan kaybetmiş.
Peki FİFA'nın yeni başkanının tüm bunlarla ne ilgisi var? Çok ilgisi var. Tüm bu soruşturmalara ragmen Olimpiakos'un Avrupa karşılaşmalarına katılmasına izin verildiği dönemde İnfantino UEFA'nın genel sekreterliğini yapıyordu. Bu nokta önemli, zira Fenerbahçe ile ilgili gelişmelerde de gördüğümüz gibi UEFA bünyesinde disiplinle ilgili süreçler doğrudan genel sekreterlik tarafından yürütülüyor.
İnfantino'nun başı olduğu genel sekreterlik, göstermelik de olsa Olimpiakos'un şike davasıyla lgili bir soruşturma açması gerekiyordu. Baştan savma bir soruşturma açıldı. Atina mahkemelerinin bizzat Yunan Futbol Federasyonu'nun bazı üst düzey yetkilileri hakkında şike soruşturması yaptığı bir sırada, İnfantino'nun UEFA'sı Yunan Futbol Federasyonu'na bir mektup yazarak durum hakkında bilgi istedi. Yunan Federasyonu da kısaca "önemsenecek bir durum yok" diye yanıtladı ve olay kapandı. Yani adli makamlara yansımış bir şike davası "nedir orada durum?" sorusuna verilen "önemli değil" yanıtıyla kapandı.
UEFA, Fenerbahçe ile ilgili soruşturma sırasında yaptığı gibi olayın üzerine gitmek yerine, bu konuda hiçbir şey yapmamayı tercih etti. İnfantino'ya bunun hesabı soruldu. İngiliz gazeteciler, Yunanistan'daki şike davasıyla ilgili UEFA'nın lakayt tavrını görünce, FIFA'nın yolsuzluklarla savaşmak için reformlar yapacağına nasıl inanılabileceğini sorgulamaya başladı. İnfantino bu konuda kendisine yöneltilen sorulara her seferinde kaçamak yanıtlar verdi. "Yunanistan'da kulübün başkanı hakkında soruşturma açılmış bulunuyor. Hepsi bu kadar. Ceza yok, karar yok. Bu da bizim harekete geçmemiz için yeterli değil" dedi.
İnfantino belki şimdi artık UEFA'nın genel sekreteri olmadığını, FİFA başkanı olduğu için bu sorunları geride bıraktığını düşünüyordur. Ama işin aslı öyle değil. UEFA genel sektreri olarak İnfantino'nun yerine getirilen kişinin adı Theodore Theodorodis. UEFA uluslararası ilişkiler eski başkanı olan Theodoridis, aynı zamanda bağlantıları sayesinde İnfantino'nun FİFA başkanı seçilmesinde en büyük paya sahip olan kişi.
Üstelik, Theodoridis Yunan Futbol Federasyonu'nun eski bir yönetim kurulu üyesi. UEFA'nın yeni genel sekreteri aynı zamanda büyük bir Yunan futbol kulübünün başkan yardımcısı olan Savvas Theodoridis'in de oğlu oluyor. Bu büyük Yunan kulübü hangisi mi? Olimpiakos…
İnfantino için durum daha şimdiden pek o kadar iyi görünmüyor. Başkanlığını Yunan futbol lobisine borçlu olduğu ve bunun diyetini de şimdiden ödemeye başladığına dair söylentiler var. İnfantino FİFA'nın patronu olunca dünya futbolu kirli bağlantılardan, rüşvet ve yolsuzluklardan kurtuldu diye düşünenlerin aslında biraz acele ettikleri anlaşılıyor.