Bir Metaverse Rüyası: Dubai Miracle Garden
Baharın geldiğini rengârenk çiçekler anlatmaz mı bize. Etrafta pembe, beyaz, kırmızı, sarı çiçekler açtıkça hayatımız da hareketlenmeye başlar. Bahar ayları hem yeni kararların verildiği hem de yepyeni planların yapıldığı tarihler olur genelde. Bazen bir çiçek tazeler bizi bazen de yeşilin üstüne serilen buketler.

Bu yeni yeni açan çiçekler de bana Dubai Miracle Garden’ı hatırlatır. Yetmiş iki bin metrekare alanı ve elli milyona yakın çeşidiyle burası dünyanın en büyük çiçek bahçesi olarak biliniyor. Renklerle bir sanat eseri oluşturan bu yapının en ilginç yanıysa çöl üstüne kurulu olması. Bu da turistlerin fazlasıyla dikkatini çekiyor.

Dubai’ye gidip Miracle Garden’ı gezmeye başladığınızda önce bu yapının nasıl kurulduğunu düşünmekten kendinizi alamıyorsunuz. Bakmaya doyamadığınız bu eşsiz manzaranın içinde kayboluyor ve hayran kalıyorsunuz.

Bahçe dört yüz günde altmış kişinin çalışmasıyla oluşturulmuş. İçinde kocaman çiçek heykellerinin yer aldığı bu bahçe farklı kategorilerde de ödüllere sahip. Hollanda’nın Keukenhof bahçesi daha büyük bir alanda yedi milyon çiçeğiyle varlığını sürdürürken Dubai Miracle Garden kırk beş milyon çiçekle kurulmuş bir bahçe özelliği taşıyor. Parkın içinde birçok farklı figür görebiliyorsunuz.

Uçak, çiçek tünelleri, çiçek saati, asılı şemsiyeler yolu, kelebek parkı, Disneyland karakterlerinin çiçeklerden yapılmış heykelleri sıcacık bir görüntü oluşturuyor karşınızda.

Ben Dubai’de bu bahçeyi ziyaret ettiğimde kocaman gökdelenler, dönme dolap derken zihnimde önce şu soru belirdi: Burası gerçek mi? Yoksa ben Sims oyununun içinde herhangi bir karakter miyim? Biliyorsunuz Sims’te de istediğiniz kuleyi herhangi bir yere dikip, yapılar oluşturabiliyorsunuz. Aslında oluşturduğunuz karakterin dünyasını da kuruyorsunuz ve oyunun dünyasında karakter üzerinden yaşıyorsunuz.
Ardından ister istemez aklıma şu geldi: Belki de biz gerçekten bir Sims’te yaşıyoruzdur. Bir de insanların bugünlerde yepyeni bir dünyayı anlamaya çalıştığını gördükçe zihnimdeki düşünceler birbirinin arkasına eklendi.

Tabii ki Sims ve metaverse birbirinden çok farklı. Metaverse dünyasını tanımaya çalışıyoruz, araştırıyoruz, okuyoruz, reklamlarını izliyoruz. Gördüğümüz şey ilk öce şu oluyor. Bir yerden arsa alıp oraya bir şeyler dikip, yapılaşıp, yaşamaya başlayabiliriz. Ve aslında oturduğumuz yerden, bilgisayarın başından bambaşka yerlerde bambaşka hayatlar yaşayabileceğimizi öğreniyoruz. Uzak şehir ya da ülkelerdeki konserlere gidebileceğimi ve arkadaşlarımızla el ele tutuşarak eğlenebileceğimizi izliyoruz. Şu anda gerçek dünyada yapmak istediğimiz her şeyi bu sanal evrenin içinde yapabileceğimize inanamıyor, aklımızda gerçekliğini oturtamıyoruz.
Diğer Yazıları
Masai Mara'da safari: Bir temel yaşam motivasyon simulasyonu
“Masai Mara’da sabah oluyor..” Safari, bozkırlar ya da Masai Mara denildiğinde bir çoğumuzun aklına gelen, sevgili Ata Demirer’in meşhur skeçinden bir sahne. Kilometrelerce uzunluktaki alanda sabah 5’te daha hava buz gibiyken kalkılıp gidilen yollar. Adeta bir oyun gibi, oyun alanında yapılan kimi zaman hızlı kimi zaman yavaş hamleler. Peki bu deneyimin öğretisi ne?
Devamını Oku 28.03.2021Alaca bir ülke: Ürdün
Bedevi bir adamla kadın oradan oraya sürekli göç ederler. Kadın sürekli yolda olmaktanyorgundur. Bu konudan yakınsa da yine vakit gelince çadırlarını toplayıp yine farklı bir bölgeye doğru yola çıkarlar. Bir gün adam elinde çiçeklerle çadıra gelir.
Devamını Oku 03.03.2021Gökyüzünün aurası görülür mü?
Birbirine zıt kavramlar, tatlar, dokular doğru bir şekilde bir araya geldiğinde muhteşem bir ahenk oluşmuyor mu? Güneşli havada yağmur yağdığında mesela... Ülkelerden de İzlanda böyle işte. Ateş ve Buz. Bir arada…
Devamını Oku 16.02.2021