Canlı Yayın
Nevşin Mengü
Fişlemenin yapıldığı yıl 2013, o dönem iktidarda sağ koalisyon olan CDU\FDP hükümeti var. Eyalette iktidar değişiyor, Sosyal Demokratlar ve Yeşiller’in ittifakı iktidara geliyor. Kendinden önceki döneminde nasıl hukuksuz naneler yendiğini ortaya koyuyor.
28 Mayıs’ta Akşam gazetesinin de manşeti bu haber. Binlerce kişinin camiye gitti diye fişlenmesi, tam anlamıyla skandal ve manşet olmayı hak eder kuşkusuz, hele de Başbakan Erdoğan’ın Köln ziyareti üzerine. Ancak ben olsam habere başka bir unsur daha katardım.
Almanya’da federasyon hükümetini kuran sağ ittifak CDU\CSU. Ülkenin iktidarı sağ partilerde, Aşağı Saksonya Eyaletinde iktidar solda. Buradan bakınca, aslında durum epey şaşırtıcı. Düşünebiliyor musunuz, Alman Federal hükümeti, eyalette bu skandalı ortaya çıkaran bölgesel sol iktidara karşı saldırıya geçmiyor. Paralelsiniz, hainsiniz, darbe yapmaya çalışıyorsunuz demiyor mesela. Siz güçlenen Almanya’yı zayıflatmaya çalışıyorsunuz demiyor. Esad işbirlikçisi olmakla diyelim suçlamıyor.
Bir başka benzer örnek de ABD’den. NSA’in cihanın dört bir yanını hukuksuz, keyfi ve hatta paranoyakça dinlemiş, izlemiş olduğunu Edward Snowden’dan öğrendik. Türk medyasına çok yansımadı ama dünyada tartışıldığından çok ABD’de tartışıldı. Amerikan medyasında manşet üzerine manşet oldu. Kongre’deki NSA’i denetlemesi gereken izleme komiteleri ne iş yapıyor diye soruldu, NSA komite üyelerini yanıltıyor mu tartışıldı. NSA Başkanı General Keith Alexander, Senato’ya ifade verdi.
Obama NSA’in hukuksuz dinlemelerini eleştiren kongre üyelerini, hainlikle suçlamadı, yahu siz Esad’ın milletvekillerimi siniz? diye sormadı. Güçlü ABD’nin önünü kesmek isteyenlere karşı cadı avı gerekirse cadı avı yaparız diye bir çıkışı olmadı.
Merkel ve Obama basiretsizler, zayıf liderler, tecrübesiz liderler ondan mı? Yoksa başka bir şeyin mi farkındalar acaba? Sivil toplum örgütlerinin, bireylerin, gazetecilerin ortaya çıkardığı sorunların, hukuksuzlukların bir devleti yıkmayacağının aksine güçlendireceğinin mi farkındalar acaba. Önce sorun ortaya konulmalı ki, çözüme bir adım daha yaklaşabilsin sistem değil mi?
Bundan böyle BfV camiye gidenleri fişleyemez mesela ya da NSA eskisi gibi her istediğini dinleyemez. Ortaya çıkan skandallar iktidara sistemi düzeltme fırsatı verir, yolunu açar çünkü.
PEN’in Başkan Yardımcısı Eugene Schoulgin İstanbul’daydı hafta sonu. “şeffaflığın olmadığı yerde komplo teorisi bol olur” dedi.
Ne kadar da doğru dedi, şeffaflık yoksa, sistemdeki hastalıklar, aksaklıklar sümenaltı edilir haliyle. Ondan sonra at atabildiğin kadar, Alman gizli servisi de, masonlar yapmıştır de, İsrail düğmeye bastı diye savur. Dur diyecek yok nasıl olsa.
Fişlemenin yapıldığı yıl 2013, o dönem iktidarda sağ koalisyon olan CDU\FDP hükümeti var. Eyalette iktidar değişiyor, Sosyal Demokratlar ve Yeşiller’in ittifakı iktidara geliyor. Kendinden önceki döneminde nasıl hukuksuz naneler yendiğini ortaya koyuyor.
28 Mayıs’ta Akşam gazetesinin de manşeti bu haber. Binlerce kişinin camiye gitti diye fişlenmesi, tam anlamıyla skandal ve manşet olmayı hak eder kuşkusuz, hele de Başbakan Erdoğan’ın Köln ziyareti üzerine. Ancak ben olsam habere başka bir unsur daha katardım.
Almanya’da federasyon hükümetini kuran sağ ittifak CDU\CSU. Ülkenin iktidarı sağ partilerde, Aşağı Saksonya Eyaletinde iktidar solda. Buradan bakınca, aslında durum epey şaşırtıcı. Düşünebiliyor musunuz, Alman Federal hükümeti, eyalette bu skandalı ortaya çıkaran bölgesel sol iktidara karşı saldırıya geçmiyor. Paralelsiniz, hainsiniz, darbe yapmaya çalışıyorsunuz demiyor mesela. Siz güçlenen Almanya’yı zayıflatmaya çalışıyorsunuz demiyor. Esad işbirlikçisi olmakla diyelim suçlamıyor.
Bir başka benzer örnek de ABD’den. NSA’in cihanın dört bir yanını hukuksuz, keyfi ve hatta paranoyakça dinlemiş, izlemiş olduğunu Edward Snowden’dan öğrendik. Türk medyasına çok yansımadı ama dünyada tartışıldığından çok ABD’de tartışıldı. Amerikan medyasında manşet üzerine manşet oldu. Kongre’deki NSA’i denetlemesi gereken izleme komiteleri ne iş yapıyor diye soruldu, NSA komite üyelerini yanıltıyor mu tartışıldı. NSA Başkanı General Keith Alexander, Senato’ya ifade verdi.
Obama NSA’in hukuksuz dinlemelerini eleştiren kongre üyelerini, hainlikle suçlamadı, yahu siz Esad’ın milletvekillerimi siniz? diye sormadı. Güçlü ABD’nin önünü kesmek isteyenlere karşı cadı avı gerekirse cadı avı yaparız diye bir çıkışı olmadı.
Merkel ve Obama basiretsizler, zayıf liderler, tecrübesiz liderler ondan mı? Yoksa başka bir şeyin mi farkındalar acaba? Sivil toplum örgütlerinin, bireylerin, gazetecilerin ortaya çıkardığı sorunların, hukuksuzlukların bir devleti yıkmayacağının aksine güçlendireceğinin mi farkındalar acaba. Önce sorun ortaya konulmalı ki, çözüme bir adım daha yaklaşabilsin sistem değil mi?
Bundan böyle BfV camiye gidenleri fişleyemez mesela ya da NSA eskisi gibi her istediğini dinleyemez. Ortaya çıkan skandallar iktidara sistemi düzeltme fırsatı verir, yolunu açar çünkü.
PEN’in Başkan Yardımcısı Eugene Schoulgin İstanbul’daydı hafta sonu. “şeffaflığın olmadığı yerde komplo teorisi bol olur” dedi.
Ne kadar da doğru dedi, şeffaflık yoksa, sistemdeki hastalıklar, aksaklıklar sümenaltı edilir haliyle. Ondan sonra at atabildiğin kadar, Alman gizli servisi de, masonlar yapmıştır de, İsrail düğmeye bastı diye savur. Dur diyecek yok nasıl olsa.
SON DAKİKA
