Prof. Dr. Murat Ferman Prof. Dr. Murat Ferman

EKO-POLİTİK GÜNDEMİN DİKKAT ÇEKEN BAŞLIKLARI

01.05.2025 Perşembe | 14:03Son Güncelleme:

Yılın ikinci çeyreğinde ilk ayı geride bırakırken, önümüzdeki günlerin getirecekleri üzerinde daha derinlikli ve zengin veri biriktirmiş oluyoruz. An itibarıyla, Küresel Belirsizlik faktörünün kısa-orta vadede gelişmelerin arka planını oluşturmaya devam edeceğini görüyoruz.

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

Küresel belirsizlik ortamının bir numaralı sorumlusu olarak görülen ABD Başkanı Trump, ikinci döneminde ilk yüz gününü henüz tamamlamış bulunuyor. Ağırlıkla gümrük vergileri üzerinden ama onunla sınırlı kalmayan birçok cephede, hızlı ve tavizsiz bir üslupla bezeli icraat ile söylemleri, daha şimdiden hafızalarda yer ediyor. Trump, “olağanüstü durum yetki düzenlemeleri” üzerinden, sayıları yüzotuzu aşan Başkanlık kararnameleri ile meclis onay mekanizmalarını devreden çıkaran bir yönetim tarzını benimsemiş görünüyor.

Bununla ilgili tüm eleştirileri; kamuoyu destek/onaylama anketi güncel sonucu olarak belirtilen %39 oranı ( son seksen yılın en düşük ilk yüz gün desteği ) için geçerli görüldüğü üzere, “kategorik” olarak reddetmeye devam ediyor. Keza, henüz açıklanan %0.2 çeyreklik büyüme manşetini de Biden döneminin artçı dalgalarına fatura ediyor. Bir önceki çeyreklik dönemde kaydedilen %2.4’lük düzeye göre ortaya çıkan bu büyük kayıp, küresel belirsizlik doz ve derinliğinin artmasına yol açıyor.

Öte yandan, Trump’ın; “ göreve geldikten bir gün sonra halledeceğini ” ifade ettiği Ukrayna-Rusya çatışmasında süregelen çözümsüzlük sarmalına, son günlerde Hindistan-Pakistan gerilimi eklenmiş görünüyor. Ortadoğu’da dinmeyen çatışma ve gerilimler de resme eklenince, piyasalarda istikrar ve güvenli liman arayışları gündemden düşmüyor. Aslında, küresel askeri harcamaların yakın geçmişten bu yana artarak sürdüğüne de işaret etmek gerekiyor. SIPRI ( Stockholm Uluslararası Barış Araştırma Enstitüsü ) son yayınıyla; küresel askeri harcamaların tüm zamanların en yüksek düzeyi olan 2.72 trilyon dolara ulaştığını ortaya koyuyor. Senelik bazda ortalama %10 artış yaşanan bu kulvarda, küresel olarak kişi başına düşen askeri harcama miktarının 335 dolara yaklaştığı hesaplanıyor.

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

En yüksek harcama sıralamasında ABD, Çin, Rusya, Almanya ve Hindistan ilk beş sırayı oluşturuyor. ABD bu harcamaların %37’sini ve NATO bünyesindeki toplamın %66’sını gerçekleştirirken, Rusya milli gelirinin %7’sinden fazlasını silahlanmaya ayırıyor. İlginç bir gelişme Almanya özelinde yaşanıyor ve son on yılda bu ülkenin savunma harcamalarını %90 oranında arttırarak, ilk defa dünyada dördüncü sıraya yerleşmiş bulunuyor. Polonya’da ilk askeri üssünü açmaya hazırlanan Almanya, önümüzdeki yıllarda savunma bütçesini sekizyüz milyar avro düzeylerine çıkarmayı planlıyor. Geçen sene içinde dünyada yüzden fazla ülkenin askeri harcamalarını arttırmaları neticesinde, Soğuk Savaş döneminden sonra en yüksek oranda ekonomik kaynağın silahlanmaya ayrıldığı ve bütçelerde diğer gerekli kalemlerin geride bırakıldığı; ihmal edil(ebil)diği görülüyor.

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

ING Türkiye-Nielsen işbirliği ile gerçekleştirilen “Türkiye’nin Tasarruf Eğilimleri Araştırması” güncel sonuçlarına göre, ülkemizde “tasarruf sahipliği oranı” bakımından ilerleme kaydedilmediği ( %54 ) ve ilk sırada gene yastık altı altın ve nakit tercihi ( %31 ) geldiğini gösteriyor. Senelerdir kırılamayan bir “düşük tasarruf-yüksek sistem dışılık” ikilemine rağmen sürdürülebilir ekonomik iyileşme sağlamak mümkün görülmüyor.

TÜİK tarafından paylaşılan Ocak-Mart dönemine ait iki güncel istatistik ( Turizm ve Dış Ticaret ) önemli arka plan okumalarına pencere açıyor. Kısacası, turizm gelirleri bakımından turist başına bin doların; ihracat gelirleri açısından kilo başına birbuçuk doların altına sıkışmışlık sendromu ön plana çıkıyor. Elli yılı geride bırakan ihracat/turizm strateji ve yapılandırmasında köktenci ve yapısal revizyon sağlama ihtiyacı kendisini, bu vesileyle hatırlatıyor.

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

Başta gelen dış ticaret partnerimiz Avro Bölgesi için henüz açıklanan % 0.4’luk ilk çeyrek büyüme rakamlarının dahi altında kalan %0.2 düzeyindeki Almanya rakamları gibi gelişmeler, Çin ile sürdürülebilir ticari ilişki oranını aşan 1/9 dengesiz ihracat/ithalat oranı benzeri dengesizlikler, kısa vadede etkin çözüme kavuşturulmayı bekliyor. “ 64 milyar dolar elde etmek için 65 milyon turist ağırlama “ gibi rutinleşmiş ezberlerin bozulması; nicel ( çokluk ) alemden, nitel ( kalite/yüksek şerefiye ) düzeye çıkış yollarının ivedilikle bulunması gerekiyor!

Keza, DTŞ (dış ticaret sermaye şirketi ) modeli üzerinde ve karmaşık teşvik mekanizması desteğinde kurulup, elli yıldır süregelen ihracat modelimizin, köktenci bir yaklaşımla yeniden yapılandırılması acil duruma gelmiş bulunuyor. AB Gümrük Birliği gözden geçirme çalışmalarındaki tıkanıklığın aşılması kadar, Hindistan-Avrupa Birliği Serbest Ticaret Anlaşması benzeri güncel gelişmelere vaziyet edilmesi de gerekiyor. Üstelik, tüm bu işlerin, küresel gümrük vergileri pazarlık süreci andacında ve keskinleşen jeo-politik belirsizlik-risk ortamında gerçekleştirilme mecburiyeti de işin cabasını oluşturuyor.

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

Zor zamanlarda, her dönemden daha yüksek bir duyarlılık; feraset ve donanım ile desteklenen güçlü bir kararlılık sahibi olmak, ekonomik varoluş ile yükselişin temel dinamiklerini teşkile devam ediyor.