

12 Mart’ta yapılacak 95. Oscar Ödül Töreni yaklaştıkça özlediğimi hissettim. Bambaşka bir atmosfer yaşanır. Hazırlıklar bir haftadan fazla sürer. Yollar trafiğe kapatılır. Güvenlik kolları kuş uçurtmaz. Kırmızı halının bulvara yayılması, tribünlerin inşa edilmesi, dev Oscar heykelciklerinin yerlerine oturtulması, perdelerin asılması bambaşka bir heyecan yaratır. Bu süreçte Oscar’a aday olan veya olmayan sinema dünyasının ünlüleri ile röportaj yapmak, temas kurmak yasaktır.
Tüm Oscar Ödül Törenleri’ni aynı gazete için izledim. Pazar ekinde birkaç değerli sinema yazarı ve bana ‘Kim kazanacak’, ‘Kim kazanmalı’ altı önemli dal için sorulurdu. İki kez tulum çıkarttığım gibi yine iki kez de sıfır çekmiştim.
Artık töreni ekranlardan izliyorum. Pazartesi sabaha karşı heyecan tekrar başlıyor. ABC TV kanalı ne gösterirse eski yılları anımsıyorum. Kırmızı halı ile start alan dev şölen ve sahnede açıklanan ‘And the Winner is..’ Yani ‘Ve kazanan..’ sonra zarftan çıkan adın açıklanması ve salonda alkış furyası, kısa olması gereken ancak bir türlü bitmeyen teşekkür konuşmaları, gözyaşları ve ardından heykelciğin havaya kaldırılması. Güzel günlermiş.
Dallarında favoriler mi? Bence bunu sinema eleştirmenlerine bırakalım derim. Tören sonrası bu sütunda buluşmak üzere.
12 Mart’ta yapılacak 95. Oscar Ödül Töreni yaklaştıkça özlediğimi hissettim. Bambaşka bir atmosfer yaşanır. Hazırlıklar bir haftadan fazla sürer. Yollar trafiğe kapatılır. Güvenlik kolları kuş uçurtmaz. Kırmızı halının bulvara yayılması, tribünlerin inşa edilmesi, dev Oscar heykelciklerinin yerlerine oturtulması, perdelerin asılması bambaşka bir heyecan yaratır. Bu süreçte Oscar’a aday olan veya olmayan sinema dünyasının ünlüleri ile röportaj yapmak, temas kurmak yasaktır.
Tüm Oscar Ödül Törenleri’ni aynı gazete için izledim. Pazar ekinde birkaç değerli sinema yazarı ve bana ‘Kim kazanacak’, ‘Kim kazanmalı’ altı önemli dal için sorulurdu. İki kez tulum çıkarttığım gibi yine iki kez de sıfır çekmiştim.
Artık töreni ekranlardan izliyorum. Pazartesi sabaha karşı heyecan tekrar başlıyor. ABC TV kanalı ne gösterirse eski yılları anımsıyorum. Kırmızı halı ile start alan dev şölen ve sahnede açıklanan ‘And the Winner is..’ Yani ‘Ve kazanan..’ sonra zarftan çıkan adın açıklanması ve salonda alkış furyası, kısa olması gereken ancak bir türlü bitmeyen teşekkür konuşmaları, gözyaşları ve ardından heykelciğin havaya kaldırılması. Güzel günlermiş.
Dallarında favoriler mi? Bence bunu sinema eleştirmenlerine bırakalım derim. Tören sonrası bu sütunda buluşmak üzere.