hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Reha Erus Reha Erus

    ‘Sesimi duyan var mı?’ ve Meryl Streep

    07.02.2023 Salı | 11:38Son Güncelleme:

    Ne zaman bir deprem olsa aklıma hep Meryl Streep gelir. Anlatayım.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    1999 yılında Venedik Film Festival’inde Oscar’lı Amerika’lı sinema oyuncusu Meryl Streep’in belki de rol aldığı en kötü yapıt ‘Dancing at Lughnasa’ için yuvarlak masa röportajları yapacaktım. Tabii en önemlisi Meryl Streep’le olandı. Yuvarlak masa röportajlarında en fazla 6 gazeteci masada yer alır. Sonra röportaj yapılacak oyuncu veya yönetmen gelir yerine oturur.

    Adettendir her gazeteci adını, çalıştığı medya kurumunu ve ülkesini söyler. Genelde ben röportaj sonrası fotoğraf çektireceğim için hep ünlülerin yanında oturmaya özen gösteririm. Herkes kendini tanıttıktan sonra sıra bana geldi. Ben de adımı, çalıştığım gazeteyi son olarak ta ülkemin adını söyledim. Meryl Streep bana sabit bir bakış attı. Pek anlayamadım.

    Her sorudan sonra gözü hep bendeydi. Uzatmayayım yuvarlak masa röportajları toplam 20 dakika sürer ardından ‘Son soru lütfen’ le biter. Benim aklım ünlü oyuncu ile çektireceğim fotoğraftaydı. Öncesinden sorumlulardan gerekli izni almıştım. Meryl Streep yerinden kalkmadı ve ‘Ben bu Türk gazeteciyle özel konuşmak istiyorum’ diyerek herkesin suitten çıkmasını istedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Sorumlu menajer bana kötü bakarak ‘Bu bey size bir şey mi yaptı?’ diye sordu. Meryl Streep ‘Hayır ama dediğimi yapın ve bizi yalnız bırakın’ yanıtını verdi. Şaşkındım. Ben sadece beraber fotoğraf çektirmek istiyordum gazetemde yazımla birlikte kullanmak için. Neyse diğer gazetecilerin ve sorumluların gitmesi biraz zaman aldı. Bu kez odaya korumalar girdi.

    Meryl Streep onları da nazik bir şekilde gönderdi ‘Lütfen kapıyı kapatın’ eklemesiyle. Baş başa kalmıştık. Kendimi tutsak gibi hissettim bir an. Sonra Oscar’lı oyuncu gözlerimin içine bakarak ‘I was there’ (Oradaydım) dedi ama ben yine bir şey anlamadım. Devam etti ‘Ailemle kiraladığımız tekneyle Göçek’te idik. Televizyonda enkazları elleriyle kazımaya çalışanları gördüm. Deprem manzarası korkunçtu.

    Ekran karşısında çaresizce kurtarma çalışmalarını gözlerimiz dolarak izledik. Şimdi biz bir bağış yapmak istiyoruz. Bu konuda yardım edebilir misiniz? 1999 Gölcük depremiydi sözünü ettiği. Tam o günlerde Kanal D ve CNN Türk ortak bir bağış kampanyası açmışlardı. Meryl Streep masadan bir peçete alarak isim ve telefon numaraları yazarak bana verdi. ‘Bu benim New York’taki menajerim. Temas edilsin gerekli ödemeyi yapar’ sözleri sonrası ‘Ne kadar gönderebiliriz?’ diyerek bana sordu. Klasik ‘Gönlünüzden ne koparsa’ yanıtıma meblağı söyledi. Yüklü bir bağıştı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Ayağa kalktık fotoğraf çekmesi için bizim Vito’yu çağırmaya kapıya gittim. Ne göreyim. Kapının önü kalabalık. Kameramanlar, fotoğrafçılar, korumalar diğer gazeteciler ve film şirketinin sorumluları. Onları Meryl Streep sakinleştirdi ve her şeyin yolunda gittiğini söyledi. Tabii hemen gazetemi aradım. Durumu anlattım. Genel Yayın Yönetmeni ‘ Birlikte resim var mı?’ diye sordu. Ertesi gün manşet Meryl Streep’in depremzedelere bağışıydı.

    Bu kez 10 ilimizde yaşanan depremde enkaz altındakilere seslenen görevlilerin ‘Sesimi duyan var mı? bağırışları çaresizce içimi sızlatırken 24 yıl önceki Meryl Streep anımı tazeledi.