Walkman aslında medyada gazetecilerce kullanılan ve Pressman adıyla bilinen yine Sony’nin ürettiği bir portatif ses kayıt cihazından esinlendi.
O dönem Sony’nin başkanı Akio Morita sık sık deniz aşırı uçak seyahatlerinde çok sevdiği lirik müziği koltuğunda otururken diğer yolcuları rahatsız etmeden istediği zaman dinlemek için böyle bir cihazın üretilmesi için ekip kurdu. Tabii çocuklarına da günün modası Rock müziğini ulu orta bangır bangır bağırtmadan dinlemelerini sağlamak için.
Aslında basit bir müzik aleti olacaktı. Ekipte yer alan Masaru İbuka ve Kozo Ösone kaseti okuyabilen teknolojiye komut sistemini ürettiler. Play (Oynat), Rewind (Geriye sar) Forward (İleriye git). Hafif olması şarttı çünkü seyyar taşınacak Walkman’ı dinlemek için hem kulaklık hem de asma kancası gerekiyordu. Amerika’ya ulaşması 1 yıl sürdü. Ama satış patlaması ünlü sinema oyuncusu Jane Fonda’nın aerobik akımı ile bir haftayı bile bulmadı.
New York’taki Central Park’ta koşanlar artık Walkman sayesinde istedikleri müziği istedikleri kadar dinliyorlardı. Satışları körükleyen birde film çekildi. Genç Fransız oyuncu Sophie Marceau “Patlarsam Yanarsın” romantik filmde bir partide sürekli Walkman’den Richard Sanderson’un “Dreams are my realty” şarkısını dinliyordu.
O dönemlerde İtalya’da yaşıyordum. Türkiye’de arkadaşlarım henüz ülkemizde satışa çıkartılmamış “Walkman” siparişi veriyorlardı. İlk zamanlar ucuz da değildi. Amerika’da fiyatı 180 ile 200 dolar arasındaydı. TPS 1.2 marka yok satıyordu. Sonrasında üretilen WM-22 ile 40 dolara kadar düştü. Çinliler de çakmasını üreterek pazara girdiler. Sony’nin resmi rakamlarına göre tüm dünyada tam 335 Milyon adet Walkman alıcı buldu. Belki daha fazlada satabilirdi. Bir ara Sony biraz daha ağır ve enli olan ve CD çalan Discman’ı üretti. Ama Walkman başkaydı. Egemenliğini 2001 yılına kadar sürdürdü. Yani iPod mucizesi fenomen olup hayatımıza girdiği ana kadar.
Bu yazıyı yazarken evin bir köşesinde arayıp bulduğum emektar Walkman ime Luciano Pavarotti’nin kasetini koydum. 'Nessun Dorma'yı dinlerken geçmişe döndüm. Doğru genç nesil Walkman’i pek bilmez.
Walkman aslında medyada gazetecilerce kullanılan ve Pressman adıyla bilinen yine Sony’nin ürettiği bir portatif ses kayıt cihazından esinlendi.
O dönem Sony’nin başkanı Akio Morita sık sık deniz aşırı uçak seyahatlerinde çok sevdiği lirik müziği koltuğunda otururken diğer yolcuları rahatsız etmeden istediği zaman dinlemek için böyle bir cihazın üretilmesi için ekip kurdu. Tabii çocuklarına da günün modası Rock müziğini ulu orta bangır bangır bağırtmadan dinlemelerini sağlamak için.
Aslında basit bir müzik aleti olacaktı. Ekipte yer alan Masaru İbuka ve Kozo Ösone kaseti okuyabilen teknolojiye komut sistemini ürettiler. Play (Oynat), Rewind (Geriye sar) Forward (İleriye git). Hafif olması şarttı çünkü seyyar taşınacak Walkman’ı dinlemek için hem kulaklık hem de asma kancası gerekiyordu. Amerika’ya ulaşması 1 yıl sürdü. Ama satış patlaması ünlü sinema oyuncusu Jane Fonda’nın aerobik akımı ile bir haftayı bile bulmadı.
New York’taki Central Park’ta koşanlar artık Walkman sayesinde istedikleri müziği istedikleri kadar dinliyorlardı. Satışları körükleyen birde film çekildi. Genç Fransız oyuncu Sophie Marceau “Patlarsam Yanarsın” romantik filmde bir partide sürekli Walkman’den Richard Sanderson’un “Dreams are my realty” şarkısını dinliyordu.
O dönemlerde İtalya’da yaşıyordum. Türkiye’de arkadaşlarım henüz ülkemizde satışa çıkartılmamış “Walkman” siparişi veriyorlardı. İlk zamanlar ucuz da değildi. Amerika’da fiyatı 180 ile 200 dolar arasındaydı. TPS 1.2 marka yok satıyordu. Sonrasında üretilen WM-22 ile 40 dolara kadar düştü. Çinliler de çakmasını üreterek pazara girdiler. Sony’nin resmi rakamlarına göre tüm dünyada tam 335 Milyon adet Walkman alıcı buldu. Belki daha fazlada satabilirdi. Bir ara Sony biraz daha ağır ve enli olan ve CD çalan Discman’ı üretti. Ama Walkman başkaydı. Egemenliğini 2001 yılına kadar sürdürdü. Yani iPod mucizesi fenomen olup hayatımıza girdiği ana kadar.
Bu yazıyı yazarken evin bir köşesinde arayıp bulduğum emektar Walkman ime Luciano Pavarotti’nin kasetini koydum. 'Nessun Dorma'yı dinlerken geçmişe döndüm. Doğru genç nesil Walkman’i pek bilmez.