Reha Erus Yazar Paul Auster için yeni bir trajedi
Ünlü Amerika’lı yazar Paul Auster’in okuduğum ilk romanı ‘Vertigo’ (Yükseklik Korkusu) ydu. Boston’da bir sahaftan 1 Dolar’a almıştım. Sonra ‘New York Üçlemesi’ kitaplarını art arda okumuştum.
1996 yılında 53. Venedik Film Festivali’nde Roman Polanksi’nin başkanlığını yaptığı jüride yer alıyordu. Aynı jüride üye olan İstanbul Festivali’nin eski başkanı sevgili Hülya Uçansu sayesinde kendisini tanıdım ve Excelsior Otelinin terasında güzel bir söyleşi yapmıştım. Romanları dikkatimi çekiyordu. ‘Ay Sarayı’, ‘Leviethan’, ‘Kehanet Gecesi’, ‘Sunset Park’, ‘Brooklyn Çılgınlıkları’, ‘Şans Müziği’ adlı kitaplarının bazılarını İngilizce diğerlerini Türkçe olarak okudum. Çok sevdiği New York genelde öykülerinin geçtiği kentti. Özelikle de Manhattan. Sonra Wayne Wang ile birlikte yönetmen koltuğuna oturarak Weinstein kardeşlerin yapımcılığını üstlendiği başrolünü Harvey Keitel’in oynadığı ‘Smokey’ (Duman) filmini çevirdi ve başarılı da oldu. Bu filmde oğlu Daniel’e de rol vermişti.
Daniel’in uyuşturucu bağımlısı olmasına çok üzülüyordu. Tedaviler, terapiler, klinikte yatmalar fayda etmedi. Daniel Auster’in kızı Ruby’nin 10 aylıkken ölmesi ve otopside kanında uyuşturucuya rastlanması babayı ikinci derecede cinayetten tutuklattı. Paul Auster yıkıldı. Torununu kaybetmişti. Sonrasında çocuğunun katili damgalı oğlu Daniel de kefaletle yargılanırken yüksek dozdan hayatını kaybetti. Auster ailesi büyük bir trajedi yaşıyordu. Paul Auster yazı yazmayı bıraktı. İçine kapandı. Hafta başında Paul Auster için daha da kötü bir haber geldi. Eşi Siri Hustvedt İnstagram’dan ünlü yazarın kansere yakalandığını ve Aralık ayından beri New York’ta ki Sloan Kattering Kanser Araştırma Merkezi’nde tedavi gördüğünü açıkladı. 40 yıllık eşi Paul Auster’in ne tür bir kansere yakalandığı hakkında bilgi vermedi ama durumunun pek iyi olmadığını duyurdu. Bir yılda arka arkaya yaşanan trajediler belli ki 76 yaşındaki yazarı kanser illetine sürüklemişti. Geçmiş olsun Paul Auster. Umarım tekrar sağlığına kavuşur ve yazmaya devam edersin.
Diğer Yazıları
90 yaşına basan Michael Caine'in James Bond pişmanlığı
Tam da 007 James Bond’un ‘Tomorrow Never Dies’ filminin Londra’daki galasına gidiyordum. Roma Havalimanı’nın CİP Lounge’unda birden O’nu gördüm. Yanında Guyam asıllı Hint’li eşi Shakira Baksh vardı. Bir İngiliz centilmenine yakışır şekilde çayını yudumluyordu. Dayanamadım yanına gittim. Kendimi tanıttım. Meğer aynı uçakta Londra yolcusuymuşuz. Birkaç soru için müsait olup olmadığını sordum. ‘Elbette’ yanıtını verdi. Öncelikle Londra’ya gidiş nedenimi söyledim sonra can alıcı soruyu sordum.
Devamını Oku 19.03.202395. Oscar ödülleri töreni ardından
Çok şükür ‘Slapgate’ yani geçen yıl sahnedeki tokat olayı bu kez yaşanmadı. Böylece 95. Oscar Ödülleri gecesi sakin geçmiş oldu. Önlem için Akademi’nin kurduğu ‘Tokat Tim’e iş düşmedi. 94. Oscar Ödül Töreni’nde eşi Jade Pinkett hakkında kaba bir espri yapan sunucu Chris Rock’a attığı tokat yüzünden Will Smith’in tam on yıl Dolby Tiyatrosu’na ayak basamayacağını biliyoruz.
Devamını Oku 13.03.2023Oscar ödül törenlerini özledim
Evdeki akredite kartlarına göre Oscar Ödül Törenleri’ni tam 19 kez yerinde yani Los Angeles’te izlemişim. Ama Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi’nin Basın Merkezinde’ki sayı 20 yi gösteriyor. Doğru olabilir. Törene ev sahipliği yapan Los Angeles Music Center’e yetişememiştim. İlk Oscar Ödül Töreni’ni Dorothy Chandler Tiyatrosu’nda seyretmiştim. Yetersiz koltuklu olduğu için sonradan Shrine Tiyatrosu’na geçildi. İkisi de Hollywood merkezine pek yakın değildi. 2002’de tören Hollywood Bulvar’da ki Kodak Tiyatrosu’na kaydırıldı. Sonra Kodak şirketi iflas edince Dolby Tiyatrosu adını aldı. En son 2014’te yani emekli olduğum yıl gitmiştim.
Devamını Oku 10.03.2023