Uğur Hakan Hacıoğlu Uğur Hakan Hacıoğlu

Keşif ve Kaşif-Tünay Akdeniz

04.06.2021 Cuma | 13:04Son Güncelleme:

Hayatın içinde bazı mücadelelere girişebilmek için güvenli limanı terk etmek gerekir. Akıntıya kapılıp kendi yolculuğunun kaptanı olabilmek, biraz Kolomb biraz da Vespuci barındırmak ruhunda… Belki de ilk kez uğranan topraklarda büyük bir cesaret örneğinin ardından insanlara yeni bir liman sağlamaktır. Tünay Akdeniz üretimlerinin daha ilk yıllarında güvenli limanlardan uzaklaşıp okyanusta yeniliklerin peşine düşmüş bir müzisyen…

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

Babasının maden mühendisi olarak 1947 yılında Sivas’ın Divriği ilçesinin Cürek köyünde çalışmaya başlamasından iki yıl sonra burada doğan ve ilkokul yıllarında mandolinle başladığı müzik serüvenine, daha sonra yerel kültürün en önemli enstrümanlarından biri olan bağlamayla Alevi dedeleri vasıtasıyla tanışmasıyla hayatı değişen Tünay Akdeniz babasının Erzincan’dan bağlama getirmesiyle önce bağlama çalmaya daha sonrada darbuka çalmaya başlamıştı. 1964 yılında babasının Karabük’e tayin olmasıyla Karabük’e taşınmışlardı.

 O yıllarda Karabük’te sosyolojik olarak oldukça zengin bir kültür vardı. Bunda Cumhuriyet’in ilk kentlerinden biri olmasının payı büyüktü. Bu zenginliğin yanında yazlık ve kışlık sinemanın bulunması, mühendis ve memurlar kulübünün varlığı, işçi lokallerinin bulunması ve İstanbul’dan gelen orkestraların buralarda sahne almasının yanında yerel orkestra ve halk müziği topluluklarının, düğün ve etkinliklerde yer alması şehri kültürel anlamda sürekli besliyordu. Yüzme havuzu, ilk çim sahaya sahip olan şehirlerden biri olması sebebiyle futbol takımlarının o yıllarda kamp için Karabük’ü tercih etmesi şehrin dinamik yaşamını hareketlendiren diğer faaliyetlerdi. Tünay Akdeniz o yıllarda bateri ile tanışmış, bateri çalmaktan çok keyif almaya başlamıştı. Burada lise arkadaşlarıyla birlikte Gölgeler grubunu kurdu. Grubun bateristi olmuştu. Kısa bir zaman içinde o yılların en önemli yarışmalarından biri olan Milliyet Liselerarası Müzik Yarışması’na 1967 yılında katılmışlardı. Onun için bu yarışma önemli bir dönüm noktasıydı.

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

 1968 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi’nde Makine bölümünde eğitim almak için yine İstanbul’a geldi. İstanbul’da Çığrışım Folk topluluğunu kurdu. Çığrışım; Karadeniz yöresinde ağlaşmak, bağrışmak, seslenmek anlamına gelmekteydi. Çığrışım Folk o yıllarda Tünay Akdeniz’in kariyeri için bilinen türkülerin bağlama, 12 telli gitar, tumba, blok flüt ve kaşık gibi enstrümanlarla çalındığı bir dönem olmuştu.

 Çığrışım Folk, 1970 yılında “Yaklaş Yaklaş”, “Çığrı Oyun Havası”, “Kars'a Giderim Kars'a”, “Karpuz Kestim Yiyen Yok” şarkılarının yer aldığı bir 45’lik çıkarmıştı. Bu çalışma modernize edilmiş folk tarzındaydı. Ardından da Atilla Ceyhan ile birlikte “Karacaoğlan” ve “Dadduk” çalışması grubun bir önceki plağının aksine pop türündeydi. Plağın B yüzündeki “Dadduk” sözleri Karacaoğlan’a bestesi ise Tünay Akdeniz’e ait bir çalışmaydı. Sonrasında Tünay Akdeniz grubun ismini değiştirmiş ve Grup Çığrışım yapmıştı. Bu iki isimle anılan dönemin sonrası ise bambaşka bir kariyerin başlamasına öncülük ettiği gibi Türkiye’de müzikal anlamda o yıllarda karşılaşılmayan cesur adımların atıldığı bir süreç olacaktı.

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

 1974 yılında Mecidiyeköy’deki evinde “Salak” ve “Babam Yazdı Ben Besteledim İşte Aşkın Tarifi” şarkılarını besteleyen Tünay Akdeniz, sonrasında bu şarkıları grubuyla birlikte o yıllarda çalıştıkları Kadıköy’deki Nis Düğün Salonu’nda prova yaptı. Yeri gelmişken o yıllarda düğün salonları repertuar şarkılarının çalındığı, orkestraların sahne aldığı yerler olduğunu da belirtmek gerek. Oradaki provaların sonunda Şat Yapım’a gidildi ve şarkılar Şanar Yurdatapan ve Atilla Özdemiroğlu’nun stüdyosu Şat Yapım’da kaydedildi.

 Fakat tüm bu kayıt süreci zorluklarla doluydu. Yüksek Kaldırım’dan gitar ve distortion (fuzz) kiralandı. Davul da kayda götürüleceği için taksi tutulması gerekliydi. O yıllarda kendi müziğini yapma hususunda hassas olan Tünay Akdeniz taksi parasını deri ceketiyle ödemişti. Üretim yolunda böyle bir fedakarlık da sergilemişti.

Bant hazır olunca Tünay Akdeniz yağmurlu bir Ramazan bayramı arifesinde tarihler 16 Ekim 1974’ü gösterdiğinde soluğu Unkapanı’nda almıştı. Kent Plak o gün açık olan tek ofisti. Ofiste bulunan Ümit Güner, bandı bırakmasını istemişti. Ortağının İngiltere’de olduğunu ve döndüğünde birlikte değerlendireceklerini söylemişti. Nazmi Şenel’in yurt dışından dönmesiyle birlikte plağın çıkması konusunda anlaştılar. Nazmi Şenel o yıllarda yurt dışı ile bağlantıları olan, müzikal vizyonu geniş bir yapımcıydı. Nazmi Şenel imaj bakımından da Tünay Akdeniz’e destek olmuştu.

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

İngiltere’den getirdiği Punk aksesuarlarıyla Tünay Akdeniz’e resimler çektirmişti. İmaj konusunda özellikle “Meselâ, Mesele!”, “Dişi Denen Canlı” 45’liğinde etkisi çok büyüktü. İngiltere’den getirdiği Punk aksesuarlarıyla Tünay Akdeniz’e resimler çektirmişti. “Senin yapında bir Punk duruşu var. Plak kapağında da bunu kullanalım ve grubun adını Tünay Akdeniz ve Çığrışım yapalım” demesiyle 45’lik çıkmıştı. Plak çıkmasına çıkmıştı fakat o yıllarda henüz tabirlerin bu topraklarda filizlenmediği dönemlerdi. İlgili dinleyiciler olsa da eleştirmenler, yetkililer bu çalışmaların manasını tam olarak analiz edememişti. Örneğin “Salak”, “Babam Yazdı Ben Besteledim İşte Aşkın Tarifi” 45’liğinde yazılı olan “Kafanı, mideni ve kalbini boş şeylerle doldurma!” yazısı müzik ruhun gıdası olarak kabul ediliyorsa oldukça yerinde bir sözdü.

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

 Ardından Tünay Akdeniz durmadı. Ruhun doğru gıdayla beslenmesi için kendi şarkılarıyla yoluna devam etti. Tarzının henüz bu topraklarda tam manasıyla benimsenmemiş olduğunun o da farkındaydı. Fakat babasının öğütleri, kendi müzikal çizgisinin oluşmasında son derece önemli bir dönüm noktasıydı. Babası “Başkalarının yaptığı şarkıları bir şekilde sen de çalar, söylersin. Ancak sen üretmelisin ki bir gün senin de şarkılarını onlar çalsın” diyerek Tünay Akdeniz’i söz yazıp beste yapmaya teşvik etmişti.

 Çok geçmeden yeni çalışmalar da gelmişti. 1976 yılında “Eskidenmiş”, “Niçin Seni Seviyorum” 45’liği çıktı. Bugs Bunny pulunun ön kapağında yer aldığı plağın arkasında ise; “Müzikle para için uğraşmak güzeldir. Ama müzikle amatörce uğraşmak, bir şeyler yaratmak, halka ilginç şeyler vermek çok daha güzeldir. Biz ikincisi için uğraşıyoruz.” yazıyordu. Bu arka kapak yazısı müzikal çizgisini aktarması açısından son derece kıymetliydi.

 1978 yılında “Meselâ, Mesele!”, “Dişi Denen Canlı” ile yola devam edildi. Pardon etiketiyle çıkmış olan 45’lik Nazmi Şenel tarafından finanse edilmişti. O yıllarda şarkılarda sansür uygulanır, eğer şarkınız kuruldan geçmezse medyada yer alma şansınız da azalırdı. Denetleme Kurulu, Tünay Akdeniz’in çalışmalarını çeşitli sebeplerle reddediyordu. Fakat o, TRT sansürüne de takılsa o yıllarda onları mahkemeye verecek kadar cesurdu.

 Askerlik dönemi ise oldukça zor geçmişti. 1980 yılında darbe esnasında askerdi. Darbe sonrası müzik sektörü de tamamen değişmişti. Askerliğin ardından mevcut siyasal iklimde biraz köşesinde kalmak istiyordu. Öncesinde çalıştığı kamu kuruluşu darbe sonrası işe alımları durdurduğu için orada çalışamamıştı. Ayrıca evliydi, geçimini sağlamak durumundaydı. Önce Nazmi Şenel ile Unkapanı’nda çalıştı. Uygulanan müzik politikaları onu oldukça yıpratmıştı. Yeni topluluklar, yeni şarkılar keşfetmeyi hep sevmişti. Elindeki rock plaklarını kasete çekip satmayı düşünmesiyle birlikte yeni bir projeyi hayata geçirmiş oldu.  Önce evden sonra da Üsküdar Paşakapısı’nda Melodi Plak ismiyle küçük bir dükkandan hizmet vermeye başlamıştı.

 Dükkanın önünde toplanıp sohbet edenler, kaset dolduranlar arasında günümüzün müzik camiasının tanınmış isimleri de vardı. Tünay Akdeniz’in dükkanı yurt dışındaki şarkıların keşif ve gözlem yeri olmuştu. Dergiler incelenir, o günün ünlü gruplarının LP’leri kasete çekilir, sonlarına da Tünay Akdeniz’in ufuk açıcı bir şarkılık sürprizi eklenirdi. Üstelik kasetlere toplulukların üyeleri, şarkılarla ilgili detaylar da dahil birçok bilgilendirici yazılar yazmayı da ihmal etmezdi. Melodi Plak bir okul işleviyle uzunca bir süre gençlerin müzikal ihtiyaçlarıyla ilgili beslendikleri bir yer olmuştu.

Fakat 1986 yılının Mayıs ayında telif hakları ihlaliyle, korsan kaset yapıldığı iddiasıyla on günlük hak ihtiyatı tedbir kararıyla tüm plakçıların kasetçalarlarına, pikaplarına el konulup yeddieminliğe verildi. Kanunda telif hakkıyla ilgili bir madde bulunmadığı için bu konuyla ilgili hakim de bir karar verememişti. Unkapanı’ndaki bir dostunun vasıtasıyla pikap ve kasetçalarını geri aldı fakat bu işin daha fazla sürdürülebilir olmadığını fark ederek aynı yıl içerisinde dükkanı kapatıp Karabük Demir Çelik Fabrikaları’nda çalışmaya başladı. Buna rağmen evden kayıt yapıp ilgililere gönderdi. Bunun yanında o sıralarda bir grupla müzik icra etti, Safranbolu’da da çeşitli barlarda tek başına müzik yaptı. Bu süreç 2006 yılında Antalya’ya yerleşinceye kadar böyle devam etti.  

 Uzunca yıllar süren mücadelede dolu süreçte kendi doğrularını müzikal kariyerinde aktarmayı seçen Tünay Akdeniz sonrasında köşesine çekilmeyi tercih etti. Fakat gözlemlemeye, takip etmeye ve dostlarıyla konserlere devam etti. Sonrasında Antalya’da da çok sevdiği müzikten kopmadı, otellerin yaz programlarında sahne almaya devam etti. Fakat uzaktaydı. Uzakta kaldığı sürecin ne zaman biteceğini belki kendisi de kestiremiyordu.

 Mart 2017’de Murat Beşer’in aracılığıyla Ironhand Records ile görüşüldü. Tünay Akdeniz’e sundukları teklif sonrası yıllar sonra “The Godfather of Turkish Punk” dinleyiciyle buluştu. Müzikal bilinci yeni filizlenen nesiller için bu haber oldukça değerdi. Devamında iyilikle andığımız merhum Çağlan Tekil aracılığıyla “Laneth Bir Gece 2” kadrosunda Tünay Akdeniz’de vardı. Sevilen şarkılarını yıllar sonra eskilere, yenilere, Melodi Plak’a gelenlere, şehir dışından sipariş verenlere ve meraklılarına söyledi.

 Bugün itibarıyla Tünay Akdeniz’in “Salak” ve “Babam Yazdı Ben Besteledim” 45’liği 45 yıl sonra dinleyiciyle buluştu. Orijinal master bantlar kullanılarak hazırlanan plak kırmızı renkte ve 500 adet basıldı. İlgilisine, meraklısına duyurulur.

 Yıllar evvel kameralara ceketine astığı sakatatla poz veren, güvenli limandan uzaklaşıp Punk tabirinin henüz telaffuz edilmediği yıllarda tavrı, içeriği, çağrışımı ve üslubuyla Punk kültürünün ilk örneklerini dinleyiciyle buluşturan Tünay Akdeniz takside vedalaşmak zorunda kaldığı deri ceketine karşılık müzikal anlamda bir tavrın yeşerip büyümesine katkıda bulundu.

 Kattıkları sebebiyle tıpkı yıllar önce Murat Beşer’in ifade ettiği gibi “Hepimiz ona bir deri ceket borçluyuz.” Mücadelesi, çalışmaları ve müzikal hassasiyetiyle yaptıkları kayda değer işler için kendisine teşekkür etmek hepimizin görevi…

Cesur kaşiflere, güvenli limanı terk edenlere…