hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Kılıçdaroğlu, Öymen'i istifaya çağırdı

    Kılıçdaroğlu, Öymeni istifaya çağırdı
    expand

    CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen'in 10 Kasım'da TBMM'de yaptığı konuşmadaki Dersim isyanıyla ilgili sözlerini değerlendirirken, "Yara kanamıştır. Bu süreçte yapılması gereken tepkileri dikkate almaktır. Tepkileri dikkate alması gereken sayın Onur Öymen'dir ve gereğini yapmak zorundadır. Gereğini yaptığı zaman hem CHP'yi, hem CHP'deki parlamenterleri ve CHP'lileri rahatlatmış olacaktır" dedi.

    CHP'li Öymen ise, Fatih Çekirge'ye yaptığı açıklamada, istifa etmeyeceğini, CHP lideri Deniz Baykal ile görüştüğünü söyledi.

    Kılıçdaroğlu, hafta sonu annesinin cenaze törenine katılmak için geldiği Tunceli'de, CHP İl ve Merkez İlçe Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, 10 Kasımda TBMM Genel Kurulu'nda Öymen'in CHP Grubu adına söz alarak bir konuşma yaptığını hatırlattı.

    "Sayın Öymen'in yaptığı konuşmada, Dersim isyanına vurgu yapması, PKK terör örgütü ile Dersim isyanı arasındaki bağlantıyı kurmak istemesi, çoğu çevrede gerçekten ciddi tepkiler yaratmıştır" diyen Kılıçdaroğlu, "Şunun altını özenle çizmek isterim. Dersim coğrafyasında yaşanan olay, bir insanlık dramıdır. Bu bölgede yaşayan insanlar, o dönemin acılarını, o dönemin kaybolan hayatlarını, o dönemin ağıtlarını dinleyerek, bugünlere geldiler. O dönemde yapılan çok ciddi, insanlıkla bağdaşmayan olaylar oldu. Ama bu olaylarla, günümüzde terör örgütüyle mücadelenin bir unsuru, benzeriymiş gibi ifade etmenin doğru olmadığını ifade etmek istiyorum" dedi.

    CHP Grup Başkanvekili Kılıçdaroğlu, bölge insanının, bu coğrafyada yaşanan olayları, "Biz kimseye kin tutmayız" felsefesinin gereği olarak, hiçbir zaman intikam duygusuyla geleceğe taşımayı düşünmediklerini belirterek, "Acıyı bal eylemiş, bağırlarına taş basmışlardır. Elbette o dönemde yanlışlar, hatalar olmuştur. Ama bunu günümüze taşıyıp, o olayları kaşımak doğru değildir. Yara kanamıştır. Bu süreçte yapılması gereken tepkileri dikkate almaktır. Tepkileri dikkate alması gereken sayın Onur Öymen'dir ve gereğini yapmak zorundadır. Gereğini yaptığı zaman hem CHP'yi, hem CHP'deki parlamenterleri ve CHP'lileri rahatlatmış olacaktır" diye konuştu.

    Onur Öymen'in, Tuncelililer'i üzmek istemediğini söylediğini, "Eğer üzdüysem özür dilerim" dediğini anlatan Kemal Kılıçdaroğlu, ancak tepkilerin dinmediğini kaydederek, Öymen'in bu konuda gereğini yapması gerektiğini bildirdi.

    CHP Genel Başkan Yardımcısı Öymen'in konuşmasını "Talihsiz bir açıklama" olarak niteleyen Kılıçdaroğlu, "Hepimiz üzerimize düşen görevi yaparak, toplumun duyarlılık ve tepkilerinin, beklentilerinin gereğini yapmak durumundayız. Bunu yaptığımız zaman Türkiye'de demokratikleşmenin önünü açmış oluruz. Halkın tepkisine karşı, politikacının duyarlılığının önünü açmış oluruz. Bu çok önemli bir olgudur, önemli bir olaydır. Sayın Öymen'in söylediklerinden daha çok kamuoyunun algılama tarzı daha önemlidir. Eğer kamuoyu sayın Öymen'in söylediklerini farklı algılamışsa, sayın Öymen bunun gereğini yerine getirmelidir" dedi.

    "Öymen'in konuşmasını alkışlamadım"

    Bir gazetecinin, "Öymen'in gereğini yapmasını istifa etmesi olarak mı değerlendirmemiz gerekiyor?" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Bir politikacı, bir olayın gereğinin ne olduğunu çok iyi bilir. Bunu en iyi bilmesi gerekenin de uzun yıllar devlette çalışmış, parlamentoda görev yapmış bir kişinin daha iyi algılayacağı kanısındayım" diye cevap verdi.

    Kılıçdaroğlu, bazı basın organlarında "Öymen'in konuşmasını alkışladığı" yönündeki haberlere tepki göstererek, "Yandaş medyada verildiği gibi Onur Öymen'in konuşmalarının o bölümünü hiçbir zaman alkışlamadım. CHP grubundan da kimse alkışlamadı" dedi.

    "1938 yılında yaşanan Dersim olaylarıyla ilgili dönemin bakanlarından İhsan Sabri Çağlayangil ile görüştüğü" yönündeki soruya, Kılıçdaroğlu, "Tunceli tarihiyle ilgili çok sayıda bilgi ve belge toplayan bir arkadaşınızım. Bu benim özel merakım. Çok sayıda bilgi, belge topladım. Dersim tarihiyle ilgili bende bulunan doküman ve kayıtların başka birinde olduğunu sanmıyorum. Bu tamamen kişisel bir merak. Amaç gerçekleri açığa çıkartmaktır" karşılığını verdi.

    Telekulak

    Kılıçdaroğlu, "hukuka aykırı telefon dinlemeleri" iddiaları konusuna da değinerek, "Yargıya duyulan güvenin azalması tuzun kokması demektir" dedi.

    "Dinlemeler artık çığırından çıktı. Sokaktaki vatandaş bile 'acaba ben dinleniyor muyum?' kaygısı içine girdi" diyen Kılıçdaroğlu, "Adalet Bakanlığı müfettişlerine telefonları dinleme konusunda bir yönetmelikle izin veremezsiniz. Yasanın vermediği bir yetkiyi, yasayla verilmeyin bir yetkiyi Adalet Bakanlığı bir yönetmelikle alamaz. Hukuk sistemine aykırıdır. Hukuk kurallarına aykırıdır. Dinlemeler o boyutlara ulaşmıştır ki... Dinlemeler eğer AKP'yi rahatsız etmiyorsa, sayın Başbakan tarafından dinlenenlerin sırtları sıvazlanmıştır. Çok açık bir örnek vermek isterim. Gelir İdaresi Başkanının telefonları dinlenip, yandaş medyaya servis yapıldığı zaman sayın Başbakan çıkıp bunu eleştirmedi. Ulaştırma Bakanı siz de çekiniyorsanız telefonla konuşmayın demiştir. Hukuku dile getiren, demokrasiyi, hak ve özgürlükleri dile getiren bir iktidarın Ulaştırma Bakanı tarafından söylenmiştir ve biz bunlara demokrasi deyip inanacağız" diye konuştu.

    Kılıçdaroğlu sözlerine şöyle devam etti:

    "Aynı Başbakanın Sayın Remzi Gür'le yaptığı konuşma da medyada yer almıştır. Aydınlık Dergisi'nde yer almıştır. Aynı Başbakanın, KKTC Cumhurbaşkanı Talat'la yaptığı konuşma da yayınlanmıştır. O konuşmayı yayınlayan 2 gazeteci şu anda Silivri Cezaevindedir. Peki, Gelir İdaresi Başkanının konuşmasını yayınlayan gazeteciler nerededirler? Hapiste değil AKP'nin saflarındadır. Onların sırtları sıvazlanmıştır."

    Kılıçdaroğlu, "böyle bir ortamda Türkiye'de demokrasi vardır ve çifte standart yoktur denmeyeceğini" savunarak, "AKP hukuku kendi lehine kullanarak, yasaları kendi lehine kullanarak, hak ve özgürlükleri kendi lehine kullanarak, aleyhine yayın yapanları baskılayarak, köşe yazarlarını gazetelerden atmanın yolunu arayarak, bizlere hak ve özgürlükler dersi vermeye kalkışıyor. AKP, bu ülkede sivil darbe yapmanın yollarını ve altyapısını oluşturuyor. Kendi derin devletini kuran tek siyasal parti vardır o da AKP'dir" dedi.

    İşte Onur Öymen'in tepki çeken sözleri

    cnnturk.com

    CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, 10 Kasım'da Meclis Genel Kurulu'nda Kürt açılımının öngörüşmelerinin yapıldığı oturumda yaptığı konuşmada, Dersim isyanıyla ilgili olarak bazı açıklamalarda bulunmuş, bu açıklamalar sivil toplum örgütleri ve siyasi partilerce tepki çekmişti. Öymen'in tepki çeken sözlerini TBMM tutanaklarından birebir aktarıyoruz:
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    ONUR ÖYMEN-  (Devamla) -  Atatürk’ün ölüm yıldönümünde yapılan iş, aslında maalesef, Türkiye için üzüntü vericidir, ibret verecidir ve çok  hazindir. Atatürk Şeyh Sait’le müzakere mi etti? Dersim isyanını yapanlarla müzakere mi etti?

    ŞERAFETTİN HALİS (Tunceli) – Dersim’de isyan yoktu Sayın Hatip.

    SIRRI SAKIK (Muş) – Dersim’de katliam oldu, katliam.

    ONUR ÖYMEN - Onların sözcüleriyle, temsilcileriyle masaya mı oturdu? Bunların hiçbirini yapmadı arkadaşlar. Yabancı ülkelerin istihbaratından mı yararlandı? Hayır.

    MUHARREM SELAMOĞLU (Niğde) – Neyi neyle karşılaştırıyorsunuz Sayın Öymen?

    ONUR ÖYMEN (Devamla) - Türkiye’nin istihbaratından yararlandı ve kısa bir sürede bütün terör örgütlerini dize getirdi. Değerli arkadaşlarım “Analar ağlamasın.” diyorlar. Maalesef, bu ülkenin anaları çok ağladı. Çok şehit verdik. Tarihimiz boyunca çok şehit verdik. Çanakkale Savaşı’nda 200 bin şehidimiz var. Hepsinin anası ağladı. Bir kişi çıkıp da “Analar ağlamasın. Biz bu savaştan vazgeçelim.” demedi. Kurtuluş Savaşı’nda analar ağlamadı mı?

    SIRRI SAKIK (Muş) – Sizin çocuklarınız nerede?

    ONUR ÖYMEN (Devamla) - Kimse çıkıp da “Analar ağlamasın. Biz şu Yunanlılarla anlaşalım.” dedi mi? Şeyh Sait isyanında analar ağlamadı mı? Dersim isyanında analar ağlamadı mı? Kıbrıs’ta analar ağlamadı mı? Bir tek kişi Türkiye’de çıkıp da “Analar ağlamasın diye, bu mücadeleyi durduralım.” dedi mi? Dünyada diyen var mı? Amerika’da bir saat içinde 3 bin kişiyi öldürdü teröristler. Bir Amerikalı devlet adamı çıkıp da “Aman, analar ağlamasın. Şu teröristlerle bir uzlaşalım.” dedi mi? İlk siz diyorsunuz. Niçin? Çünkü, terörle mücadele cesaretiniz yok. Sizden önceki bütün hükûmetlerin gösterdiği cesareti siz gösteremiyorsunuz.

    Özür dileyip; "yanlış anlaşıldım" demişti

    Onur Öymen, tepkiler üzerine 13 Kasım'da yaptığı açıklamada, "İnsanlarımız eğer bizim hiç kastetmediğimiz nedenlerle üzüldülerse, incindilerse, bu çarpıtmalar sonuncunda geçmiş olayları hatırlayarak üzüntü duydularsa bundan en çok biz üzülürüz. Böyle bir üzüntüye biz sebep olmamamıza rağmen, onların bu üzüntüleri bizim sözlerimizi çarpıtan insanların bu davranışlarına bizim sözlerimizi kaynak yapmalarından kaynaklanıyorsa, gerçekten özür dileriz onlardan" demişti.

    "O konuşmada verdiğimiz mesajları, yaptığımız eleştirileri AKP ve onun yandaşları cevaplandıramadılar. Onun üzerine, dikkatleri başka tarafa çekmek için bir karşı saldırıya geçmeye kalkıştılar" diyen Öymen, "Bizim sanki o bölgede yaşayan Alevi vatandaşlarımıza, Kürt vatandaşlarımıza karşı bir tavrımız, bir düşüncemiz olabilirmiş gibi sözlerimizi çarpıtarak, vatandaşlarımızı tahrik etmeye kalkıştılar. İşin hazin tarafı budur. Atatürk de, CHP de başından beri Türkiye'nin doğusundaki, batısındaki insanlara, Kürtlere, Alevilere daima en sıcak duygularla yaklaşmıştır. Bizim Alevi yurttaşlarımızı incitecek en küçük bir sözümüzü hatırlıyor musunuz? Madımak olayına en çok kim sahip çıktı? En çok biz sahip çıktık. Şimdi biz sanki bu insanlara karşı bir tutum içindeymişiz gibi insanları kışkırtmak istiyorlar" açıklamasını yapmıştı.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow