hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Molotoftan yanan genç kız öldü...

    Molotoftan yanan genç kız öldü...
    expand

    İstanbul Küçükçekmece'de İETT otobüsüne molotofkokteyli atılması sonucu yanarak yaralanan lise son sınıf öğrencisi Serap Eser, hayatını kaybetti. Eser yaklaşık 1 aydır tedavi altındaydı.

    Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yanık ve Kronik Yara Tedavi Merkezi yoğun bakım servisinde tedavisi süren 17 yaşındaki Serap Eser sabah saatlerinde hayatını kaybetti.

    Hastanededen yapılan açıklamada,  Eser'in "İmmun (bağışıklık) cevabı çok abartılı seyretmesi ve organ yetmezliğinden" öldüğü bildirildi.

    Serap Eser yarın Küçükçekmece Kanarya Mahallesi Fevzi Çakmak Camisi'nde ikindi vakti düzenlenen törenin ardından toprağa verilecek.

    Yangın söndürücü ile müdahale


    Eser, 8 Kasım günü Küçükçekmece Kanarya Mahallesi'nde durakta yolcu almak için bekleyen İETT otobüsüne molotofkokteyli atılması sonucu yaralanmıştı.

    Molotof dehşetinde elleri, yüzü ve bacakları yanan genç kıza ilk müdahaleyi yoldan geçen araç sürücüleri yapmıştı. Hatta, olayı gören bir sürücünün aracında bulunan yangın söndürücü ile genç kızın üzerindeki alevleri söndürdüğü belirtilmişti.

    Otobüs şoförü Cemal Keskin, "Durağa yanaşmadan ben onları fark ettim. Hazırlıklı olduklarını anladım . Fakat yolcu indireceğim için yolun öbür tarafına, yani soluna geçtim. Hepsi yanaşarak attılar molotofkokteyllerini" demişti.

    Serap Eser'in yüzünün yanmasına neden oldukları iddiasıyla 4'ü çocuk 6 kişi, yasadışı örgüt üyesi olmak, patlayıcı madde atarak adam öldürmeye teşebbüs etmek ve kamu malına zarar vermek suçlarından tutuklanmıştı.

    Erdoğan örnek vermişti

    Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Sokakları illegal eylem alanı haline getirenlere çocuklara, şöyle öyle diyenlere sesleniyorum. O çocuklara molotofkokteyli attıran, o çocukları terörist eylem için kullanan kim? Serap yavrumuzu otobüste molotofkokteyliyle yakanlar kim? O çocuk değil mi? O çocukları mazlum göstereceksin, o molotofkoteyli ile yanan yavruyu ne göstereceksin" demişti.                 

    HASTANE AÇIKLAMASI

    Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimliği tarafından yapılan yazılı açıklamada, 8 Kasım 2009 tarihinde alev yanığı nedeniyle hastaneye getirilen 17 yaşındaki Serap Eser'in, bu sabah 08.30'da hayatını kaybettiği hatırlatıldı.

    Açıklamada, hastaneye yüzde 35 yanık ile başvuran hastanın yanık merkezine alınarak, özel oda ve bakım altında yoğun sıvı elektrolit tedavisi ve pansumanlarına başlandığı, yanık hastalarının ilk hafta hayatını kaybetmesinin en büyük nedenlerinden sıvı elektrolit dengesizliği riskinin atlatıldığı ve ikinci hafta dolmadan derin doku hasarı olan yanık yüzeylerinin cerrahi olarak temizlenmeye başlandığı vurgulandı.

    Açıklamada, "Yanık hastalarının ikinci kaybedilme sebebi ise yanık dokularının vücut sistemlerini etkilemesi ve enfeksiyona sebep olmasıdır. Bu kritik dönemde olayın mücadelesi için günlük ameliyatlarla yoğun bakım tedavisi altında cerrahi pansumanlar yapılmakta iken bir yandan da vücudun savunma cevabı dengede tutulmalıdır. Cerrahi temizlemeler ile beraber hastanın annesinden deri alınarak, yanık yüzeylerinin geçici olarak kapatılması işlemine de zamanında başlanmıştır. Hastanın deri yamalarının başarılı olduğu gözlenmiştir" denildi.

    Açıklamada ayrıca, "Bu aşamada, çok yoğun bir mücadeleyle savaş veren hasta vücudu, sistemik immun cevap sendromuna girerek konakçı cevabını bozmaktadır. Genellikle yanık hastalarının üçüncü hafta kaybedilme sebebi budur. Serap Eser de yoğun enfeksiyon bulgusu göstermeyen dokularına ve kan kültüründe üreme olmamasına rağmen immun cevabı çok abartılı seyretmiş ve organ yetmezliği gelişmiştir. Sistemik immun cevap sendromunda ve sonrasında gelişen organ yetmezliğinde olay tamamen moleküler boyutta olup her türlü antiboyitik, mineral, sıvı, destek ilaçlar ve cerrahi pansuman tedavilerine rağmen hasta hayatını kaybetmiştir" ifadelerine yer verildi.

    Ağabeyi anlattı: "Yılbaşına kadar buradan çıkacağım diyordu"

    Serap Eser'in ağabeyi Ümit Eser, Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde basın mensuplarına açıklama yaptı. Ümit Eser, kardeşinin yaralarının "enfeksiyon kapabilme" ihtimalini doktorların söylediğini ama daha sonra enfeksiyon kaptığını belirtmediklerini söyledi.

    Kardeşinin ölüm haberini basın mensuplarının kendilerinden önce öğrendiğini ifade eden Eser, Serap Eser'in durumunun son birkaç gün içinde bozulduğunu, arife günü fenalaştığını ve daha sonra durumunun gittikçe kötüleşerek yoğun bakıma alındığını anlattı.

    Kardeşinin arife günü fenalaştıktan sonra ateşinin çıktığını bildiren Eser, 'İhmal tarafını bilmiyorum açıkçası. Benim bildiğim yoğun bakıma bir anda düşmesi. Bayram nedeniyle atlanan bir şey var mı acaba, diye düşünüyorum. Doktorları sürekli gelip gidiyordu. Ama bayram süresince nöbetçi doktorları vardı" diye konuştu.

    Serap Eser'e annesinden deri nakli yapıldığını bildiren Eser, annesinin de şu an aynı hastanede tedavi altında olduğunu, kız kardeşinin öldüğünü henüz bilmediğini kaydetti. Eğer bir ihmal durumu olduğunu öğrenirlerse dava açabileceklerini ama şu an böyle bir durumun olup olmadığını bilmediklerini aktaran Eser, faillerin yakalandığını ama böyle durumlarda cezanın çok düşük olduğunu ifade ederek, "Olan ölen kardeşime olduğu" dedi.

    "Derslerini düşünüyordu"

    Fenalaştığı son günlere kadar kardeşiyle konuştuklarını dile getiren Eser, "Serap kendine göre 'Ben yılbaşına kadar çıkacağım buradan" diyordu. Derslerini düşünüyordu. Zaten olay dershaneden dönerken, akşam üzeri oldu. İndiği durakta bir ışıklandırma yok. Buna hep kızıyorduk. Birileri bekliyordu. O gece babam Serap'ı almaya gitti. Orada o gece de birilerini fark etmiş, orada oturan birkaç kişi diye düşünmüş. O sırada otobüs gelmiş durduğunda içinden yanarak bir kız düşmüş, babam baktığında kendi kızı olduğunu görüyor" diye konuştu.

    Bu arada, vefat eden Serap Eser'in babası Zübeyr Eser, eşini görmek üzere hastaneye geldiği sırada, basın mensuplarına, "konuşacağım bir şey yok, artık gidin" diye sitem etti.    

     İstanbul Valisi Muammer Güler, Küçükçekmece'de İETT otobüsüne molotofkokteyli atılması sonucu yanarak yaralanan ve kaldırıldığı hastanede bu sabah hayatını kaybeden Serap Eser'in ailesine taziye ziyaretinde bulundu.

    İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ve Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı'yla birlikte Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne gelen Güler, hastane başhekiminden ölüm nedenine ilişkin bilgi aldı ve aileye taziyelerini iletti.

    Hastaneden ayrılışı sırasında basın mensuplarına açıklama yapan Güler, "Bunun demokrasiyle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Adlarında demokrasi olanlar, öbür ellerinde molotofkokteylleriyle, havai fişeklerle insanlara, masum insanlara saldırmaktadırlar. Toplum bunları yakından biliyor. Biz bunları biliyoruz. Maskelerinin gerisindeki bütün melaneti de biliyoruz. Son dönemde özellikle demokratik açılım sürecinden itibaren millik birlik ve kardeşlik projelerine takınılan tavrı da biliyoruz. Ülkede bir gerginlik ortamı yaratılmaya çalışılıyor."

    Vali ve Emniyet Müdürü'nden taziye ziyareti

    İstanbul Valisi Muammer Güler, İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ve Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı aileye taziye ziyaretinde bulundu.

    Güler, "Bunun demokrasiyle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Adlarında demokrasi olanlar, öbür ellerinde molotofkokteylleriyle, havai fişeklerle insanlara, masum insanlara saldırmaktadırlar. Toplum bunları yakından biliyor. Biz bunları biliyoruz. Maskelerinin gerisindeki bütün melaneti de biliyoruz. Son dönemde özellikle demokratik açılım sürecinden itibaren millik birlik ve kardeşlik projelerine takınılan tavrı da biliyoruz. Ülkede bir gerginlik ortamı yaratılmaya çalışılıyor" dedi.
     
    Bu olayın birilerinin gerçek yüzlerinin ortaya okunması için bir ibret vesikası olduğunu, olayı gerçekleştirenlerin ölen genç kıza çektirdikleri acının hesabını hem bu dünyada, hem öbür dünyada vereceklerini söyleyen Güler, "Meslek hayatımın çok sıkıntılı bir anını yaşadım biraz önce içeride. Ailesi bu kadar büyük bir acıyı yaşarken, bir büyük vakar, bir büyük sabır içinde devlet ve millete ve bu ülkenin birliğine olan inançlarını ifade ettiler" diye konuştu.

    İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın da, vatandaşların asla kışkırtmalara gelmemelerini isteyerek, "Biz, güvenlik güçleri olarak her türlü suçla mücadele edecek, alet, edevat, personel sayısı olarak her şeye yeterliyiz. Dolayısıyla kışkırtmaya gelmesinler. Kendileri birtakım şeylere, suç, suçlulukla ilgili konularda karışmaya kalkmasınlar. Kanunsuz gösteri yürüyüşleri dahil, bu molotof atmalar dahil her şeyle mücadele edebilecek gücümüz yeterinden daha fazla var. Dün mesela, çok şey yapmak istediler. Onların hesabına göre 10 yapmak istedilerse, ancak birini gerçekleştirebildiler. Şu anda İstanbul'da, sokakta 33 bin polisimiz var. Ona göre, yeteri kadar sayı sokağa mutlaka çıkarılıyor, çıkarılacak. O konuda hiçbir sıkıntımız yok. Vatandaşlar, sadece bize bilgi aktarsınlar, kendileri olaylara karışmasınlar. Kendileri karşılık vermeye kalkmasınlar, biz her şeye yeteriz, her şeye yetecek kadar gücümüz, sayımız var" dedi.

    DTP'den başsağlığı

    Demokratik Toplum Partisi (DTP) İstanbul İl Başkanı Mustafa saldırıyı tasvip etmediklerini belirterek, "Ailesine başsağlığı diliyorum" dedi.

    Yasadışı gösterilerin kendiliğinden geliştiğini, molotofkokteyli atanları kontrol etmenin zor olduğunu savunan Avcı, ayrıca İstanbul'da yaşanan olayların kendi inisiyatifleri dışında olduğunu kaydetti.

    Belediye otobüsüne atılan molotofkokteyli yüzünden yaşamını yitiren Serap Eser'in ölümüyle ilgili olarak Avcı, "Serap'ın uğradığı saldırıyı tasvip etmiyoruz. Ailesine başsağlığı diliyorum. Şartlar uygun olursa taziye ziyaretinde bulunabiliriz" diye konuştu.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow