hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Grizu kurbanlarına körfez işkencesi

    Grizu kurbanlarına körfez işkencesi
    expand

    Balıkesir Dursunbey'de grizu patlamasında yaralanan hastaların ambulansla İstanbul'a sevki sırasında iki ambulansın Yalova'daki feribot iskelesinden ücret karşılığında geçmeleri istenince, ambulansların deniz yerine karayoluyla İstanbul'a geldikleri ve 2 saat geciktikleri iddia edildi.

    Yaralı yakınlarının anlattığına göre, 13 kişinin hayatını kaybettiği patlamanın ardından vücutlarında ağır yanıklar oluşan yaralılar çevre illerdeki hastanelere sevk edildi.

    Bu sevk adreslerden birisi de İstanbul Kartal'daki Yanık tedavi merkeziydi.

    Dursunbey'den alınan yaralılar ambulansla Yalova'daki Topçular Feribot İskelesinden zaman kazanmak için deniz yoluyla İstanbul'a götürülmek istendi.

    Ancak iki ambulans feribot iskelesine girdiklerinde araç başına 55 TL taşıma ücreti istendi. Ambulanslardaki şoförler bu ücreti ödemedi,  yaralıların yanında refakatçileri de olmayınca ödeme yapılamadı.

    Ambulans sürücüleri bunun üzerine manevra yapıp İstanbul'a geliş için karayolunu tercih etti.

    İddiaya göre feribota girmeyen ambulanslar yol boyunca birkaç sağlık merkezine de uğrayarak yaklaşık iki saat bir gecikme ile Kartal Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yanık ve Yara Tedavi Merkezine ulaştı.

    Bu iki ambulanstan iki saat geç yola çıkan başka bir ambulans da feribot iskelesine geldiğinde aynı durumla karşılaştı. Ancak ambulansta hastanın yanında bulunan refakatçi cebinden 55 TL ödeyerek feribota bindiler.

    Yaralıların yakınları olayı anlattı

    Üç hasta yoğun bakım ünitesinde tedaviye alınırken, konuyla ilgili olarak hasta yakınları soruları cevapladı.

    Maden ocağındaki patlamada yaralanan Mehmet Davran'ın babası Hüseyin Davran, "Patlamadan sonra Dursunbey'den ambulansla feribot iskelesine geldik, şoför feribota binmek için 55 TL istediklerine ve üzerinde para olmadığını söyledi. Ben cebimden 55 TL verdim ve feribota bindik, fişini de aldım" dedi ve ödediği parayı gösteren 55 TL'lik fişi kameralara gösterdi.

    Karayoluyla gelmek zorunda kalan İsmail Yaren isimli yaralının kardeşi Hasan Hüseyin Yaren ise "Ağabeyimin getirildiği ambulansta bizden kimse yoktu, ambulans şoförü feribot iskelesinde para istedikleri için karayoluyla gelmek zorunda kaldıklarını söyledi. İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı yetkililerin bu konuda araştırma yapmalarını istiyoruz" diye konuştu.

    Hasan Hüseyin Yaren, ağabeyinin hastanede tedavi altına alındıktan sonra bir ara kendine geldiğini ve karayoluyla gelene kadar ölüp ölüp dirildiğini akrabalarına aktardığını da iddia ederken, Hayrettin Kahraman isimli yaralının da feribota alınmadığı için iki saat gibi bir gecikme sonucu hastaneye getirildiğini söyledi.

    Halen üç yaralının da hastanede tedavilerinin devam ettiği öğrenilirken hasta yakınları yetkililerin bu konuyla ilgili gerekli araştırmaları yapmalarını istediklerini söyledi.

    İDO'nun açıklaması


    İstanbul Deniz Otobüsleri İşletmelerinden (İDO) bir yetkili de ambulans, emniyet, itfaiye gibi kamu araçlarından feribota ücretsiz alınmaları konusunda görev belgesi istendiğini belirterek, "Ancak acil durumlarda görevlilerimiz insiyatif kullanıp, görev belgesi olmasa da ücretsiz geçiş sağlıyorlar. Hasta yakınlarının söylediği gibi ambulanstan geçiş ücreti istenmiş de olabilir. Yaptımız araştırmada görevlilerimiz 'Biz hiçbir ambulansı karayolu için çevirmedik' diyorlar. Hasta yakınlarının da durduk yere böyle bir iddia attığını düşünmüyoruz. Keşke, kendilerinden para isteyen görevlinin ismini söyleyebilselerdi. İnsan hayatı herşeyin önündedir. Konuyla ilgili araştırmamız bitmiş değil" dedi.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow