hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Erdoğan 12 Eylül'de idam edilenleri hatırlattı

    Erdoğan 12 Eylülde idam edilenleri hatırlattı
    expand

    Başbakan Recep Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında yine "referanduma evet" çağrısı yaptı ama bu kez 12 Eylül'de idam edilenleri hatırlatarak. Başbakan konuşması sırasında zaman zaman duygulandı. Muhalefetin mitinglerde "hayır''ın gerekçelerini açıklarken aslında "evet"in nedenlerini anlattığını öne sürdü...

    AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, anayasa değişikliğine ilişkin olarak, "Bu anayasa değişikliği belki her şey değildir ama çok önemli bir şeydir. Türkiye'nin aydınlık geleceği için, daha ileri bir demokrasi ve daha adil bir hukuk sistemi için çok önemli bir adımdır" dedi.

    Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, bugün sabah saatlerinde Hakkari'nin Çukurca ilçesinden acı bir haber aldıklarını söyledi.

    Yine bir mevzide gece saat 02.00 sularında roketatar ve uzun namlulu silahlarla yapılan saldırıda 6 askerin şehit olduğunu anlatan Erdoğan; ilk belirlemelere göre 15 askerin yaralandığını, bir teröristin de ölü olarak ele geçirildiğini ifade etti.

    Bölgedeki operasyonların devam ettiğini belirten Erdoğan, şehitlere Allah'tan rahmet, ailelerine ve millete başsağlığı; yaralı askerlere de acil şifa dileğinde bulundu.

    ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ

    Başbakan Erdoğan Anayasa değişikliği ile ilgili olarak da, "Bu Anayasa değişikliği belki her şey değildir ama çok önemli bir şeydir. Türkiye'nin aydınlık geleceği
    İçin, daha ileri bir demokrasi ve daha adil bir hukuk sistemi için çok önemli bir adımdır" dedi.

    Erdoğan, Anayasa değişliğinin çocuklar, gençler ve 73 milyon vatandaş için olduğunu belirterek, "Herkesi bu büyük değişim hareketine omuz vermeye
    çağırıyorum" diye konuştu.

    "Milli iradenin güç kazanması, vesayetçi ve statükocu anlayışın kırılması için tarihi bir adımdır" diyen Başbakan, "Değişikle AK Parti arasında birebir ilişki kurmak gibi zorlama yorumlar getirmenin ötesine görüldüğü gibi asla geçemiyorlar" diye konuştu.

    Erdoğan, "İlgisiz, alakasız konuları gündeme getirerek, Anayasa değişikliğini karalamaya çalışıyorlar" ifadelerini kullandı.

    Başbakan ayrıca, "Neredeyse ülkenin her meselesinin çözümünü bu paketten bekliyorlar. Sizin işsizliğin çözümüne yönelik bugüne kadar söylediğiniz, bir reçete,
    proje var mı? Bir sorun" dedi.

    12 EYLÜL'DEKİ İDAMLAR

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Yalova'da yaptığı konuşmadaki "12 Eylül sonrasında idam sehpaları kuruldu. 16 yaşındaki çocuğun yaşı büyütülüp
    idam edildi. İnsanın vicdanı sızlamıyor mu?" sözlerini anımsatan Erdoğan, "Evet, biz de aynı şeyi söylüyoruz. 16 yaşındaki bir çocuğun idam sehpasına götürülmesinden rahatsız oluyorsun da neden bu pakete 'hayır' diyorsun? Şecaat arz ederken sirkatlerini söylüyorlar. Bunlar neden 'hayır' denilmesi gerektiğini
    anlatırken neden 'evet' denilmesi gerektiğini anlatıyorlar" dedi.

    Erdoğan, Necdet Adalı, Mustafa Pehlivanoğlu ve Erdal Eren'in idamına işaret ederek, "Tam 30 yıl sonra, yine bir 12 Eylül günü, gencecik ölümlerle, zamansız
    vedalarla, 17 yaşındaki çocukları yağlı urgana taşıyan zihniyetle hesaplaşacağız" dedi.

    Şafak Türküsü'nün sözlerini okudu

    Sözlerini, "Şu anda anlatacaklarım belki biraz farklı olacak. Yakın siyasi tarihi ama trajik bir siyasi tarihi önünüze getireceğim. Bu dram olacak ama getirmek zorundayım" diye sürdüren Başbakan Erdoğan, konuşmasının bu bölümünde duygulu anlar yaşadı, konuşmakta zorlandı.

    Erdoğan, Necdet Adalı'nın, 19 yaşında bir lise öğrencisiyken cinayet işlediği iddiasıyla 1977'de tutuklandığını anımsatarak, o dönem bir siyasi partinin İstanbul Gençlik Kolları Başkanı olduğunu anlattı. Erdoğan, "Adalı, suçsuzluğunun ortaya çıkacağından, serbest bırakılacağından o kadar emindi ki Ulucanlar Cezaevinde arkadaşlarının firar girişimine katılmadı. Kendisini yargılayan mahkeme reisi Adalı'nın masum olduğunu iddia etti, karara şerh koydu ancak fayda etmedi. Necdet Adalı 22 yaşındayken 8 Ekim 1980'de asılarak idam edildi" diye konuştu.

    Şair Nevzat Çelik'in, Adalı için yazdığı "Şafak Türküsü" adlı şiirden bir bölüm okuyan Erdoğan, şiirin, bu zamansız ölümü en güzel şekilde resmettiğini belirtti.

    Erdoğan, "Beni burada arama anne/Kapıda adımı sorma/Saçlarına yıldız düşmüş/Koparma anne/Ağlama/Kaç zamandır yüzüm tıraşlı/gözlerim şafak
    bekledim/uzarken ellerim kulağım kirişte/ölümü özledim anne/yaşamak isterken delice..." dizelerini salondakilerle paylaştı.

    Erdoğan, Adalı'nın 12 Eylül cuntasının idam ettiği ilk genç olduğuna dikkati çekerek, "Bir televizyon kanalında o günlerin, idam kararlarının nasıl verildiğini takip ediyorsunuz değil mi? Nasıl verildiğini görüyorsunuz. Bir bu yandan, bir bu yandan..." dedi.

    Konuşmakta zorlandı

    Başbakan Erdoğan, sonradan suçluların yakalandığını, faillerin belli olduğunu ancak Necdet Adalı'nın geri gelmediğini kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

    "12 Eylülcüler, kendi ifadeleriyle asılan bir solcuyla denge kurmak için bir de sağcı idam etmek istediler. Adalı'dan sadece birkaç saat sonra 22 yaşında
    bir genç, Mustafa Pehlivanoğlu darağacına yürüdü. Ailesi, infazdan 3 gün sonra çocuklarını ziyarete geldiğinde, idam edildiğini öğrendiler. Mustafa'dan geriye
    şu satırlar kaldı, o da çok anlamlı satırlar: Sevgili anneciğim ve babacığım, Sizler beni bu yaşa kadar büyüttünüz ve yetiştirdiniz. Benim sizlere karşı işlediğim hataları ve suçlarımı affedin, hakkınızı helal edin. Ben sizlerin bir evladınız olarak, bugüne kadar cenabı hakkın ve onun resulünün, yüce peygamberimizin yolundan ayrılmadım.

    Alın yazımız böyle yazılmış, kader neyse onu çekeceğiz. Ben de kardeşim Haydar gibi biran önce Allah'ın huzuruna çıkacağım. Eğer benim günahım varsa, cenabı Allah'ın huzurunda çekmeye hazırım. Yok bir yanlışlık sonucu ölümüme karar verenler, idam edenler Allah'tan bulsunlar. Anne sizlerle helalleşmek isterdim fakat olmadı, hakkım varsa hepinize helal olsun, siz de helal edin...."

    Erdoğan, Pehlivanoğlu'nun ailesine yazdığı mektubun devamını okumakta zorluk çekti, bir süre sözlerine ara verdi. Gözleri dolan Erdoğan, alkışlarla karşılandı.

    Erdoğan, mektuba, yutkunarak ve sesi titreyerek devam etti. Erdoğan, mektubu, "Son olarak ağbime, yengeme, yeğenime, bacıma selam eder, haklarını helal etmelerini dilerim. Nişanlıma da selam eder, cenabı Allah'ın mutlu bir yuva kurması için ona yardımcı olmasını dilerim" cümleleriyle tamamladı.

    "Erdal Eren 18 yaşından küçük omasına rağmen idam edildi"

    Bir başka ismin Erdal Eren olduğunu kaydeden Erdoğan, Eren'in 17 yaşındayken tutuklandığını, 13 Aralık 1980'de Ankara Merkez Cezaevi'nde 18 yaşından küçük olmasına rağmen idam edildiğini anımsattı.

    Muhsin Yazıcıoğlu'nun, Mamak'ta çektiği çileleri, gördüğü işkenceleri ve Mamak Cezaevinden yazdığı dizeleri unutmadıklarını belirten Erdoğan, Yazıcıoğlu'ndan da, "Huzur dolu içimde, ben sonsuzluğu düşünüyorum/Ey sonsuzluğun sahibi sana ulaşmak istiyorum/Durun kapanmayın pencerelerim güneşi mi kapatmayın/ Beton çok soğuk, üşüyorum" dizelerini okudu.

    Erdoğan, 14 Mayıs 1987'de Hüseyin Kurumahmutoğlu'nun, sabah namazını kılarken, başına vurulan dipçik darbesiyle Mamak Cezaevinde genç yaşında dünyaya
    veda ettiğini dile getirdi.

    Bu zulümlerin, işkencelerin, insanlık dışı uygulamaların en yakın şahitlerinden, mağdurlarından birinin de Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay olduğunu ifade eden Erdoğan, Günay'ın, 12 Eylülde hapisteyken, vefat eden babasının cenazesine katılamadığını kaydetti.

    Başbakan Erdoğan, 12 Eylülün, aynı zamanda bir iade-i itibar olacağını belirterek, MHP, CHP ve BDP'ye gönül verenlerden referandumda "evet" beklediğini söyledi.

    Erdoğan, "Yıllarca 12 Eylül mağduru solcuları istismar eden CHP, 12 Eylül ile yüzleşemese de biz yüzleşeceğiz. Yıllarca 12 Eylül mağduru ülkücülerin sesine kulak vermeyen MHP, 12 Eylül ile hesaplaşamasa da biz hesaplaşacağız" dedi.

    Erdoğan, "Adil bir şekilde yargılanmadan, darağacağına gönderilen Necdet Adalı'nın, Mustafa Pehlivanoğlu'nun, Erdal Eren'in, sabah namazında dayakla öldürülen Hüseyin Kurumahmutoğlu'nun hatıraları karşısında alnımız ak kalırken, onlar boyunlarını bükmüş durumda kalacaklar, mahcup olacaklar" görüşünü dile
    getirdi.

    "Anayasa Mahkemesi'nin bahçesinde ev tutmamıza gerek yok"

    Erdoğan ayrıca, CHP ile MHP'nin aynı dili ve üslubu kullandığını, her cümlede kendisini "yüce divan" ile tehdit ettiklerini kaydetti. Erdoğan, "Biz bu millete hizmet yoluna başımızı koyduk. Bu yola canımızı koyduk. Biz korkularla değil, ideallerle, ilkelerle, heyecanla aşkla ve sevda ile siyaset yapıyoruz. O kuru sıkı tehditleri bize bir şey ifade etmiyor. Bizim Anayasa Mahkemesinin yanında, yöresinde, bahçesinde ev tutmamıza gerek yok. Bizim evimiz milletimizin içinde. CHP Genel Başkanı önce Anayasa Mahkemesi'nin bahçesine kurduğu gecekondudan bir çıksın" diye konuştu.

    "Her cümlede beni 'Yüce Divan' ile tehdit ediyorlar" diyen Erdoğan, "Biz bu millete hizmet yoluna başımızı koyduk .O kuru sıkı tehditleri bize bir şey ifade etmiyor" ifadelerini kullandı.

    BDP'nin "Anayasa değişikliği paketinde Kürtlerin lehine olabilecek hiçbir madde yok. Orada Kürt adı geçmiyor" dediğini kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:

    "Orada hangi etnik unsurun adı geçiyor? Benim Kürt kökenli vatandaşlarımın aleyhine olan bir madde var mı? O maddelerin hepsinde de benim Kürt kökenli vatandaşlarımın lehine olacak her şey var. A'dan Z'ye her şey var. Yani 73 milyonun hepsi için eşit, her şey var... Tayyip Erdoğan bu değişiklikten ne kadar istifade ediyorsa, benim Kürt kökenli vatandaşım da o kadar istifade ediyor. Vatandaşlarımıza bu ilkesizliği, samimiyetsizliği anlatacağız."



    İŞSİZLİK TARTIŞMASI


    "Siyasetten çekilirim"


    TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi'nde gerçekleştirilen "Uzmanlaşmış Meslek Edindirme Merkezleri Projesi" tanıtım toplantısında da konuşan Başbakan Erdoğan,  dünyanın hiçbir yerinde üniversite mezunlarının tamamına iş olmadığını savundu.

    İşsizlik sorununu çözeceğini söyleyen CHP lider Kemal Kılıçdaroğlu'na sert sözlerle yüklenen Başbakan, "Eğer hakikaten her üniversite mezununa bu ülkede iş bulmanın İlacı elindeyse, bu ilaç var da kullanılmıyorsa, çok iddialı bir ifade kullanıyorum; ben siyasetten çekilirim" diye konuştu.

    "Madem senin elinde böyle bir sihirli değnek var, koy bu sihirli değneği ortaya, eğer bu sihirli değnek kullanılmıyorsa, ha o zaman Millete dersin ki 'ben bu sihirli değneği koydum ortaya ama bunu alıp kullanmadılar, kullanmadıkları için de bu terör devam etti" diyen Erdoğan, "Ben bir çok yerlerde camlara asılmış, 'elaman arıyorum' diyenleri çok gördüm ama onun cevabı yok, ilanlarda da var, cevabı yok. İş beğendiremiyorsun iş" ifadelerini kullandı.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow