hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Bahçeli'den Erdoğan: "PKK ile anlaşmanı niye saklıyorsun?"

    Bahçeliden Erdoğan: PKK ile anlaşmanı niye saklıyorsun
    expand

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Bartın'da katıldığı bir iftar yemeğinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yüklendi. Bahçeli,, Başbakan'ın Ramazan ayında oruçlu ağızdan söylenmeyecek sözlerle 'evet' propagandası yapmaya çalıştığını belirtti. Bahçeli, "Bu olacak şey midir, peki PKK ile anlaşmanı niye saklıyorsun?" diye sordu.

    Bahçeli, Bartın'da Yukarıçarşıdan Kemerköprü mevkisine kadar yürüyerek esnaf ve vatandaşla selamlaşmasının ardından Bartın Belediye Başkanı Cemal Akın'ı ziyaret etti, daha sonra belediye sosyal tesislerinde iftar yemeğine katıldı.

    MHP Lideri Bahçeli, yemeğin ardından yaptığı konuşmada, bütün siyasi partilerin anayasa değişikliği arzuladığını, bunu da seçim beyannamelerinde ve parti programlarında da taahhüt altına aldıklarını söyledi.

    Anayasanın bir bütünlük kapsayan, Türkiye'yi geleceğe taşıyan toplumsal sözleşme olarak nitelendirildiğini anlatan Bahçeli, şöyle konuştu:

    "Geniş bir değişiklik arzusunun oluştuğu ortamda siyasi iktidar, mecliste bulunan çoğunluğunu da dikkate alarak bütün siyasi partilerden uzlaşma zemini arayıp bir anayasa değişikliğini gerçekleştirmiş olsaydı, ülkeye çok büyük hizmet sunmuş olurdu. Ancak, AK Parti bundan kaçınmıştır. Uzlaşmayı kabul etmemiştir. Diğer siyasi partilerin varlığını kabul etmemiştir. Bu anayasa Türkiye'nin anayasası değildir, Recep Tayyip Erdoğan'ın anayasasıdır.

    Bu anayasa AKP'lilerin bütününün de anayasası değildir. Milletvekillerinin birçoğunun Recep Tayyip Erdoğan'ın dayatması ve ikna yöntemleriyle oy vermeye mecbur kaldıklarını, kerhen desteklediklerini inanıyorum. Bu anayasada Recep beyin gizli gündemi ve niyetleri bulunmaktadır. Buradaki gizli yöntem ve niyetler, gündemler çok açıktır ve anlaşılması kolaydır. Demokratik açılım adı altında PKK açılımı bize göre projenin anayasa zemini bu değişikliklerle yapılmaya çalışılıyor. Burası çok tehlikelidir."

    Oylamada hayır çağrısı

    "Demokratik açılım denilen zırvanın anayasada zemin bulmaması için bu anayasaya 'hayır' demek herkesin görevidir" diyen Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    "Recep Tayyip Erdoğan, kendini kurtarmak için Anayasa Mahkemesi'nin, aynı zamanda Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) yapısını değiştirerek kendisini yüce divandan kurtarma gayretindedir. Yoksa daha iyi bir yargı reformu yapıyoruz düşüncesiyle hareket edilmiyor. Bu iki müessesenin sayısal yapısı üzerinde değişiklikler teklif ediyor ve bu konuda da ısrarla duruluyor. Anayasa Mahkemesi'nin üye sayısını 17'e çıkarmak istiyor, HSYK'nin seçim yönetimi ve yapısını bu doğrultuda değiştirmek istiyor. Peki bunu niye gizleyerek yapıyorsun?

    Açıkça bütün siyasi partilerle, yargı kurumlarıyla oturup baştan sona kadar üniversiteleri de dahil ederek, 'Türkiye'de geleceğimizi hazırlayacak adil bir yargı, bağımsız bir yargıyı nasıl oluşturacağız' diye bir tartışmayı başlatacağın yerde, rakamlar üzerinde durup meclisteki çoğunluğuna güvenerek hareket etmenin herhalde bir gizli yönü var. O gizli yönü de Recep Tayyip Erdoğan'ın yüce divandan kurtulmasıdır. O sebepten dolayı yolsuzluk, rüşvet ve kötü yönetimin hesabı sorulmak isteniyorsa bu anayasaya 'hayır' demek lazım."

    Bahçeli, siyasi üslup bakımından tamamen bir yozlaşma, çürümüşlüğün hakim olduğunu savunarak, "Türkiye AKP yönetiminin iktidar olduğu dönemden itibaren bir cepheleşme, kamplaşma içerisine sürükleniyor. Etnik yönden bir ayrışmaya Türkiye sürekleniyor. Bu çok zararlı ve doğru yol değildir. Türkiye bıçak sırtında bir ülkedir. Ülkenin hassasiyetlerini iyi bilmek lazım. Bunları kimse kendisi ve partisi uğruna heba edemez" diye konuştu.

    PKK  ile anlaşma iddiaları

    MHP'nin vizyonu ve misyonunun belli olduğunu vurgulayan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

    "Partimizi hangi edep dışı anlayışıyla PKK ile yan yana getirirsiniz, bu olacak şey midir? Peki PKK ile anlaştığınızı niye saklıyorsunuz? Kandil'den ses geliyor, 4 defa görüşüldü, 4 günde de anlaşma yapıldı. Kiminle? İmralı ile anlaşma yapıldı. Bunu niye açıklamıyorsun sayın Başbakan? Kim görüştü İmralı ile ne adına görüşüldü? Hangi konuda uzlaşma yapıldı? Bunlara dikkate etmek lazım. Şimdi çok daha tehlikeli durumdayız. Çok olağan bir gelişme dikkatimizi çekiyor. 'Gemiler arızalı' dediler, bir taka kiraladılar. İmralı'ya avukatları gönderdiler. Oradan gelen bir cevapla 13 Ağustos-20 Eylül arasında silahsızlanma yolunda bir adım atıldığı ifade edildi. Yani tek taraflı bir çatışmasızlık kavramı ortaya atıldı. Terörün tırmandığı ve tırmandırıldığı bir dönemde birden ateşkes kavramıyla İmralı'ya giderek, oradaki caniyle temasta bulunmak suretiyle bir ateşkesin uygulamaya konulacağı kamuoyuna duyuruldu."

    ABD'nin Irak'tan askerlerini çekmesi

    ABD'nin 31 Ağustos 2010'a kadar 90 bin askerini Irak'tan çekeceğinin ifade edildiğini anlatan MHP lideri Bahçeli, şunları kaydetti:

    "140 bin askerin içinden 90 bini Irak'tan ayrılacaksa ayrılış yolu neresi, Kuveyt mi, Ürdün mü, Türkiye üzerinden mi olacak? Bu konu net değil. Bu ayrılışlar yapılırken çok yüksek bir savaş malzemesi nereye taşınacak? Kime verilecek, Kuzey Irak'a ne kadar, Kandil'in emrine ne kadar bırakılacak? Eğer Türkiye üzerinden gidilmesi gerekiyorsa, bunlar Türkiye'nin neresine konacak?

    Gelecekte nükleer enerji ve silah meselesiyle bir başka gerginlik hudutlarımız çevresinde gelişirse bu hangi amaçla, hangi ülkeye kullanılacak? Bunlar şu an için soru işareti olan konular. Halbuki biz anayasayı tartışıyorduk. Bu arada birden olaylar gizliden gizliye gelişmeye başlıyor. Burası düşündürücüdür. Irak'tan çekilirken hangi yol kullanılacak bu çok önemli, inşallah Türkiye burada ABD'nin ileri hedeflerine yandaş bir konuma getirilip, bir eş başkanlık kavramı altında başka sıkıntıya düşürülmez."

    TÜSİAD'la polemik

    Başbakanın TÜSİAD ile sorunu olabileceğini ifade eden Bahçeli, şöyle dedi:

    "TÜSİAD ile bu tartışmayı yaparken tehditte bulunarak siyasi üsluba ve bir Başbakana bağdaşmayan ifadeyi kullanıyor. 'Bunlar geçmiş hükümetlerle zaman zaman kedi köpek gibi dalaştı' diyor. Şimdi burada kedi kim, köpek kim? TÜSİAD mı kedi-köpek, yoksa iktidarlardaki hükümetler mi kedi-köpek?"
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow