hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Hayrünnisa Gül'den kadın ve çocuklara vurgu

    Hayrünnisa Gülden kadın ve çocuklara vurgu
    expand

    İlk kez bir Cumhurbaşkanı'nın eşi Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi kürsüsünden Avrupa'ya seslendi. Hayrünnisa Gül, insan hakları konusunda dünyada kadınlar ve çocuklar için yapılması gereken daha çok şeyin olduğunu söyledi.

    Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) sonbahar dönemi çalışmaları çerçevesinde, "Hasta ve Engelli Çocukların Eğitiminin Güvence Altına Alınması"
    konulu raporun tartışılması sırasında genel kurula hitap eden Hayrünnisa Gül,
    insan hakları konusunda dünyada çocuklar ve kadınlar için yapılması gereken daha
    çok şeyin olduğunu vurgulayarak, kadınlara karşı uygulanan ayrımcılık, kadınların
    ezilmişliği ve kız çocuklarının okullaşma oranın, BM'nin Binyıl Kalkınma
    Hedefleri doğrultusunda ele alınan en önemli konulardan olduğunu hatırlattı.

    Avrupa Konseyi'nin varoluş gayesi olan insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkelerini koruma ve geliştirmenin önemli bir boyutunun da kadınlar, çocuklar ve engelliler gibi dezavantajlı kesimlerle ilgili olduğunu herkesin bildiğini vurgulayan Hayrünnisa Gül, BM genel kurulunda 20 yıl önce kabul edilen Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin dünyada en yaygın şekilde onaylanan insan hakları sözleşmesi olmasının, çocuk hakları konusunda dünyanın mutabık kaldığının göstergesi olduğunu söyledi.

    Bu mutabakata ve katedilen yola rağmen çocukların hala zatürre, sıtma, kızamık ve kötü beslenme gibi önlenebilir sebeplerden dolayı öldüğünü kaydeden Gül, dünyada çok sayıda çocuğun okula gidemediğini, milyonlarcasının şiddet, istismar, sömürü, ayrımcılık ve ihmal gibi olumsuzluklarla karşı korunmadığını ifade etti.

    Gül, kız çocuklarının haklarına günümüzde özel olarak eğilmek gerektiğini kaydederek, kız çocuklarının olumsuzluklara maruz kalma oranının daha yüksek olduğunu, ilköğretime gitmeyen çıcukların çoğunluğunu kızların oluşturduğunu, birçok bölgede kız çocuklarının temel sağlık hizmetlerinden yararlanamadığını vurguladı.

    Engellilere dikkat çekti

    Bir başka dezavantajlı grubun da engelliler olduğunu söyleyen Gül, nüfus içindeki engelli çocuk oranının tahminlerden fazla olduğunu, çünkü engellilerin her zaman hayatın içinde görülemediğini bildirdi. Hayat standartları düzenlenirken engellilerin dikkate alınmadığını, herşeyin engeli olmayanlara göre tasarlandığına dikkati çeken Gül, bunun da büyük acılara ve eşitsizliklere sebep olduğunu söyledi.

    Çocukların kendi seçimiyle engelli olmadığını söyleyen ve ayrıca herkesin birgün engelli olabileceğini belirten Gül, Avrupa İnsan Hakları Komiseri Thomas Hammerberg'in "Sonuçta bu ahlaki meseledir, eğer bir toplum en savunmasız
    bireylerine ve onların haklarına öncelik tanıyorsa, o toplum iyi toplumdur" açıklamasına vurgu yaptı.

    İyi bir toplum olmanın yolunun engelli çocuklarımıza sahip çıkıp onları aileleriyle başbaşa bırakmamaktan ve erken yaşlarda engelleri aşabilecekleri eğitim imkanlarını sağlayarak, toplumun aktif bireyleri olmalarını sağlamaktan geçtiğini ifade eden Gül, bunun mümkün olduğunu, konseye üye ülkelerin bazılarının bunu başardığını, ancak bazı ülkelerde ve dünyanın diğer bölgelerinde hala yapılacak çok şeyin olduğunu söyledi.

    "Yasal düzenlemeler yapılmalı"

    Öncelikle hükümetlerin çocuk hakları ve engellilerle ilgili uluslararası sözleşmelerin tavsiyelerini yerine getirmek için gerekli yasal ve idari düzenlemeleri yapmalarının zorunlu olduğunu vurgulayan Gül, ikinci olarak da toplumun tüm kesimlerinin bu konuda daha fazla fedakarlık, katkı ve faaliyet içine girmelerinin sağlanması gerektiğini, sivil toplum örgütlerinin toplumu harekete geçirme ve liderlik etme gücünün öne çıkartılmasının şart olduğunu, herşeyin devlete bırakılmaması gerektiğini kaydetti.

    Eğitimin her engeli aşabileceği konusunda toplumunu bilinçlendirmenin ve gerektiğinde bunun için mücadele etmenin zorunlu olduğunu bildiren Gül, son
    olarak da engelli çocukları olan ailelere ve çevresindekilere ulaşıp onları bilinçlendirmek, çocukların tecrit edilmesi ve onlardan utanılmasının önlenmesi
    gerektiğini bildirdi.

    Engelli çocukları olan ailelerin çocuklarına bir engel de kendilerinin çıkarmamasını isteyen Gül, bu ailelere, doğru ve iyi bir eğitimle engelli çocuklarının kabiliyetlerine göre diğer çocuklardan daha başarılı olabileceğini göstermeleri gerektiğini belirtti.

    Bütün insanların, özellikle de masum çocukların eşit olduğuna, eşit haklara, eşit muameleye, saygı ve şefkate layık olduklarına inanan bir kişi olarak ve Cumhurbaşkanı eşi olmanın verdiği fırsatları da değerlendirerek, kendisini bazı sosyal faaliyetlere adadığını belirten Hayrünnisa Gül, "Bunlardan biri de 'Eğitim Her Engeli Aşar' kampanyasıdır" dedi.

    Türkiye'de son yıllarda sosyal, ekonomik ve kültürel alanlarda sağlanan gelişmelere paralel olarak, insan hakları, özellikle de kadın, çocuk ve engelli gibi dezavantajlı grupların hakları konusunda önemli ilerlemeler kaydedildiğini belirten Gül, devletin engelli vatandaşların yararlanması için sunduğu imkanların gözden geçirildiğini ve bu imkanların kurumsallaştığını söyledi.

    Yeniden yapılandırılan sosyal güvence sistemi içinde engelliler için özel kaynaklar oluşturulduğunu, sadece devletin değil yerel yönetim ve sivil toplum kuruluşlarının engelli vatandaşlarımıza sağladığı kolaylıkların artırıldığını belirten Gül, "Bu çalışmalarda, Türkiye'de temel hakların genişletilmesini ve derinleştirilmesini hedefleyen demokratik vizyon kadar, AB üyelik sürecimiz de önemli bir itici güç olmuştur" ifadesini kullandı.

    Son anayasa değişikliğiyle çocuklar, yaşlılar ve engelliler gibi mağdur grupların temel hak ve özgürlüklerini en üst düzeyde kullanmaları için pozitif ayrımcılık hakkını veren yeni düzenlemelerin hayata geçirildiğine işaret eden Gül, engelli çocukların eğitim görebileceği ve sosyal hayatın her alanında etkin olabileceği konusunda, tüm toplumun bilinçlendirilmesi gerektiğine vurgu yaptı ve "Eğitim Her Engeli Aşar" projesinin bu düşünceden hareketle hayata geçirildiğini kaydetti.

    Devlet ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliği, sanatçıların, sporcuların, işadamlarının ve medyanın gönüllü desteğiyle yürütülen bu projenin ilk tanıtım toplantısının, Nisan 2009'da yapıldığını anlatan Hayrünnisa Gül,"Projemiz engelli çocuklarımızın diğer çocuklarla aynı ortamda, aynı okullarda eğitim görebileceği konusunda toplumsal farkındalık oluşturmayı hedeflemektedir. Kaynaştırmalı eğitim olarak adlandırılan bu sistemde, çocuklarımız farklılıklarıyla birlikte birbirlerini kabul etmeyi, hoşgörüyü ve
    farklılıklarına rağmen bir arada yaşamayı, hayatı paylaşmayı öğreniyorlar" dedi.

    'Ayrımcılık' vurgusu

    Günümüzde insanlığın karşılaştığı en önemli sorunlardan birinin ayrımcılık olduğuna işaret eden ve ayrımcılıkla mücadele ve demokrasi kültürünün gelişmesi açısından da kaynaştırmalı eğitim sisteminin çok önemli olduğuna inandığını belirten Gül, Türkiye'nin 81 ilindeki valilerin engelli çocuğu olan aileleri ziyaret ederek devletin sağladığı eğitim imkanları konusunda onları bilgilendirdiğini anlattı.

    Yaklaşık 1 yıl içinde 24 bin ailenin ziyaret edildiğini ve engelli çocukları eve hapsederek onların korunamayacağını anlatan Gül, Diyarbakır ili Valisi ve ekibinin 1 yılda 400'den fazla aileyi ziyaret ederek, aileleri engelli çocuklarını okula göndermeye ikna etmeyi başardığını ve ayrıca 2055 okulda düzenlenen seminerlerle eğitimcilerin bilinçlendirildiğini ifade etti.

    Bu konudaki toplumsal duyarlılığın giderek yükseldiğini, bunun yanısıra eğitim kurumları başta olmak üzere tüm sosyal çevrenin engellilerin ihtiyaçlarını karşılayacak fiziki şartlara kavuşturulmasının gerektiğini belirten Gül, bunun projenin diğer ayağını oluşturduğunu ve bu çerçevede bir yıl içinde 877 özel eğitim sınıfının açıldığını ve 14 özel yeni okul yapıldığını kaydetti.

    Bu sınıf ve okulların önemli bir bölümünün hayırsever vatandaşlar tarafından yapılmasının ayrı bir gurur kaynağı olduğunu ifade eden Gül, bir yıllık süre içinde Türkiye'de eğitim gören engelli çocuk sayısında yaklaşık yüzde 30 oranında bir artış sağlandığını belirtti.

    İnsanların engelli doğabildiğini ya da sonradan engelli olabildiğini, ancak bunun başarıya engel teşkil etmediğini belirten Gül, Türkiye'deki engelli haklarının genişletilmesi yolundaki çalışmalarıyla her türlü övgüyü hak eden milletvekili Lokman Ayva'yı örnek gösterdi ve kendisine bütün engelli vatandaşlar adına çalışmalarından dolayı teşekkür etti.

    Engelli olanlarla olmayanların aynı ortamda eğitim almalarını sağlayacak tedbirlerin tüm Avrupa'da hayata geçirilmesi için çağrıda bulunan Hayrünnisa Gül, "ayrıca, engellilerin eğitim hakkının güvence altına alınması yolunda, Avrupa Konseyi'nin 2006-2015 Engelliler Eylem Planı'nın çok önemli olduğunu ve tüm üye ülkelerde uygulamaya geçirilmesi gerektiğini düşünüyorum" dedi.

    Hayrünnisa Gül, konuşmasını, "Engellilere karşı ayrımcılık başta olmak üzere her türlü ayrımcılığa karşı mücadele, hepimizin önceliği olmalıdır. Ancak bu şekilde temel değerlerimiz olan insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkelerini, ortak evimiz olan Avrupa'da ve tüm dünyada hakim kılabilir" ifadesiyle tamamladı.



    Hayrünnisa Gül, Avrupa Konseyi üyesi 47 ülkenin parlamenterlerine,  "eğitim her engeli aşar" kampanyasının öncüsü sıfatıyla hitap etti.

    Söz konusu oturuma kaynak olan "özürlü çocukların eğitimi" konulu rapor, Avrupa Konseyi'nin AK Partili raportörlerinden İstanbul Milletvekili Lokman Ayva tarafından kaleme alındı.

    Avya o raporda, özürlü çocukların da diğerleriyle birlikte eğitim alması gerektiğini savunuyor.

    Ayva ayrıca Hayrünnisa Gül'ün kürsüde yapacağı konuşma metnine de katkıda bulunuyor.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow