hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    TBMM'deki cinayette şok ifadeler

    TBMMdeki cinayette şok ifadeler
    expand

    Eski SHP İzmir Milletvekili Erol Güngör'ün oğlu Mustafa Güngör'ün TBMM lojmanında öldürülmesine ilişkin davanın sanığı Abdullah Gökalp, "ailesinin can güvenliği sağlanmadığı" gerekçesiyle cinayetle ilgili beyanda bulunmayı reddetti.

    Mustafa Güngör'ün, 24 Haziran 1991'de TBMM lojmanında öldürülmesine ilişkin davanın görülmesine Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi.

    Duruşmaya, başka suçtan hükümlü sanık Abdullah Gökalp ve avukatı ile müşteki Erol Güngör ve avukatı katıldı. Sanık Gökalp, duruşmada, 17 sayfalık beyanını okudu.

    Gökalp, önceki celse olduğu gibi bu celse de "eşinin ve 2 çocuğunun can güvenliği sağlanmadığı" gerekçesiyle cinayetle ilgili açıklama yapmayı reddetti.

    "Vicdan azabını sonlandırabilmek için ortaya çıkana kadar" adli makamların, cinayetle ilgili hiçbir bilgiye ulaşamadığını ifade eden Gökalp, bildiklerini anlatmak için ailesinin can güvenliğinin sağlanmasını istediğini anımsattı.

    Polisin, eşine bir telefon numarası verdiğini ve tehlikede olduklarında numarayı aramasını istediklerini anlatan Gökalp, ailesinin güvenliğinin tam olarak sağlanmadığını ileri sürdü.

    Gökalp, Erol Güngör'den menfaat sağlamak için ortaya çıkmadığını kaydederek, Güngör'den bin 250 lira aldığını, onunla da Sakarya'dan taşındığını bildirdi ve Sakarya'da kalması durumunda öldürüleceğini savundu.

    "Alevi önderleri tanık olarak dinlensin"

    Gökalp, önceki celse tanık olarak dinlenen eski SHP Malatya Milletvekili İbrahim Aksoy'un "sol örgütlerle bağlantısı olmadığını" söylediğini belirterek, bunun gerçeği yansıtmadığını iddia etti.

    "20 yıl 6 ay önceki kahpece bir olayın parçası oldum" ifadesini kullanan Gökalp, babası Remzi Gökalp'in, kendisinin de içinde yer aldığı olaylardan haberdar olduğunu, kendisine gözdağı vermek için babasının 2002'de kaçırıldığını söyledi. Gökalp, babasının tanık olarak dinlenmesini istedi.

    "Bir dönem devletin, Alevilere yönelik istihbarat amaçlı çalışmaları içinde yer aldığı" iddiasında bulunan Gökalp, "Alevi önderleri Ali Gargın ile Ali Rıza Gargın'ın da tanık olarak dinlenmesini" talep etti.

    Kendisini susturmak için Sakarya'dan taşındıktan 17 gün sonra 80 yaşında bir kadını Sakarya'da yağma etmekle suçlandığını anlatan Gökalp, "suç işlendiğinde şehirde olmadığını ispatlamasına rağmen mahkum edildiğini" ileri sürdü.

    Gökalp, mafya tarzı örgütlenmenin içinde yer aldığına ilişkin "el yazısı ve imza" içeren bazı belgeleri, cezaevine gelmesi durumunda Erol Güngör'e veya avukatına vereceğini söyledi.

    Cinayetle ilgili bildiklerini anlatması için 2 şart öne süren Gökalp, "Eşimin ve iki çocuğumun can güvenliklerinin sağlanmasını ve hüküm giydiğim dosyanın bir savcı, bir hakim ve bir müfettiş tarafından incelenmesini istiyorum. İncelesinler ve 'Abdullah Gökalp'in kanuni hakları bu dosyada çiğnenmemiştir' desinler. Hakkımdaki hükmün değiştirilmesini istemiyorum, bu cezayı yatacağım ama dosyamın incelenmesini istiyorum" diye konuştu.

    "Buna inanasım gelmiyor"

    Duruşmada daha sonra cinayet işlendiği sırada Meclis lojmanlarında görevli polis memuru Uğur Aytaç, tanık olarak dinlendi. Aytaç, Namık Kemal Zeybek'in evinin önündeki kulübede görevli olduğunu ve cinayete ilişkin herhangi birini görmediğini, silah sesi duymadığını anlattı.

    Sanık Gökalp ise "Aytaç'ı, o gece iki kere birkaç polisle birlikte sohbet ederken gördüğünü" ileri sürdü. Müşteki Erol Güngör söz alarak, "Oğlum bıçakla ve silahla öldürüldü. Namık Kemal Zeybek'in eviyle bizim ev arasında 18 metre var. 18 metre öteden hiçbir şey görülmüyor, duyulmuyor. Buna inanasım gelmiyor" diye konuştu.

    Güngör, cinayete ilişkin 31 Aralık 1991 tarihli tahkikat raporunu hazırlayan tanık Aytaç'a, "tahkikat raporunda, cinayetin ardından ismi geçen herkesin adı yer alırken, eski Devlet Bakanı Akın Gönen'in isminin neden yer almadığını" sordu.

    Aytaç ise "O dönemde bir yıllık polistim. Aklıma gelen olasılıkları 3-4 kişiye anlattım. Bana, 'kesinlikle onunla alakası yok' dediler. Ben de raporu o şekilde hazırladım" karşılığını verdi.

    Sanık Gökalp, Aytaç'a "Gürel Özener'in (Akın Gönen'in eski damadı) süfli işlerle uğraştığı yönünde rapor hazırladıktan sonra Akın Gönen seni bakanlığa çağırdı mı?" diye sordu. Bu soru üzerine ise Aytaç, "Hakikatle alakası yok" ifadesini kullandı.

    Ara kararlar

    Mahkeme, Cumhuriyet savcısının ve tarafların da görüşünü aldıktan sonra, sanığın babasının ifadesinin alınmasına ve bazı tanıklarla ilgili olarak ve daha önce yazılan talimat cevaplarının beklenmesine karar verdi.

    Sanık Gökalp'in eşi ve çocuklarının can güvenliğinin sağlanması konusunda Cumhuriyet savcılığına bir kez daha yazı yazılmasını kararlaştıran mahkeme, duruşmayı erteledi.

    Davanın iddianamesinde, Abdullah Gökalp'in, 14 Mayıs 2010'da adalet müfettişine verdiği ifadede, 24 Haziran 1991'de Mustafa Güngör'ü öldürdüğünü beyan ettiği ifade ediliyor. İddianamede, Gökalp'in "tasarlayarak, kasten öldürme" suçundan cezalandırılması talep ediliyor.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow