hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    New York'ta Türk profesörü oynayacak

    New Yorkta Türk profesörü oynayacak
    expand

    Ege Maltepe’yi lise zamanından tanıyorum. Ve çok net hatırlıyorum. O zamandan Okan Urun’la (biriken) ikisi oyunculuğu kafalarına koymuşlardı. O günden beri de çok büyük sevgiyle ve istekle yapıyorlar işlerini. Ankara Bilkent Üniversitesi Oyunculuk Bölümü’nden mezun olduktan sonra Fulbright Bursu ile soluğu New York’ta alan Ege, halen orada nefes almayı ve oyunculuk yapmayı sürdürüyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Sıklıkla Türkiye’ye gelip Spolin Atölyesi (doğaçlama oyunculuk atölye çalışmaları) kapsamında sınıflar açan Ege, şu sıralar New York’ta yeni oyunu TITS (Memeler)’i sahnelemeye hazırlanıyor. Türk bir profesörü canlandırdığı oyunu Türkiye’de de (ve pek tabii her yerde de) internetten de Türkçe altyazılı izlemek mümkün olacak.

    New York serüveni nasıl başladı?

    Bilkent Oyunculuk Bölümü’nden mezun olduktan sonra Fulbright Bursu ile New York'a gittim. Orada efsanevi 3 adamın kurduğu bir oyunculuk okulunda (New Actors Workshop) yüksek lisans yaptım.

    O adamlardan biri Oscarlı yönetmen Mike Nichols'tı ve her hafta masterclass'lara gelirdi. Bırak Mike'ın karşısında sahneye çıkmayı, onunla tanışıp aynı mekanda bulunmak bile bir deneyim. Okuldaki her hocadan çok sey öğrendim, ama en çok Mike'ın anlattığı şeyler kulağıma küpe oldu. Tabii bunda verdiği örneklerin Jack Nicholson, Meryl Streep, Al Pacino gibi beraber çalıştığı oyunculardan olmasının da etkisi var. Mike'ın söylediği şeylerden biri de 'Mezun olduktan sonra birilerinin size iş vermesini beklemeyin'di. 'Bir şeyler yapın, süreç içinde olun' derdi. Ben buna çok katılıyorum. O yüzden de bir yandan farklı işlerde oyuncu olarak yer alırken bir yandan da kendi işlerimi üretmeye başladım.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bu işler arasında neler var?

    Yüksek lisans tez projemdeki başarı ve daha da önemlisi aldığım keyif de bana çok ilham verdi. 2009'da bir grup oyuncu arkadaşımı yoğun bir doğaçlama kampından geçirdikten sonra yazdığım ‘Variations After Joe’ isimli projeyi Bach'ın Goldberg Varyasyonları ile birleştirerek oynamıştık. Eşim, piyanist ve besteci Emir Gamsızoğlu da projenin içindeydi. Emir benim en büyük destekçim zaten. O bana her gün 'Bugün yazdın mı?, Hadi yaz' diye beni iteklemese bu kadar verimli şekilde çalışıyor olmazdım.

    Variations After Joe'dan sonra Emir ile 'Drama in Beethoven' isimli bir iş çıkardık ve New York Downtown'ın çok eski bir müzik mekanı olan Caffe Vivaldi'de gösteriler yaptık. Caffe Vivaldi, Woody Allen'dan Uma Thurman'a birçok ünlü New Yorklu'nun da takıldığı bir mekan. Sonra 3 kısa oyundan oluşan TEA for 3 isimli oyunumu geçen yıl oynadık. TEA for 3, biri fransız biri Amerikalı biri Türk 3 kadın arkadaşın eline aynı fırsatın geçmesi durumunda başına gelen işlerin nasıl çeşitleneceği konusunda bir komediydi. New York, LaGuardia Performing Arts Center'da gerçekleşti. Ve seyirciden çok olumlu tepkiler aldım. Tahmin ettiğimden çok daha fazla ilgi çekti. Zaten ben nedense hep kötü şeyler tahmin ediyorum kendim için, annemden geliyor herhalde:) ‘Başımıza bir şey gelecek sendromu:)’

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Şimdi de sırada MEMELER'im var:)

    Nasıl bir oyun MEMELER?

    TITS by Prof G, kadınları meme boyutlarına göre nasıl kategorilendirdiğimiz konusunda bir komedi. Ankaralı akademisyen Bade Gediklioğlu New York'a Memelerin Sosyal Hayatımızdaki Önemi konusunda doktora tezi araştırması için gelmiş. Kendisi geçtiğimiz yazdan beri Youtube'a videolar yükleyerek bize deneyimlerini aktarıyor. Ayrıca twitter hesabı da var ( @profbadeg ) oradan da memeler hakkında yorumlarını yazıyor.

    Türk bir karakter olması çok ilginç. Sence bu neden önemli?

    Bir süredir Amerikan kültürüne Türk bir karakter tanıtmalı diye düşünüyorum. Türkleri temsil edecek bir elçi değil, ama varlığımızı hatırlatacak kadar bir yer açmak lazım. Örneğin New York'taki Türk restoranları bu yüzden önemli bir rol oynuyor. Ben de insanların kafasında bir yer edecek bir karakter yaratmaya çalışıyorum. Örneğin bu gösteriler için NY Daily news de dahil olmak üzere bir basın organının etkinlik takviminde, 'Türk profesör Bade Gediklioğlu...' diye oyun hakkında yazılar çıkıyor. New York'taki yüzlerce etkinlik arasında bir de bu var! Ne kadar güzel. Bunu tiyatro ve oyunculukla yapmak zor çünkü müzik gibi değil, dile bağlı bir iş bu. Bunu yapabildiğim için çok mutluyum.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Sonunu öğrenip sürprizi bozmak istemem ama Bade Gediklioğlu bize ne söyleyecek, kısaca bahseder misin?

    Ben aldığımız eğitimin bize bir şeyler ezberletip, olayları insanları etiketleyip kategorilere ayırması konusundan çok şikayetçiyim. ‘Şu şöyledir bu böyle’ kısmını ezberlersen geçiyorsun sınıfları! Ben bunu başarılı bir öğrencilik hayatından sonra rahatça söyleyebilirim. Okullar bizi düşünmemek üzere eğitiyorlar. Dereceler, takdirler, teşekkürler, diplomalar tamamen bir ilüzyon! Ondan sonra mezun olup bir işe girip bunalıma giren insanlarla dolu etraf. Çünkü hiç kimse gerçekten ne yapmak istersin bu dünyada, ya da ne yapabilirsin diye sormuyor sana okulda, ya da ‘Gel bu konuda özgürce düşünelim, fikirlerimizi paylaşalım’ gibi ortamlar yok. O çok gözümüzde büyüttüğümüz akademisyenlerin büyük çoğunluğu okulun sınırları belli ortamı onlara güvenli geldiği için orada kalıp 'koca profesör' oluyorlar. Ya da anneleri 'Sen kadınsın, öğretmen ol' dediği için…

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bade Gediklioğlu da içine kapalı bir akademisyen aileden gelen 37 yaşına kadar anne babasının Ankara'daki evinden ayrılmamış bir akademisyen. En güzel özelliği meraklı oluşu. New York seyahatinin başlangıcından itibaren merakı sayesinde memeleri, kadınlığı hayatı sorgularken biraz da kendini buluyor. Oyun, Gediklioğlu'nun tez sunumu olarak gerçekleşecek.

    Biz Türkiye'den izleyebilecek miyiz?

    New York'taki ilk live-streamed performans festivali WiredArts Fest'te 3 oyun oynayacagız. 5 kameralı canlı çekilecek olan gösteriler internetten izlenebilecek. Bu benim için harika çünkü Bade hocanın Türkiye'den birçok takipçisi var. Oyun ingilizce ama Türkçe altyazılı gösterilecek.

    Bir ayağı Türkiye’de olan ‘New York’er sana; bir sanatçı olarak oradaki hayatı sormak isterim…

    New York çok özel bir şehir. Çok fazla kültürden insan hep beraber sıkış tıkış yaşıyoruz Manhattan'da. Ve şehrin en büyük gurur kaynağı da bu kozmopolitlik. Bazen orada bizimki gibi dostluk var mı gibi sorular geliyor bana. Şöyle bir örnek vereyim, yan komşularımız doğma büyüme New York'lu bir aile, bana anahtarlarını verdiler, onlar işe gidince bazen onların evinde prova yapıyorum. Düşündüğüm zaman bundan rahatsız olacak birçok Türk tanıyorum. Yani ben dostluğun, iyi niyetin hiçbir milliyete özgü olduğuna inanmıyorum, bunlar insana özgü duygular. New York bu açıdan bana çok şey öğretti.

    Son olarak belki Bade Hoca bize bir şeyler söyler...

    '' Memelerin kıvrımlarını beynin kıvrımlarına benzetirim. Çünkü memelerin de kendi beyinleri var! Bir kadını ve etrafındakileri kontrol etme gücüne sahipler. Sevgi dolu ya da kötü ruhlu olabilirler ve meme uçları bize hayattaki önemli şeyleri işaret eder! ''

    TITS by Prof G WiredArts Festivali kapsamında 23 Şubat (Türkiye saati ile 21.00’da), 28 Şubat (Türkiye saati ile 01.00’da) ve 2 Mart (Türkiye saati ile 23.00’da) tarihlerinde New York Secret Theater’da sahnelenecek. 5 kamera ile canlı çekilerek yayınlanacak gösterileri izlemek için şu linkten bilet alınabilir:

    http://virtualarts.tv/wiredartsfest/tickets

    Bade Hoca’yı takip için:
    Twitter: @ProfBadeg
    Blog: www.titsbyprofg.wordpress.com
    Youtube Kanalı: http://www.youtube.com/channel/UCHJUo58rXia6kRgw2HXE-PA/videos?view=0&flow=grid

    Ege Maltepe’nin websayfası: www.egemaltepe.com
    Twitter: @egemaltepe

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow