hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    "Bırakalım Sünniler Sünniliği, Aleviler Aleviliği yaşasın"

    Bırakalım Sünniler Sünniliği, Aleviler Aleviliği yaşasın
    expand

    Diyanet İşleri Başkanı, "Bırakalım Sünniler Sünniliği, Aleviler Aleviliğini yaşasın" dedi ve tanımlamayla işe kalkmanın anlaşmazlık çıkardığını söyledi.

    Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Ankara Büyükşehir Belediyesi Gençlik Parkı Sosyal Tesislerinde gazetecilere verilen iftarın ardından soruları yanıtladı. "Alevilikle ilgili tartışma açarak teolojik tartışmalar başlatmayalım" diyen Görmez, "Aleviler tarihten gelen alışkanlıkları isterlerse yapsın. Bu ülkede bırakalım Sünni vatandaşımız Sünniliği, Alevi vatandaşımız Aleviliği yaşasın. Ateist de kendi değerlerini, kendi arayışını kendisi değerlendirsin" dedi.

    "Tanımlamalar anlaşmazlık çıkarıyor"

    Bir gazetecinin Türkiye'deki inanışlarla ilgili ifadelerini hatırlatarak konuyu detaylandırmasını istemesi üzerine Görmez, şunları söyledi:

    "Hiçbir tanımlamaya girmeden herhangi bir vatandaşımız kendi inancı, yaşadığı mekanı ne atfediyorsa o ad altında tarihte hangi fonksiyonu icra ettiyse, içinde hangi erkanlar, hangi ritüeller yapılmışsa aynı şekilde yoluna devam etmesi. Aksi takdirde tanımlamalarla işe başladığımızda orada bir takım anlaşmazlıklar ortaya çıkıyor ve içinden çıkılmaz bir hale geliyor."

    "İsteyen inanır, isteyen inkar eder"

    İnançların bir arada yaşaması ve kendini ifade edebilmesi konusundaki sözleri hatırlatılarak, ateistlerin ifade özgürlüğü kapsamında İslam diniyle ilgili  eleştirilerine yönelik bir soruya Görmez, "Kur'an-ı Kerim, yüce Rabbimizin yeryüzünde herkese bir inanma ve inanmama özgürlüğü verdiğini ifade eder. İfade aynen şöyledir 'Dünyada dileyen inanır, dileyen de inkar eder'. Dolayısıyla inkar etme özgürlüğünü Yaratıcı tanımışsa benim tanımamamın bir anlamı olmaz. Benim söylediğim, kendi inancını, düşüncesini, hiç kimsenin inancına, düşüncesine hakaret etmeden, küçük görmeden, aşağılamadan, belli bir üslup içerisinde ifade etme hakkında sahip olmasıdır" değerlendirmesinde bulundu.

    Cami gelirleri

    "Torba Yasa'da yer alan camilerin etrafındaki müştemilatların gelirlerinin cami vakıflarına, derneklerine bırakılmasıyla ilgili düzenlemeyi nasıl karşılıyorsunuz" sorusu üzerine ise Görmez, cami müştemilatıyla ilgili yasanın Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kabul ettiği bir düzenleme olmadığını söyledi. Görmez, camilerin arazisinin tamamen hazine arazisi olduğunu, binalarını vatandaşın parasıyla yapıldığını hatırlattı.

    Görmez, Bezm-i Alem Valide Sultan Camisi'ne giren eylemcilere ilişkin bir soru üzerine, daha önce "rengi, dini, ırkı, hatta işlediği suç ne olursa olsun
    Allah'ın evine, mabede sığınan her insan bize Allah'ın emanetidir" dediğini anımsatan Görmez, şöyle konuştu:

    "Kabe için Cenabı Hakkın kullandığı bir ifade vardır, 'Oraya giren, güvendedir'. Kabe'nin şubeleri olan camilere de herhangi bir insan zor bir zamanında sığındığı zaman biz onu güvende kabul ederiz. Ama bizim itiraz ettiğimiz, kabul etmediğimiz şu oldu; çok önceden, olaylar başlamadan içinde şiddeti barındıran bir hareket, o hareketi yapacak olan insanlar, bir camiyi önceden bir karargah olarak, üs olarak, lojistik mekan olarak belirleyip, önceden çuvallarla eşyalarını oraşa taşıyıp hazırlık yapmışlarsa bunu kabul edemeyeceğimizi açıkca ifade ettik. Bu iki hususu birbirinden ayırdık, ayırmaya da devam ediyoruz. İçeriye gelince, tekrar tartışma başlatmak istemem, 3 günlük kamera kayıtlarımız elimizdedir. İçeride her türlü, sadece yaralılar yok, sadece masum olarak oraya sığınanlar yok, herhangi bir Müslümanın kabul edemeyeceği davranışlar da var. Bunların bir kısmını biz doğrusu paylaşmayı dahi zait kabul ettik. Gönül isterki böyle birşey hiç olmasaydı, bunun üzerinden de bir cami üzerinden böyle bir tartışma hiç yaşanmasıydı. Ama bu iki hususu daima birbirinden ayırdık, ayırmaya devam ediyoruz."

    Manevi iklimi sabote

    Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, ramazan ayında yaşanan imsak tartışmalarına da değinerek, Diyanet İşleri Başkanlığı gibi önemli bir kurumun,
    80'i aşkın ilahiyat fakültesinin olduğu, semanın, göğün, güneşin, ayın, yıldızların bütün hareketlerinin canlı olarak izleyebildiği bir ülkede, dünyada 3 yıldır her ramazan ayında imsak vaktinin tartışılmasının ramazanın manevi iklimini sabote etmek olarak değerlendirdiğini söyledi. Görmez, "Etrafımızda bu kadar sorunların yaşandığı, insanların katledildiği bir dönemde ramazanın manevi ikliminin bütün toplumu kuşattığı zaman dilimini sürekli imsak tartışmalarıyla geçirmek, zamanı bu şekilde tüketmek doğru değil. Artık imsak tartışmaları Türkiye'de bilgi sorunu olmaktan çıkmış, bir ahlak sorununa dönüşmüştür. Bu da bizi üzüyor" diye konuştu.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow