hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Memura ek derece geliyor

    Memura ek derece geliyor
    expand

    Başbakan Ahmet Davutoğlu, 15 Ocak 2005'ten sonra memuriyete başlayanlara da ek derece verilmesi konusunda karar aldıklarını, seçimden sonra ilk adımlardan birisinin bu olacağını söyledi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Davutoğlu, Memur-Sen 5. Olağan Genel Kongresi'nde konuştu.

    Memur-Sen'in Kurucu Genel Başkanı Mehmet Akif İnan'ın, gençlik çağlarında hep saygıyla andıkları, şiirlerini okurken yüreklerinin ürperdiği bir şair olduğunu hatırlatan Davutoğlu, bir şairin sendikal hareketin başına geçmesinin, o şairin ve o şairin ortak kültür havzasından yetişen insanların öncülerinin, ruh dünyasını da yansıtan bir gelişme olduğunu vurguladı.

    Davutoğlu, şairlerin, insan onurunu ilgilendiren her şeye karşı duyarlı olduğunu dile getirerek, "Mehmet Akif İnan, sendikal hareketin, çatışma ve gerilim alanı olarak görüldüğü ve bu çatışma ve gerilim alanlarının, toplumda büyük yaralar açtığı bir dönemde, o gür, derinlikli şair hissiyatını yansıtan sesiyle bir anlamda bütün bir sendikal hareket içinde geçmişte yanlış tavır sergileyenlere, demokrasi hayatı içinde yanlış tavır ortaya koyarak sendikal hayata da zarar verenlere karşı 'durun kalabalıklar' diyerek öne çıktı ve yep yeni bir anlayışın öncüsü oldu" değerlendirmesinde bulundu.

    "İşçi hakları söz konusu olduğunda gereğini yaptık"

    Sendikal harekette üç duyarlılığın önemli olduğunun altını çizen Davutoğlu, bunların, emeğe olan duyarlılık, demokrasi duyarlılığı ile ulusal ve uluslararası alanda adalet duyarlılığı olduğunu söyledi.

    Başbakan Davutoğlu, emeğin, sendikal hareketin temel referans noktası olduğunu belirterek, Yeni Türkiye Sözleşmesi'nde de devletin temel meselesinin, insan onurunu ayağa kaldırmak olduğunu vurguladıklarına değindi.

    Davutoğlu, insan onuru kavramının önemli unsurlarından birisinin de emek olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:

    "Özgürlükler, adalet arayışı, ifade ve inanç özgürlüğü yanında emek, insanın kedisinden kaynaklanan ve kendisiyle bütünleşik olarak bütün insanlık tarihi boyunca insan onurunun parçası olmuş en önemli unsurlardan biridir. Emeğe, helal kazanca saygı bizim kültürümüzün de temeli olması yanında, bütün bir çağdaş emek hareketlerinin de özünü teşkil eder.

    Biz AK Parti iktidarları olarak her zaman insan emeğini, insan onurunun parçası olarak telakki ettik ve emek, işçi hakları söz konusu olduğunda hiç tereddüt etmeden gereğini yaptık ve memurlarımız söz konusu olduğunda da devrim mahiyetinde adımları attık. 1 Mayıs'ı tekrar bayram kılan, tatil kılan iktidar AK Parti iktidarlarıdır."

    "Memur-Sen çok önemli bir örnek teşkil ediyor"

    Davutoğlu, AK Parti iktidarlarının son 12-13 yıl içinde sendikal hareketler konusunda attığı adımların, kararlı tutumların göz ardı edilmemesi gerektiğini dile getirdi.

    Bundan sonra da insan emeğini, onurunu koruyacak her türlü adımı sendikalarla birlikte atmaya kararlı olduklarını söyleyen Davutoğlu, "Yeter ki insan emeğini, insan onurunun parçası, ana unsuru olarak gören ve bu anlamda gelenekle çağdaşlığı birleştiren sendikal bilinçle demokratik bilinci bir arada değerlendiren sendikal hareketlerin öncüleriyle birlikte olabilelim, ki Memur-Sen bu konuda çok önemli bir örnek teşkil eder" dedi.

    Derece verilecek

    Davutoğlu, "Önümüzdeki dönemde de inşallah toplu sözleşme seçimlerden sonra geldiğinde de yine karşılıklı anlayış içinde bütün sorunları çözmeye kararlıyız ama sizin özel talebiniz olan ve uzun zamandır gündeme getirilen ek derece talebi konusunda, 15 Ocak 2005'ten sonra memuriyete başlamış olanlara 1 derece ek derece verilmesi konusunda da prensip kararı aldık. Seçimden sonra atacağımız ilk adımlardan birisi de bu olacak" açıklamasında bulundu.

    Böylece hem 14 Ocak 2005 ile 16 Ocak 2005 arasında ortaya çıkabilecek adaletsizliklerin giderileceğini hem de Memur-Sen'in ve kamu çalışanlarının bir talebinin karşılanacağını belirten Davutoğlu, "Fazla çalışma konusunda da herhangi bir adaletsizliğe mahal vermeyecek şekilde de gereken adımlar atılacak, tatil ve ücretlerle ilgili düzenlemeler yapılacak. Fazla mesai konusunda da hiçbir adaletsizliğe rızamız yoktur. Ek personel icap eden yerlerde de ek personelle bunları takviye edeceğiz" dedi.

    "Ayırımcılık, iltimas kültürünü tümden yıkacağız"

    Davutoğlu, birilerinin, millete yukarıdan, tepeden baktığını ifade ederek, "Anayasayı yazarken önce devlet dediler, yine anayasa yazarken önce bürokrasiyi ve bir anlamda devletin bürokratik elitini savunan kavramlaştırmalar getirdiler. Bir cümle özgürlükten bahsettiler, 5 cümle o özgürlüğün nasıl kısıtlanacağından bahsettiler" dedi.

    Sendikal haklar için de durumun böyle olduğunu aktaran Davutoğlu, kendilerinin 12 yılda demokrasiye ve milli iradeye karşı kurulan tuzakları birer birer kırdıklarını ve bugünlere geldiklerini vurguladı.

    Davutoğlu, şunları söyledi:

    "Yeni Türkiye derken kastettiğimiz şey, tarihin derinliğinden gelen eskimez kültürümüzün üzerinde, yepyeni bir geleceğe yürümektir. Bu geleceğe yürümenin anahtar kavramı da insan onurudur. Devlet, insan onuruna saygı gösterdiği zaman meşruiyet kazanır. İnsan onuruna saygı göstermeyen hiçbir siyasal yapı meşru değildir. İnsan onurunu ve bu arada da emeğin onurunu korumayan hiçbir siyasal yaklaşım da kalıcı olamaz. İşte bu demokrasi mücadelesini kararlılıkla yürütmeye devam edeceğiz."

    "Bizim kültürümüzde, nepotizm yoktur" diyen Davutoğlu, "Ayırımcılık, iltimas kültürünü tümden yıkacağız. Tek bir esas var, ehliyet ve liyakat. Ehliyetin ve liyakatin olmadığı yerde başarı olmaz. 'Bu benim yakınımdır, bu benim akrabamdır, bu benim tanıdığımdır' diye, bir kültürle devlet yürütülmeye başlandı mı çöküşün izlerini görürsünüz. Osmanlı Devleti'nin yükseliş dönemlerinde de bütün devletlerin yükseliş dönemlerinde de en kritik özellik meritokrasidir, yani ehliyet ve liyakate duyulan saygıdır" değerlendirmesinde bulundu.

    "Kimse bize tepeden konuşamaz"

    Sözde soykırım iddialarıyla ilgili de konuşan Davutoğlu, yüzyıllık acılar konusunda çok çağrılar yaptıklarını söyledi.

    Hep dostluk elini uzattıklarına dikkati çeken Davutoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

    "Buradan bir kez daha söylüyorum, Türkler ve Ermeniler ve dahi diğer milletler, 1. Dünya Savaşı'nın acısını yaşayan herkesle oturup konuşmaya hazırız. Herkesle acıları paylaşmaya hazırız. Biz her şeyden önce insanız. İnsanlık bilinciyle davranırız. Ama bir şeyi bize yapamazlar. Bize tepeden konuşamazlar. Bize ister taşıdığı dini kimlikle Papa, ister Avrupa'da son dönemde artan ırkçılığın neredeyse sesi haline gelmiş olan Avrupa Parlamentosu, kimse bize tepeden konuşamaz, kimse bize kibirle konuşamaz.

    Kibirle konuşana izin vermeyiz. Bizimle konuşacak olan göz mesafesinden konuşacak. Bizimle göz mesafesinden konuşacak olan herkesle her şeyi, tarihi de geleceği de konuşuruz. Ama bir milim dahi göz mesafesinin üstüne çıkanla hiçbir şey konuşmaz, hiçbir gücün karşısında eğilmeyiz. Eşit şekilde karşımızda izzetimize saygılı olarak duracaklar ve beraber geçmişimizi de konuşacağız, geleceğimizi de. Ama insan onurunu ve milli onuru temel şiar edinmiş Yeni Türkiye Sözleşmesi'ne imza atmış olan bizler ne onurumuzu çiğnetiriz, ne ecdadımızın mirasını ne de gelecek neslin istikbalini çiğnetiriz."

    Davutoğlu: "Üç dönem beş dönem yok"

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow