CHP liderine "Anadolu'nun Kemal'i, Türkiye'nin Başbakanı" belgeseli
Gözyaşlarını zor tuttu.Anıları onu yıllar öncesine götürdü. CHPliderini kendi hayatını anlatan "Anadolu'nun Kemal'i, Türkiye'nin Başbakanı" adlı belgeselin gösteriminde duygu dolu anlar yaşadı. 67 yıllık yaşamı boyunca hiç unutamadığı anları paylaşan Kılıçdaroğlu, 77 milyona Nazım Hikmet'in dizeleriyle seslendi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Kongre Merkezi'ndeki "Anadolu'nun Kemal'i, Türkiye'nin Başbakanı" belgesel gösteriminde konuştu. Kılıçdaroğlu, konuşması sırasında ağlamamak için kendini zor tuttu.
İşte Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları:
"Bir hayal de diyebilirsiniz"
Bir hedefim var. Bir hayal de diyebilirsiniz. Neden biz 3. Sınıf demokrasiye razı oluyoruz. Bizim hedefimiz bu ülkeye birinci sınıf demokrasiyi getirmek. Sorunları aşabiliriz.
Kılıçdaroğlu'nun konuşması sonrasında CHP liderinin eşi, kızları, torunu, abileri, okul ve iş arkadaşları tek tek sahneye çıktı.Sahneye çıkanların isimleri şöyle: Eşi Selvi Kılıçdaroğlu, kızı Azime Aslı Nadir, kızı Zeynep Kılıçdaroğlu, torunu Duru, ikiz kardeşi Adil Kılıçdaroğlu, abileri Yusuf Ziya ve Ali Kılıçdaroğlu, iş arkadaşı Rıza Çelikkol, okul arkadaşları Ali Kaya, Mehmet Topçu, Sezai Çam, Şinasi Seçkin...
Bir kapıdan bir sürü çocuk dışarıya fırlıyor
Babam köyden dedemle beraber Nazimiye’ye geliyorlar. Caddede yürürken bir zil çalıyor, bir kapıdan bir sürü çocuk dışarıya fırlıyor.
"Babamın yaşı büyük diye almıyorlar"
Babam dedeme dönüp bunlar kimin çocukları diye soruyor. Dedem burası ev değil, okul diyor. Babam ‘nem de okula gitmek istiyorum’ diyor.
Dedem göndermek istemiyor. Babam beni okula göndermezseniz yemek yemem’ deyip direniyor. Babamın yaşı büyük diye almıyorlar. Mahkeme kararı ile yaşını küçültüp okula kaydını yaptırıyorlar.
"Ama ben bu ülke için pırıl pırıl 3 çocuk yetiştirdim"
İlkokul mezunu zaten. Annem de ablam da okuma yazma bilmez. Ama ben bu ülke için pırıl pırıl 3 çocuk yetiştirdim. Hangi anne baba çocuklarının okumamasını ister.
"Pardesüm olsa iyi olurdu..."
Babamın 7 çocuğuna birden ayakkabı aldığını hiç hatırlamıyorum. Babamızla çok fazla muhatap olmazdık. Bir derdimiz varsa annemize söylerdik. Üniversiteye geldik. Herkesin pardesüsü vardı, benim yoktu. Babama yazıyorum mektubu aile için. Mektubun altına bir cümle yazdım: Pardesüm olsa iyi olurdu…
"Çocuklarımın ayağında lastik ayakkabı yok"
Ben bir mücadeleyi verdim. Benim ayağımda lastik ayakkabı yok. Çocuklarımın ayağında lastik ayakkabı yok. Onlar güzel ayakkabı giyiyor. Ama Ermenek’teki Recep amca lastik ayakkabı giyiyorsa bu hepimizin ortak derdi olmalı. Siyaset budur. Toplum için siyaset yapmalıyız. Bireysel başarılarımız olabilir ama önemli olan toplumsal başarıların altına imza atmaktır.
Biz becerebilir miyiz? Türkiye’yi çağdaş uygarlığa ulaştırabilir miyiz? Evet yapabiliriz. Özgürlüklerden yana tavır koymamız gerekiyor.
"Teşekkür ettim. Aldım bavulu, otobüse bindim"
1980’li yıllar. Devlet beni bir yıl süreyle Fransa’ya gönderiyor. Gitmeden önce gidip annemin babamın elini öpeyim, yaşlılar ölüm var kalım var diye Tunceli’ye gittim. Dönüşte bir el çantasına kitaplarımı da koydum. Askeri darbe var, yollarda arama var. Elazığ’a girerken askerler kimlik taraması yapacağız, herkes bavulunun başında beklesin dedi. En üstteki kitap 2’nci 5 Yıllık Kalkınma Planı. Asker aldı ‘sen bunların taşınmasının yasak olduğunu bilmiyor musun’ dedi. Hesap uzmanıyım dedim. Kimliği istedi, verdim. Darbe olmuş, Süleyman bey gitmişti. Herkes bavulunu toplasın dedi, benden sonraki bavullara bakmadı, sen bekle dedi. Gitti kimliğimi ilerde komutanına verdi. Komutan bu kitapların taşınmasının yasak olduğunu bilmiyor musun dedi. Bir süre sonra seni affediyorum dedi, bir daha görmeyeyim. Teşekkür ettim. Aldım bavulu, otobüse bindim. Böyle bir dönemi yaşadım. Bugün geldiğimiz nokta benzer tabloları yaşatıyor. Biz bunları aşmak zorundayız. Yazarların, çizerlerin hapiste olduğu ülkeyi asla kabullenmemeliyiz.
"Kişisel başarılar elbette çok önemli"
Ne diyor Nazım: Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür / Ve bir orman gibi kardeşçesine. Çocuklarımın hepsi çok iyi. Oğlum Güney Kore’de. Hiçbir yükü yok bana. Güney Kore’nin bursunu kazandı ve gitti. Kişisel başarılar elbette çok önemli. Ama benim cumhuriyete borcum var. Toplumsal başarılara da imza atmak istiyorum. Eğer bu ideallerimi paylaşıyorsanız o zaman adresimiz CHP.
"Çok daha güzel bir Türkiye bırakmak"
Cumhuriyeti kuranlar ağır bedeller ödediler ama bize güzel bir Türkiye bıraktılar. Bizim hedefimiz çocuklarımıza çok daha güzel bir Türkiye bırakmak. Çok küçük bir köy, küçük bir mezra. Cumhuriyetin beni buralara taşıdığı bir süreci yaşadım. Biz bu süreci demokrasi ile barışla taçlandırmak zorundayız.
Mezuniyette kep ve cübbe giymek yasaklandı
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Servis kiralayan öğrencilere saldırmışlardı! Dolmuşçuların saldırısı böyle görüntülendi
Sopayla, akrabasının otomobilinin camını kırdı
Sinan Ateş davası son durum ne? Sinan Ateş kimdir, ne zaman öldü?
Cuma namazı ne zaman, saat kaçta? İstanbul, Ankara, İzmir cuma namazı vakti 10 Mayıs 2024
Yürekler ağza geldi: AFAD görevlisi tatbikat esnasında yüksekten düştü!