hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Ünlü müzisyen Türkiye halkına 24 Nisan mektubu yazdı

    Ünlü müzisyen Türkiye halkına 24 Nisan mektubu yazdı
    expand

    Dünyaca ünlü "System of a Down" adlı müzik grubunun kurucularından Serj Tankian, Ermeni soykırımı tartışmalarına ilişkin "Adalet için bir de uluslararası propaganda ve yozlaşmayla mı savaşmam gerek?" başlıklı bir mektup kaleme aldı. Mektubuna "Sevgili Türkiye halkı" diye başlayan Tankian, büyükanne ve büyük babaları Kayseri,Tokat, Hatay ve Urfa'dan tehcire tabi tutulmuş, "Lübnan doğumlu Yenizelandalı bir Amerikalı Ermeni".

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Tankian'ın "Adalet için bir de uluslararası propaganda ve yozlaşmayla mı savaşmam gerek?" başlıklı mektubu Agos Gazetesinde yayınlandı. Tankian'ın Türkiye halkına seslendiği mektubu şöyle:

    "Sevgili Türkiye halkı;

    Benimle hikâyelerini paylaşan ve sayelerinde gerçek ve adalet üzerine uzlaşma için bana umut veren, Türkiye'den bütün o harika insanlar, size teşekkür etmek istiyorum. Sizler için de dileğim, Türkiye'nin sevgili insanları, gerçekten kendinizi bulabilmeniz.

    Benim adım Serj Tankian. Lübnan'da doğmuş, Yeni Zelandalı bir Amerikalı Ermeni'yim. Büyükanne ve büyükbabalarımın memleketi, günümüzde Türkiye olarak bilinen yerdir. Büyükbabam Isdepan Kayseri Efkere'den (Bahçeli), büyükannem Varsenig ise Tokat'tan gelmiş. Diğer büyükanne ve büyükbabam Dörtyollu ve Urfalı idi. Hiçbiri, o toprakları kendi özgür iradeleri ile terk etmemiş. Hepsi de Osmanlı İmparatorluğu'nun son günlerinde İttihat Hükümeti'nin işlediği korkunç soykırımdan sağ olarak kurtulmuş.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    O zamanlar hepsi küçücük çocuklarmış. Büyükbabam Isdepan kurtarılmış ve mülteci olarak Lübnan'a gelmeden önce bir süre bir Amerikan yetimhanesinde, bir süre de Yunan yetimhanesinde kalmış. Büyükannem Varsenig'i ve onun büyükannesini ise, kıyımdan, doğru olanı yapmak için kendi hayatını riske atan bir Türk belediye başkanı kurtarmış.

    Bunlar Türkiye'nin ya da başka ülkelerin arşivlerinden alınmış hikâyeler değil. Bunlar, benim ailemin gerçek öyküleri.

    Büyükanne ve büyükbabalarımın memleketi olan bu yerler, 600 yıldan daha uzun bir süre önce, tarihi Ermenistan olarak biliniyordu. Türkiye'de kazılar yapan antropologlar, Helen/Yunan medeniyeti ve diğer medeniyetlerin yanı sıra bizim medeniyetimize ait kalıntılara da rastlıyorlar.

    Türkiye'nin benim için önemli olmasının sebebi, sadece büyükannelerimin ve büyükbabalarımın oradan gelmiş olması değil, aynı zamanda, bütün halkımın ellerinden zorla alınan o topraklardan gelmiş olmaları; üstelik, savaş yüzünden ya da sınırların değişmesi sonucunda değil, İttihat ve Terakki Hükümeti'nin vahşi emirleri yüzünden topraksız kaldılar.

    Bugün bütün bunlar bizim için ne ifade ediyor? Çok basit. Ermeniler Türkiye'nin huzurunu kaçırmak ya da ırksal ayrımlar yaratmak istemiyor; biz sadece adalet istiyoruz. Böylece, aramızdaki ilişkileri gerginleştiren bu tarihi acıdan kurtulup hayatlarımıza devam edebilelim istiyoruz. Bu sadece Ermeni tarihi değil, aynı zamanda Türkiye'nin de tarihi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Erdoğan Hükümeti doğru olanı yapıp, bütün bu olanlarla yüzleşebilecek mi? Sanmıyorum. Modern tarih boyunca Türkiye'ye hükmeden askeri cuntalar da öyle.

    Devletinizin bu doğruyu reddedebilmek için yabancı başkentlerde lobi faaliyeti yürüten firmalarla anlaşarak ve üniversitelerde kürsüler oluşturarak kendi dileğine uygun bir doğruyu baştan yaratmak üzere her sene milyonlarca dolar harcadığını biliyor musunuz? Bunun biz Ermenilere neler hissettirdiğinden haberiniz var mı? Bunun ne kadar acı bir tecrübe olduğundan? Tarihin bu korkunç trajedisinden kurtulan insanların torunu olmam yetmiyor mu? Adaletin sağlanması için bir de uluslararası alandaki propaganda ve yozlaşmayla mı savaşmam gerekiyor?

    Türkiye'nin kendini bulmak için yaşadığı modern çalkantıların biz Ermenilerle çok alakası var. Tarihlerimiz, coğrafyalarımız ve kanlarımız birbirine öylesine yakın ki, bu sorunları çözebiliriz.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Hem Ermeniler, hem de Türkler, öncelikle, gerçekten eşitlikçi, demokratik ve yozlaşmamış liderleri ve hükümetleri hak ediyorlar.
    Son olarak, turnelerde ya da internet üzerinden benimle hikâyelerini paylaşan ve gerçeğe ve adalete dayalı bir uzlaşma konusunda bana umut veren Türkiyeli tanıdıklarıma, bütün o harika insanlara teşekkür etmek istiyorum.

    Sizler için dileğim, sevgili Türkiye halkı, gerçekten kendinizi bulabilmeniz.
    24 Nisan münasebetiyle,
    Barış,
    Serj"

    Serj Tankian: 1967'de Lübnan'da doğdu. Beş yaşındayken ailesiyle birlikte Los Angeles'a göç etti. 1994'te kurulan ve dünya çapında ün kazanan müzik grubu System of a Down'ın temelleri, burada gittiği Ermeni okulunda grubun diğer üyeleriyle tanışması sonucu atıldı. Üniversitede enstrüman çalmaya ve şarkı yazmaya başlayan Tankian'ın müzik yaşamı 2006'ya kadar aynı grupla devam etti. Sonrasında kariyerini solo olarak sürdürdü. Soykırım'dan kurtulan bir büyükbabanın torunu olan Tankian hem yazdığı şarkı sözleri, hem de aktivist olarak yaptıklarıyla, Ermeni Soykırımı'nın yanı sıra, Amerikan hukuk sistemindeki çarpıklıklar, işgalci faaliyetler, ekoloji ve hayvan hakları gibi pek çok konunun gündeme taşınması için çalıştı. Tankian, Ermenistan'da demokrasinin inşa edilmesi için çaba gösteren gruplara da destek veriyor.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow