hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Hukuk krizine ışık tutan inceleme: Türkiye'de Hukuku Yeniden Düşünmek

    Hukuk krizine ışık tutan inceleme: Türkiyede Hukuku Yeniden Düşünmek
    expand
    KAYNAKCnnturk.com

    Türkiye uzunca bir süredir hukukun yokluğu ya da var olan hukukun, evrensel hukuktan uzaklığı ve şimdilerde de rejim değişikliği tartışmalarına sahne oluyor. Haluk İnanıcı'nın derlediği İbrahim Kaboğlu, Serap Yazıcı, Fikret İlkiz, Köksal Bayraktar, Ercan Kanar, Ayhan Erdoğan, Ergin Cinmen, Hasan Fehmi Demir gibi hukukçuların da makalelerinin yer aldığı Türkiye'de Hukuku Yeniden Düşünmek kitabı İletişim Yayınları'ndan 13 Kasım'da çıkıyor. Kitapta, içinde bulunulan hukuk krizine ışık tutan incelemeler yer alıyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İletişim Yayınları Haluk İnanıcı'nın derlediği Türkiye'de Hukuku Yeniden Düşünmek, Burcu Şentürk'ün bir gecekondu mahallesinin hikayesini anlattığı Bu Çamuru Beraber Çiğnedik, Yavuz Selim Karakışla'nın Kadınları Çalıştırmak Cemiyeti üzerinden Osmanlı'da kadın emekçileri araştırdığı Osmanlı İmparatorluğu'nda Savaş Yılları ve Çalışan Kadınlar, Sevgi Soysal'in metinlerinin derinlemesine incelendiği İsyankâr Neşe, Cem Zamur'un futbol söyleşilerinden oluşan Gözden Kaçan Pozisyonlar ve Alman klasik edebiyatının eserlerinden Ernst Theodor Amadeus Hoffmann'ın Kedi Murr'un Dünya Görüşü kitaplarını okurla buluşturdu. Kitaplar 13 Kasım'da raflarda olacak.

    Fehim Taştekin'in Suriye'yi anlattığı kitabı yakında raflarda

    Türkiye'de Hukuku Yeniden Düşünmek

    Haluk İnanıcı'nın derlediği Türkiye'de Hukuku Yeniden Düşünmek, içinde bulunulan hukuk krizine ışık tutan bir çalışma olarak İletişim Yayınları'ndan çıktı. 19 farklı kalemin "hukuk devleti" ilkesinden yola çıkarak yaptığı değerlendirmeleri içeren makaleler başkanlık sistemi tartışmalarından kadın cinayetlerine, basın özgürlüğünden çevrenin korunmasına dair birçok sorunu hukuk çerçevesinden inceliyor. Türkiye'nin uzman hukukçularının bu analizleri, okuyan herkesin ufkunu açacak nitelikte…

    Hukuk krizine ışık tutan inceleme: Türkiyede Hukuku Yeniden Düşünmek

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Arka kapaktan:

    Hukuk, devlet aygıtının fikrî yakıtı, demokrasilerin ayrılmaz bir parçası, yönetenlerin keyfiliğini önleme aracı, yönetilenlerin haklarını korumadaki yegâne güvence... Toplum yaşamındaki en önemli olgulardan, kavramlardan, gerçekliklerden biri. Bu nedenlerle hukukta baş gösterecek bir "krizin" toplumun tümünü, derinden etkilediği, etkileyeceği ortada. Tüm yaşananlardan, olup bitenden Türkiye'nin de uzun zamandır ciddi bir "hukuk krizi" içinde olduğunu net biçimde biliyoruz.

    Haluk İnanıcı'nın alanındaki önde gelen, uzman isimlerin katkılarıyla hazırladığı bu derleme yazarların kendi alanlarındaki envanteri, demokratik hukuk devleti, hukukun genel ilkeleri perspektifinden değerlendirme niteliği taşıyor. Türkiye'de Hukuku Yeniden Düşünmek yargı kültüründen bilişim suçlarına, başkanlık sistemi tartışmalarından kadın cinayetlerine, İç Güvenlik Kanunu'ndan iş hukukuna, siyasal suçlardan çocuk hukukuna, çevre hukukundan basın özgürlüğüne ve daha başka konulara Türkiye'nin sürekli gündeminde yer alan, "kriz" çıkaran, tartışmalı hukuki konulara kapsamlı bir değerlendirme sunuyor.

    Beş Paralık Roman, Türkçe'de

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Haluk İnanıcı, İbrahim Ö. Kaboğlu, Hayrettin Ökçesiz, Osman Doğru, Tolga Şirin, Serap Yazıcı, Ersan Şen, Fikret İlkiz, Köksal Bayraktar, Ercan Kanar, Ali Pehlivan, Tankut Centel, Ulaş Karan, Ayhan Erdoğan, Ergin Cinmen, Arif Ali Cangı, H. Fehmi Demir, Seda Akço Bilen, Zehra Çiğdem Özcan'ın yazılarıyla…

    Bu Çamuru Beraber Çiğnedik
    Bir Gecekondu Mahallesi Hikâyesi

    İletişim Yayınları, Burcu Şentürk'ün yazdığı Bu Çamuru Beraber Çiğnedik - Bir Gecekondu Mahallesi Hikâyesi'ni okurlarla buluşturdu. Şentürk, 1950'li yıllarda köyden kente göçün hızlanmasıyla hayatımıza giren ve adı yoksullukla, kente kaynaşamamakla, mahrumiyetle birlikte anılan gecekondulaşmanın farklı yanlarına dikkat çekerek, onun aynı zamanda bir dayanışma örneği oluşturduğunu belirtiyor. Kentsel dönüşümle birlikte bilindik gecekondu mahallelerinin de dönüştüğü günümüzde, gecekondulaşmaya canlı bir bakış sunan bir sözlü tarih çalışması…

    Hukuk krizine ışık tutan inceleme: Türkiyede Hukuku Yeniden Düşünmek

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Arka kapaktan:

    Gecekondu, artık neredeyse eskimiş sayılan bir kavram. Kentsel dönüşüm, yerleşik gecekondu mahallelerini bile dağıtıyor. Öncesinde de genellikle olumsuz çağrışımlı bir addı gecekondu. Düzensizlikle, yoksullukla, mahrumiyetle özdeşleşmişti.

    Burcu Şentürk, gecekondu gerçekliğine başka bir pencereden bakıyor: Bir ortak hayat kurma, dayanışma tecrübesi olarak, bir yaşam dünyası olarak; kentsel hareketlerin ve mücadelelerin özgün ve canlı bir örneği olarak. İlk yerleşimlerden, kentsel dönüşüme dek…

    Ankara-Mamak'taki Ege Mahallesi örneğinde, Türkiye'nin gecekondu tarihinin bir hikâyesi var bu kitapta. Toplumsal ve iktisadi rejimin değişimine bağlı olarak gecekonduların ve gecekonduluların nasıl değiştiğinin hikâyesi… Bu hikâyenin içinde ayrı bir hikâye de gecekondulu kadın emeği hakkında.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Muazzam canlı malzemesiyle, roman lezzetiyle okunacak bir araştırma.

    Ercan Kesal'ın Nasipse Adayız kitabı İletişim Yayınları'ndan çıktı

    Osmanlı İmparatorluğu'nda Savaş Yılları ve Çalışan Kadınlar
    Kadınları Çalıştırma Cemiyeti (1916 - 1923)

    Yavuz Selim Karakışla'nın İletişim Yayınları'ndan çıkan tarih araştırması Kadınları Çalıştırma Cemiyeti (1916- 1923), Osmanlı ve Türkiye'nin kuruluş yıllarındaki bilinmeyen bir yöne ışık tutuyor. Osmanlı İmparatorluğu'nda Savaş Yılları ve Çalışan Kadınlar altbaşlığını taşıyan eser, 1. Dünya Savaşı esnasında işgücü olarak istihdam edilmeye başlanan kadınları konu alıyor ve erkekler cephedeyken süregiden cephe gerisi yaşama dair fikir veriyor. Toplumsal cinsiyet rolleri açısından o güne dek evi dışında bir meşgalesinin olmaması beklenen kadınların, değişen iktisadi koşullar ve işgücü ihtiyacıyla birlikte nasıl "seferberlik" yoluyla ucuz işgücüne dönüştürülmeye çalışıldığını irdeleyen bu çalışma, bilinmedik yönleri aydınlatmasıyla literatüre önemli bir katkı niteliğinde.

    Hukuk krizine ışık tutan inceleme: Türkiyede Hukuku Yeniden Düşünmek

    Arka kapaktan:

    Birinci Dünya Savaşı, insani kayıpların ve toplumsal yıkımların dehşeti nedeniyle "büyük savaş" olarak anılır. Savaşa katılan ülkelerin ordularında yaşanan kayıplar kadar geride kalanların yaşadığı zorluk ve sıkıntılar da bu bağlamda değerlendirilir. Diğer pek çok imparatorluk gibi Osmanlı İmparatorluğu da, bu savaşla beraber imparatorluk vasfını yitirirken muazzam bir alt üst oluş yaşadı. Cephelerde binlerce askerin hayatını kaybetmesi, geride açlık ve yoksulluk sarmalına kapılan binlerce dul ve yetim bıraktı. Ancak bu insani facianın bir diğer yüzünde ise iktisadın soğuk yüzüyle bekleyen geçim derdi, istihdam ve ordunun ihtiyaçları gibi kalemler sıralanıyordu.

    Türkçe Sözlü Hafif Mizah

    Yavuz Selim Karakışla, Kadınları Çalıştırma Cemiyeti (1916-1923) başlıklı bu araştırmasında, Birinci Dünya Savaşı sırasında yaşanan toplumsal yıkıma başka bir açıdan yaklaşıyor. Kadınların işgücüne katıldığı, iktisadın seferberlik haline galebe çaldığı, sosyal alanda dönüşümün yaşandığı bir tarih kesitine yoğunlaşıyor. Devlet, savaş ve iktisadi rasyonalizasyon çerçevesinde yeniden biçimlenen emek süreçlerinin, kadınların toplumsal statülerinde nasıl değişikliklere sebep olduğunu araştırıyor.

    Kadınları Çalıştırma Cemiyeti (1916-1923) yalnızca siyasi tarihle sınırlı kalmayan, toplumsal cinsiyet, kadın tarihi ve emek tarihi literatürüne de katkıda bulunan, ayrıntılı bir araştırma...

    Krikor Zohrab'ın mahlasla yazdığı Ermeni Meselesi çıkıyor

    İsyankâr Neşe

    Türkçe edebiyatın en kendine has kalemlerinden Sevgi Soysal'ın metinlerini derinlemesine inceleyen Sevgi Soysal Kitabı - İsyankâr Neşe, İletişim Yayınları'ndan çıktı. Edebiyat alanındaki çalışmalarıyla tanınan Seval Şahin ve İpek Şahbenderoğlu'nun derlediği kitap, 30 farklı yazardan Sevgi Soysal ve eserleri üzerine yapılmış incelemeleri içeriyor. Edebiyatta özgün bir kadın dili oluşturmayı başarmış ve isyan etmekten, direnmekten hiçbir zaman geri durmamış bu güçlü yazar üzerine yazılanları okudukça, onun edebiyatına duyduğunuz ilgi artacak.

    Hukuk krizine ışık tutan inceleme: Türkiyede Hukuku Yeniden Düşünmek

    Arka kapaktan:

    Sevgi Soysal, edebiyatımızın erken kayıplarından. Ancak geride bıraktıkları, bu erken kaybın salt bir kalp sızısı olarak kalmasına izin vermeyecek kadar hayat dolu, canlı ve cesur metinler...

    Seval Şahin ve İpek Şahbenderoğlu, İsyankâr Neşe adını verdikleri bu kitapla, adeta bir Sevgi Soysal okuma kılavuzu hazırladılar. Bu kılavuzda yazarın hayatını ele alan biyografik yazıların yanı sıra romanlarını, hikâyelerini ve düzyazılarını inceleyen makaleler yer alıyor. Bir yanda Soysal'ın eserlerini derinlemesine inceleyen akademik makaleler, onun edebiyatta özgün bir kadın dili oluşturma arayışının ve her tür baskıcı zihniyete başkaldıran, direnen, isyan eden kaleminin izini sürerken, diğer yanda yazarı bizzat tanımış isimlerin zengin tanıklıkları, hayatıyla kitapları arasında incelikli bağlantılar kuruyor. Kitabın sonunda yer alan ve Seval Şahin ile Said Çangır'ın Sevgi Soysal'ın edebi ürünleri üzerine kaleme aldıkları kapsamlı içerik analizi ise, bu eserlerin yapısına ve kurgusuna dair önemli ipuçları sunuyor ve yeni çalışmalara ilham verici bir kapı aralıyor.

    Türkiye'nin 1950'li yılları

    Gözden Kaçan Pozisyonlar
    Kültür Sanat Aleminden Futbola Bakan Söyleşiler

    Cem Zamur, İletişim Yayınları'ndan çıkan kitabı Gözden Kaçan Pozisyonlar'da sinema, edebiyat, sanat gibi kültür alanlarından tanıdık simaların gözünden futbola bakışları aktarıyor. Zeki Demirkubuz'dan Uğur Yücel'e, Ayfer Tunç'tan Pınar Öğünç'e 11 farklı isimle söyleşen Zamur, futbolun farklı çehrelerini gözler önüne seriyor.

    Hukuk krizine ışık tutan inceleme: Türkiyede Hukuku Yeniden Düşünmek

    Arka kapaktan:

    Futbolla resmin ne alakası var? Ya da sinemanın yahut müziğin? Bir mimar, futbolun "tasarımına" nasıl bakar? Psikiyatrinin bakış açısından futbol ve futbolcular nasıl görünür? Futbolsever ve futbolsevmez edebiyatçı gözünde, futbol, nasıl bir âlemdir?

    Hakan Bıçakçı'nın yeni kitabı Hikayede Büyük Boşluklar Var çıktı

    Cem Zamur'un hazırladığı bu kitapta, sanat ve kültür dünyasının dört bir köşesinden ustalar, futbol sohbeti yapıyorlar. Kimisi ta içinden, "damardan"… kimisi tamamen yabancısı olarak, dışarıdan bakarak… Topun gerçekten yuvarlak olduğunu gösteriyorlar sohbetleriyle: Dairenin bir sonsuz çokgen oluşu gibi, bu oyunun da binbir çehresi var…
    Kimisi acemi merakıyla, bilmeyenin hayretiyle konuşuyor, kimisi hâlâ tazeliğini koruyan bir hevesle, kimisi sönmüş bir hatıradan bahsederek…

    Ve futbolun çağrışımıyla, tekrar edebiyata, müziğe, resme, mimariye, sinemaya, zihne, ruha, siyasete, hayata dönerek... Tam teşekküllü sohbetler.

    Bir ülkede yaratılan nefretin etkileri ne kadar uzun süreli olabilir?

    Kedi Murr'un Dünya Görüşü

    İletişim Yayınları, Klasikler dizisine yeni bir ismi ekliyor: Ernst Hoffmann. Prusyalı ünlü yazar Hoffmann'ın ilk kez 1820 yılında yayımlanan kitabı Kedi Murr'un Dünya Görüşü, ikili anlatım tekniğini kullanan "modern" bir roman; öyle ki, yayımlandığı yüzyılın en tuhaf eserleri arasına giren bu kitabın anlaşılması ancak 20. yüzyıla nasip olmuş. Bir bestecinin anılarını yazdığı kâğıtların diğer yüzüne kendi hayat hikâyesini yazan bir kediyi konu eden bu roman, gerçek bir hiciv örneği… M. Sami Türk'ün Almancadan çevirisi, Jeremy Adler'in önsözü, Francis J. Nock'un sonsözü, yazar ve dönem kronolojileriyle birlikte sunulan bu kitap, ayrıca kitaba dair görsellerle de zenginleştirilmiş.

    Hukuk krizine ışık tutan inceleme: Türkiyede Hukuku Yeniden Düşünmek

    Arka kapaktan:

    Hoffmann, hayatının son yıllarında yazmış olduğu bu eserde Rabelais ve Sterne'ün muzip edebiyatına olan vefa borcunu ortaya koyduğu gibi, Kafka'dan Poe'ya, Bulgakov'dan Marquez'e gerçekliğimizi anlatmak için doğaüstü anlara başvurmuş olan çağdaş yazarların da izleyeceği bir yol tutturmuştur.

    İstanbul'da kavgacı bir mahalle: Madunköy

    Hastalık hastası, insansevmez besteci Johannes Kreisler'in anılarını yazdığı kâğıtları kendi anıları için müsvedde olarak kullanan sıradan bir kedinin hayat hikâyesini anlatmaya koyulan Hoffmann'ın bu ikili anlatısı öylesine moderndir ki, okurlar onun zevkine ve hicvine ancak 20. yüzyılda yetişebilmiştir. Her bir sayfasında Hoffmann'ın ustalığını ve öngörüsünü sezdiğimiz bu roman, şüphesiz yayımlandığı yüzyılın en tuhaf kitaplarından bir tanesi.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow