hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Türk otomotiv sanayisinin büyümesi için önlem şart

    Türk otomotiv sanayisinin büyümesi için önlem şart
    expand
    KAYNAKMehmet Ali Kantarcı

    Otomotiv Sanayii Derneği’nin (OSD) olağan yarıyıl değerlendirme toplantısında OSD Yönetim Kurulu Başkanı Kudret Önen, 2017 yılında da üretim ve ihracatın rekora koştuğunu ancak başarının sürdürülebilir kılınması için iç pazarın özellikle ticari araçlarda canlandırılması gerektiğini ifade etti.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Ülke ekonomisine daha fazla katma değer sağlanmasını desteklemek ve Türk Otomotiv Sanayii’nin gelişimi için hizmet veren Otomotiv Sanayii Derneği, olağan yarıyıl basın sohbet toplantısında sanayinin ulusal ve uluslararası gelişmelerini aktardı. Toplantıda OSD Yönetim Kurulu Başkanı Kudret Önen üretim, ihracat, pazar ve sanayideki yeni gelişmeleri basın mensuplarıyla paylaştı. Türkiye’nin ihracat lokomotifi otomotiv sanayiinin global pazarlardaki başarılarını sürdürdüğünü hatırlatan Önen, sürdürülebilir büyüyen bir iç pazarın uluslararası boyutta rekabetçilik açısından çok önemli olduğunu vurguladı.

    Türk otomotiv sanayisinin büyümesi için önlem şart

    Önen: “Küçülen iç pazara özellikle de ticari araç pazarındaki daralmaya karşın üretimde ve ihracatta yeni rekorlara koşuyoruz”


    2017 Ocak-Haziran döneminde toplam satışların yüzde 9 oranında düştüğünü belirten Önen, “Yılın ilk aylarında başlayan iç pazardaki daralmanın üretimimizi negatif etkilemesinden endişe ediyorduk. Ancak AB pazarlarındaki istikrarlı büyümenin devam etmesi ve sanayimizin otomobil grubunda üretimine başladığı yeni ürünlerin etkisiyle hem üretim hem de ihracatta rekorlara koşmaya devam ediyoruz” dedi.“Bölgesel siyasi sorunlar, ekonomi ve turizmde yavaşlamanın yanı sıra vergi artışlarının sonucu iç pazarda, özellikle de ticari araç pazarında ciddi daralma söz konusu. Tüm bunlara ilave olarak başta Brexit olmak üzere, sanayimiz ihracatını etkileme potansiyeli olan ciddi gelişmelerin yaşandığını, otomotiv sanayiinde küreselleşme akımında yavaşlamanın başladığını ve dolayısıyla belirsizlik ortamının yükselişe geçtiğini görmemiz gerekiyor” diyen Önen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak yine de devreye alınan yeni ürün ve kapasite yatırımlarının sonucunda artan ihracat ile üretimin büyüdüğü, dolayısıyla üretim ve ihracatta sanayi tarihimizin en yüksek rakamları ile yeni rekorlara ulaşılacak bir yıl olmasını bekliyoruz. 2017 yılında toplamda 1 milyon 650 bin adet üzerinde araç üretimi, 1 milyon 350 bin adet üzerinde araç ihracatı ve 27 milyar Doları aşan ihracat rakamı hedefliyoruz.”

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    2017 yılı Ocak-Haziran döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre toplam üretim yüzde 20, otomobil üretimi ise yüzde 36 oranında arttı. Bu dönemde toplam üretim 869 bin adet, otomobil üretimi ise 602 bin adet düzeyinde gerçekleşti. 2017 yılı Ocak-Haziran döneminde toplam pazar yüzde 9 oranında daralarak 411 bin adet düzeyinde gerçekleşti. Aynı dönemde otomobil pazarı ise yüzde 10 oranında daraldı ve 306 bin adet olarak gerçekleşti. Ticari araç grubunda ise 2017 yılı Ocak-Haziran döneminde üretim toplamda yüzde 6 ve hafif ticari araç grubunda yüzde 7 oranında azalırken ağır ticari araç grubunda ise yüzde 8 seviyesinde arttı. Pazar, hafif ticari araç grubunda yüzde 5, ağır ticari araç grubunda ise yüzde 22 geriledi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Türk otomotiv sanayisinin büyümesi için önlem şart

    2017 yılı Ocak-Haziran döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre, toplam otomotiv ihracatı adet bazında yüzde 29 oranında artarken, otomobil ihracatı ise yüzde 48 oranında artış gösterdi. Bu dönemde, toplam ihracat 714 bin adet, otomobil ihracatı ise 504 bin adet düzeyinde gerçekleşti. 2017 yılı Ocak-Haziran döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre, toplam otomotiv ihracatı Dolar bazında yüzde 22, Euro bazında yüzde 26 arttı. Bu dönemde toplam otomotiv ihracatı 14,5 milyar Dolar olarak gerçekleşirken otomobil ihracatı yüzde 71 artarak 6,1 milyar Dolar seviyesinde gerçekleşti. Euro bazında otomobil ihracatı ise yüzde 76 artarak 5,6 milyar Euro seviyesine yükseldi. 11 yıldır ülkemizin ihracat şampiyonu olan otomotiv sanayii, 2017 yılında da liderliğini korudu ve ülkemiz dış ticaretine pozitif katkısını sürdürdü.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Önen: “Ticari araç pazarı daralıyor; son iki yılda yüzde 18 küçülen bu pazar için canlandırıcı tedbirler alınmalı”

    Otomotiv sanayiinin 2017 yılı ve sonrası için değerlendirmelerde bulunan Önen, “2017 yılına kadar sürekli büyüyen kapasite kullanım oranımız, bu yılın ilk 6 ayında otomobilde yüzde 100’e, hafif ticari araçlarda yüzde 81’e ulaştı. Ancak ağır ticari araçlarda kapasite kullanım oranı yüzde 46 oldu. Aynı şekilde sanayimizde üretim içinde ihracatın payı da sürekli artış gösteriyor. Otomobilde ürettiğimizin yüzde 84’ünü, hafif ticari araçlarda yüzde 80’ini ve ağır ticaride de yüzde 47’sini ihraç ediyoruz” dedi. Ancak iç pazardaki daralmanın sürdüğünü belirten Önen, “Pazar tüm segmentlerde daralıyor. Özellikle ağır ticari araçlarda kapasite kullanım oranı çok fazla düştü ve pazar son 2 yılda yüzde 58 küçüldü. Tüm bu koşullara bakıldığında ticari araçlarda acil çözüm ile pazar geliştirilmezse, yeni yatırımlara gidilmesi olasılığı düşüyor. OSD olarak önerimiz, öncelikle yaşlı araçların parktan çekilmesi, ticari araç satışlarının desteklenmesi ve daha önce de dile getirdiğimiz ticari araç kiralama sistemi için gerekli şartların oluşturulması.” dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    “Küresel rekabet gücümüzü korumak için çalışma barışı şart”

    Çalışma barışının sağlanmasının küresel rekabet gücü açısından önemini vurgulayan Önen, “Türkiye’nin ihracat lokomotifi ve nitelikli istihdamın merkezi olan otomotiv sanayinin rekabet gücünde yıpranma oluşmadan çalışanlarına ve ülke ekonomisine katma değer yaratmaya devam edebilmesi için çalışma barışının titizlikle korunması gerekiyor. Sanayimizin ülke ekonomisine ihracat, vergi ve istihdam bakımından katkısının altında tüm çalışanlarımızın gayreti yatmaktadır. Daha fazla yatırıma ev sahipliği yapmak amacıyla ülkeler arasında keskin bir rekabet yaşanırken Türkiye olarak bizim çalışma barışına ara verme lüksümüz bulunmuyor. Süreçlerin kesintiye uğraması durumunda uğranan zararı geçtiğimiz yıllarda deneyimledik. Dolayısıyla bu hassas dönemi hem işverenler hem de çalışanlar olarak aynı sağduyuyla, birlik beraberlik içinde, işimize sahip çıkarak ele almamız gerekiyor” dedi.

    Teknolojik gelişmeler iş ortamını değiştiriyor

    Dijitalleşme ve teknolojik gelişmelerin bir sonucu olarak otomotiv sanayiinde önemli gelişmeler olduğuna dikkat çeken Önen, “Özellikle bazı ülkelerin küreselleşme karşıtı korumacılık yaklaşımı nedeniyle ihracat ve yatırım riski, küresel ticaret ve ekonomik performans üzerine etkileri iş ortamını ciddi biçimde değiştiriyor. Artık otomotiv sanayiinde önemli meydan okumalar söz konusu. Bunların da başında iklim değişikliği, hava kalitesi ve enerji verimliliği ile emisyonlar gibi çevresel etmenler yer alırken bağlantılı araçlar, otonom araçlar ve akıllı hareketlilik de iş ortamımızı değiştiren faktörlerden. Tüm bu gelişmelere bir de sektörümüzdeki yeni teknolojik gelişmelere bugüne kadar alışık olunmayan büyüklükte yatırım gereksinimini eklemeliyiz. Artık araç parçaları dediğimizde akla motor-batarya-yardımcı sistemler geliyor. Tabii şarj altyapıları, yeni ürün platformları, endüstri 4.0 olarak adlandırılan sanayide dijital dönüşümün getirdiği bağlı fabrikalar ve süreç yönetimi de unutulmamalı…” dedi.

    İç pazar önemli
    Üretim hacminin iç pazar ve hedef pazarlardaki büyümeye bağlı olduğunu hatırlatan Önen, “Otomotiv Sanayiinde yatırım ve sürdürülebilir büyümenin, ihracat hacmindeki azalmalardan kaynaklanabilecek üretim dalgalanmalarını dengelemek açısından iç pazar için üretilen araç satışlarının büyümesine bağlı olduğunu görüyoruz. Türkiye gibi net ihracatçı ülkeler için ihracat pazarlarındaki büyüme, üretim hacmindeki artışta en önemli etmen. Fakat önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin ana ihracat pazarları olan AB ve ABD’de de satışların büyük artış göstermeyeceğini görüyoruz. Yapılan çalışmalar, gelişmekte olan pazarlar dışında, gelişmiş pazarlarda otomotiv satış ve üretim hacminde ciddi bir artış beklenmediğini ortaya koyuyor. Kuzey Amerika, Avrupa Birliği, Japonya ve Güney Kore pazarlarında 2022 yılına kadar satış ve üretim hacminin çok düşük artışlar göstermesi beklenirken Çin ve diğer gelişmekte olan bölgelerde büyümenin devam edeceği tahmin ediliyor. Özellikle Türkiye’nin ana ihracat pazarı olan AB’deki satışlarda önemli büyüme beklenmiyor ve kapasite fazlası mevcut” dedi.

    Önen: “Sürdürülebilir büyümenin şartları artık daha ağır”

    Otomotiv sanayiinin sürdürülebilir büyümesi ve rekabetçiliği için yapılması gerekenleri aktaran Önen, “Sanayimizin, özellikle ihracattaki başarısının sürdürülebilir olabilmesi için, mevcut tesislerimizin teknik ve mali rekabetçiliğinin korunması ve geliştirilmesi gerekiyor. Bir yandan ana sanayide iş barışı korunmalı, diğer taraftan da iç pazar geliştirilip büyütülmeli. Bunlara ticari araç satışlarının desteklenmesi de eklenmeli. Değişen iş ortamı nedeniyle sanayimizde dijital dönüşümü hızla ve rekabetçiliğimizi destekleyecek şekilde önlemler de alınmalı” dedi. Mevcut başarıların sürdürülebilir kılınması için zaruri olan bu tedbirlere lojistik sorunların özel projelerle çözülmesi gerektiğini de ekleyen Önen şunları söyledi: “Sürdürülübilir rekabetçiliğin en önemli unsurlarından biri olan lojistik altyapısında iyileştirme yapılması gerekiyor. Burada amaç, Orta Avrupa ülkeleriyle rekabetimizde daha güçlü hale gelebilmek. Kısa sürede liman-demiryolu bağlantıları oluşturulmalı, otomotiv fabrikaları demiryolu şebekesine bağlanmalı, Marmara Bölgesi feribot taşımacılığı geliştirilmeli, liman elleçleme kapasiteleri artırılmalı ve ücret politikaları belirlenmeli, boğaz geçişleri sağlanmalı ve blok tren uygulamasına geçilmesi gerekiyor.”

     

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow