Akciğer kanserinde her yıl çok önemli tedavi ajanlarının, akıllı ilaçların ve immünoterapilerin yani akıllı ilaç ve serumların yıl yıl güçlendiğini ifade eden Prof. Dr. Karadurmuş, “En iyi tedavisi, akciğer kanseri olmamaktır. Yani tanıyı engellemek, gerekirse bu tanıyı yapabilecek sebeplerden uzaklaşarak iptal etmektir. Dolayısıyla sigara içmemek. Aktif içiciliği bırakın, pasif içicilikte eşleri uyarmak, özellikle anne ve babaların çocuklarına bu konuda dikkat etmeleri hem kendini korumaları hem de onlar için önem ifade ediyor. Meslek faktörü olanlar da tabi ki geçimlerini mesleklerini yaparak sağlamak zorunda ancak rutin taramalara girerek kanserde erken tanı şansını yakalayabilirler. Mesela boyacılık, gemi sanayi işlerinde çalışan ya da asbestten yapılan evlerde oturma durumunda olan kişilerin en azından yılda 1 kez mutlaka akciğer filmi ile Sağlık Bakanlığı’nın açtığı KETEM’lere de başvuru yapması gerekiyor. Gerekirse Türk Tıbbı Onkoloji Uzmanları olarak biz her yerde varız.
‘Hocam benim böyle bir risk faktörüm var, sigara içmiyorum ama ne yapmalıyım’ sorusuna zaten tıbbi onkoloji uzmanları ve halk sağlığı uzmanları gerekli taramasını yaparak yanıtını verecektir. Belki de ilk önlem sigara içmemek sonra mesleki ve çevresel faktörlerde de bu durumu koruyup, hekimine gidip ‘benim böyle bir riskim var, taramayı nasıl yaparım’ önerisinde bulunmasıdır” dedi.
‘KEMOTERAPİ BU KONUDA ÇOK ÖNEMLİ BİR PARTNER’
Prof. Dr. Karadurmuş, akciğer kanserinde en sık görülen mutasyonlara ilişkin, “Akciğer kanserinin kendi içerisinde tümör oluşumuna neden olan genetik sebepleri de mevcuttur. Bunlar da tümörün oluşmasına direkt neden oldukları için tedavide hastanın yaşam süresini ve yaşam kalitesini düzeltebilecek tedavi seçeneklerinin oluşmasına fırsat vermektedir. Tümörün büyümesine yol açan kötü huylu büyüme faktörleri EGFR, ALK, ROS gibi mutasyonlar genetik testlerle saptanabilmektedir. Bu testler hastaların yaşam kalitesini ve yaşam süresini uzatan tedavilere imkân sağlıyorlar. Bu genetik testlerin varlığı durumunda bu mutasyonları tedavi edebilecek hedefe yönelik akıllı ilaçların çoğunluğu sağlık bakanlığının geri ödeme listesinde bulunmaktadır. Akciğer kanseri her ne kadar toplum içerisinde korkutucu bir kanser türü olarak bilinse de hem hedefe yönelik tedaviler hem de immnüterapi dediğimiz tedavi metotları ile günümüzde başarılı bir şekilde tedavi edilebilmektedir. Kemoterapi bu konuda çok önemli bir partner. Kemoterapiler, hastalarımızın korkularının aksine akciğer kanseri tedavisinde hastaların yaşam kalitesini kötüleştirmemektedir ve en önemlisi hem hedefleyici ilaçların hem de immnüterapilerin tedavi başarısını artırabilmek amaçlı beraber kullanma şansını da vermektedir.” diye konuştu.