hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Afrika halkını temsil eden Aktivist Abigael Kima CNN TÜRK'te: İklim Zirvesi'nde yine Afrika kaybetti!

    İnsan Hakları Avukatı ve Kenyalı İklim Aktivisti Abigael Kima, Afrika yerlilerini temsilen Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi'nde çalışmalar yürüttü. Zirvenin Afrika için sonuçlarını değerlendiren Kima, "Bizim için bir kez daha hayal kırıklığı" ifadelerini kullandı. Detaylar Elif Zeynep Özipekçi'nin özel haberinde.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Elif Zeynep Özipekçi:

    COP 28, gelişmemiş ülkeler, Afrika veya Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için nasıl sonuçlandı? Genç iklim aktivistleri için zirvenin sonuçları ne oldu?

    Abigael Kima:

    COP 28 kayıp zarar fonunda ciddi bir yüksek yardım topladı ve bu pozitif yönlerinden birisi. Buna rağmen, kayıp ve zarar fonuna bağışlanan para ciddi anlamda yetersiz kaldı. Bu yüzden biz, bir kez daha bu konuda finansmana ihtiyacımız olduğunu ifade ettik ve Birleşmiş Milletler tarafından kontrol edilen bir havuzda toplanabilecek bir destek fonu oluşturuldu. Bu Dünya Bankası tarafından denetlenecek. Bu para hala beklediğimizden az olsa da en azından COP'da yaşadığımız iyi tek şey buydu diyebilirim.

    Zirvenin anahtar noktaları, ortaklaşa fosil yakıtlara aşamalı olarak son vermek ve iklim krizinden en fazla etkilenen ülkeler için enerji geçişkenliği oldu. Örneğin Afrika, kesinlikle enerji kapasitesini 3'e katlaması gerekiyor ve aynı zamanda verimliliğini artırması gerekiyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bu anlaşma yanlış hatırlamıyorsam, 172 ülke tarafından imzalandı. İmza, aslında zirveden hepimizin çıkmasını beklediği bir sonuçtu. Ancak anlaşmada uyum fonu istediğimiz bir şeydi. İstediğimiz yüz milyon doların teslim edilmesiydi ama uyum fonu olmayacak. Çünkü para fosil yakıtların azaltılması için harcanacak. Afrika gibi ülkeler uyum fonunu istediler. Çünkü iklim değişikliğinin asıl etkisi bizim üzerimizde.

    Elif Zeynep Özipekçi:

    İnsan hakları üzerine çalışan bir avukatsınız. İnsan hakları anlamında baktığınızda zirvede iklim adaletini nerede görüyorsunuz?

    Abigael Kima:

    İnsan haklarını konuşmadan, iklim adaletini konuşamayız. İklim adaletsizliği bir insan hakkı ihlalidir. Çünkü hepimiz, dünyanın her noktasında iklim değişikliğini görüyoruz. İklim değişikliğini getiren tüm aksiyonlar insanların hayatına etki eder, hayatıyla oynar. Birçok insan seller, toprak kaymaları yüzünden hayatını kaybetti.

    Birçok aile bu gibi felaketlerle parçalandı. Bu yüzden zirvede asıl görmek istediğimiz, iklim adaletinin bir insan hakkı olması. Özellikle de en çok etkilenen ülkeler için. COP28 zirvesinde çok fazla yerli halk vardı. Onların toprakları ve arazileri üzerinde işlenen suçların yanında iklim adaletinin sağlanmamasının kurbanı oldular. Şimdi bakıldığında Afrikalılar olarak arazilerimiz bir pazar gibi görülüyor ama üretici olarak aslında iklim krizine yine kurban edildik. Diğer yerli halklar da bizimle evleri için seslendiler, ailelerinin var oluşu ve devamlılığı için sesleniyorlar. Yani demek istediğim artık, iklim adaleti bir insan hakkı sorunudur.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Elif Zeynep Özipekçi:

    Bu zirvenin sonrasında ve eve gittiğinizde ne gibi planlarınız var?

    Abigael Kima:

    Açıkçası, COP 28 başkanlığından, BM liderliğine hepsi kendilerini net bir sonuç için tartışmalarda, görüşmelerde ve anlaşmalarda hazır olduklarını söylediler. Ama gerçeği konuşmak gerekirse bir ancak bir metre ilerleyebildik.

    Dolayısıyla hepimiz için bir ilerleme görememek ve nasıl bittiğini görmek bir hayal kırıklığı oldu. Bu hafta ülkeler arasında en çok etkilenen toplumlara verilecek destek anlamında bir ilerleme oldu ama uyum fonu konusu mesela şu anda hiç açık değil.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Eve dönmek konusuna gelince, bu konferanslar sadece konferans. Asıl mesele zaten eve döndüğümüzde başlıyor. Bana sorarsanız milletçe ortak aksiyonlar almak gerekiyor. Tüm ülkeler kendi ulusal planlarını oluşturmalılar. Ayrıca bu hepimizin, vatandaşların da ortak sorumluluğu. Evlerimize, ülkelerimize döndüğümüzde iklim krizinin etkilerine odaklanmalıyız ve bunu düzeltmek için çalışmalıyız. Çünkü bu konferanslarda ancak ihtiyaçlarımıza odaklanabiliyoruz ama bu platformların önemi kadar evlerimizde verdiğimiz emeğin de önemi çok fazla.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow