Prof. Dr. Canan Karatay, tüm bunların göz önünde bulundurularak iftar ve sahur yapılması gerektiğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:"Sabahları kalktığımız zaman ılık bir bardak su içmemiz gerektiği gibi, orucumuzu da ılık suyla açmalıyız. Çorba da sulu olduğu için rahatlıkla içilebilir. Ancak hazır çorbalar kesinlikle tüketilmemelidir. Evde pişirilmiş tarhana, mercimek, ezogelin, yoğurt çorbası, her türlü sebze çorbası veya yuvalama gibi çorbalar olabilir. Zeytinyağlı, naneli bir kase cacık içimizi ferahlatır. Uzun süre boş kalmış olan midemizi korumak amacıyla, suyun da çorbanın da ne çok sıcak ne de çok soğuk olmamasına dikkat etmeliyiz. Orucumuzu ılık suyla açtıktan sonra, zeytin yağına pide batırıp, lezzetli ve sağlıklı bir yiyeceği tüketerek, gün boyu boş kalmış midemizi yormamış oluruz. Ancak zeytinyağının soğuk baskı ve sızma olmasına dikkat etmemiz gerekir. İftar sofrasında salata tabağı mutlaka olmalıdır. Bol miktarda doğal fermantasyon sirke, limon, az miktarda kristal kaya tuzu, sızma zeytinyağı, sumak ve peynirli mevsim salatası hazırlanabilir. Cacık ve ayran da çok sağlıklıdır, istenildiği kadar tüketilebilir. Ayrıca yemek olarak köfte, sulu sebzeli et yemeği, zeytinyağlı yemekler, yeşil mercimek yemeği, dolma, sarma, karnıyarık, imambayıldı gibi her türlü ev yemeği yenebilir. Kırmızı et yemeği ve et kebabı, 2-3 kaşık bulgur pilavıyla birlikte tüketilebilir."