Uygun tedavi seçenekleriyle yaşam kalitesi artırılabilir
Migren hastalarının tedavisi, kişinin yaşam kalitesiyle ve dolaylı olarak toplumla ilişkilidir. Bu hastalığın toplum tarafından daha iyi tanınması, hastanın yaşadığı durumun anlaşılması, ailesi, arkadaşları, işverenleri tarafından kişiye destek olunması önemlidir. En önemlisi kişi migren ataklarını ömür boyu yaşamak zorunda olmadığını, uygun tedaviyle yaşam kalitesinin düzeleceğini bilmelidir. Migren tedavisi her hastaya özel olarak planlanır. Ayrıntılı bir görüşme, muayene ve tetkiklerin ardından kişinin migren ataklarını tetikleyen ve kötüleştiren durumları azaltmaya yönelik yaşam biçimi düzenlenmesi yapılır. Eğer kişinin baş ağrısı atakları çok şiddetliyse veya çok sıksa veya yaşamını olumsuz etkiliyorsa baş ağrısı ataklarının sıklığını, şiddetini ve süresini azaltmaya yönelik ataklardan koruyucu tedaviler başlanır. Aynı zamanda da ataklar sırasındaki baş ağrılarını dindirmek için kişiye özel ağrı kesici ilaçlar verilir. Günümüzde ilaç tedavilerinin yanı sıra, aylık yapılan migren iğneleri (aşıları) ve kafa derisine uygulanan botulinum toksin dediğimiz botoks tedavileri uygulanmaktadır.
Hastalığa dair toplumsal farkındalık artırılmalı
Yapılan bazı çalışmalarda migrenli kişiler, genel bir suçluluk duygusu hissettiklerini bildirmişlerdir. Bu suçluluk duygusunun toplumda hastalığa ilişkin farkındalık ve anlayış eksikliğinden de kaynaklanabileceği düşünülüyor. Bu ağır duygular, migrenli kişilerin yaklaşık dörtte birinin psikolojik sıkıntı yaşamasına sebep oluyor. Migren; depresyon, anksiyete ve bipolar bozukluk gibi birçok psikiyatrik bozuklukla güçlü bir şekilde ilişkilidir. Migreni olan kişilerde depresyona yakalanma riski diğer kişilere oranla 2-4 kat daha yüksektir. Toplumda migren hakkında bilgi ve farkındalığın arttırılması migrenli kişilerdeki duygusal bozuklukları azaltabilir.