Alerjik bünyeye sahip her kişinin alerji hastası olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Özlü, “Örneğin, bir kişide alerjik deri testleri yapılıp, belirli alerjenlere karşı duyarlılığın tespit edilmesi, hemen o kişinin tedavi edilmesi gerektiği anlamına gelmez. Hastayı rahatsız edici yakınmalara neden olmayan, yaşam kalitesini bozmayan bir duyarlılık tedavi gerektirmez. Böyle kişilerin sadece bazı koruyucu tedbirler almaları önerilir” dedi.
“Etkin tedavi edilmezse kişiyi bezdirir”
Alerjinin organ seçen bir durum olduğunu sözlerine ekleyen Prof. Dr. Özlü, “Alerji, bazı kişilerde bir cilt hastalığı (egzema, kurdeşen); bazılarında solunum yolu hastalığı (astım, alerjik nezle, farenjit ve sinüzit); diğerlerinde ise sistemik bir hastalık (anafilaksi, anjiyonörotik ödem) şeklinde karşımıza çıkar.
Alerjik hastalıklar eğer etkin şekilde tedavi edilmezse kişiyi bezdirir, yaşam kalitesini düşürür. En sık rastlanan ve en önemli hastalıklar arasındadır” diye konuştu.
“Kişi burnundan nefes alamaz hale gelebilir”
Alerjik nezleli hastaların ellerinin sık sık burunlarına gittiğini belirten Prof. Dr. Özlü, “Tatlı bir kaşıntı ve bıktıracak şekilde art arda hapşırmalar, devamlı bir nezle hali, burun akıntısı, burun tıkanıklığı görülebilir.
Bu tıkanıklıktan ötürü, kişi burundan nefes alamaz hale gelebilir. Hastaların ‘burnumda et var’ şeklinde ifade ettikleri, polipler oluşabilir.
Hasta, ağızdan nefes alıp vermeye başlar. Bu durumda solunan hava, süzülüp, nemlendirilmeden ve ısıtılmadan akciğerlere ulaştığından buna bağlı sorunlar yaşanabilir” açıklamasında bulundu.