Canlı Yayın
Alpaslan Akkuş
Roger Milla mesela, ya da Toto Schillacci, bir turnuvada Mısır, diğerinde Uruguay. Bir gün kendinizi İran’ı tutarken bulabilirsiniz aniden, ya da kulüp takımında gol atsın diye dua ettiğiniz futbolcu topu her aldığında elleri bağlarsınız. Ama akılda kalan hep sonraki turlardır. Telafisi yoktur çünkü, düellonun hasıdır. İşte 11 ayın sultanıyla eş zamanlı olarak 48 ayın sultanında o maçlar geldi çattı.
Suarez’in ısırığını, Ronaldo’nun gözyaşlarını, Gana’nın üçe bir kaçırdığı kader pozisyonlarını, Bosna’nın verilmeyen buz gibi golünü, Tsubasa Neymar’la Barçalı yandaşı Messi’nin tatlı rekabetini, İspanyolların sürpriz İngilizlerin alışıldık vedalarını haneye yazdık, önümüzdeki maçlara bakıyoruz.
Düello turlarının açılışını ev sahibiyle yapıyoruz. Rakip ilk turun bağıra bağıra top oynayan takımı Şili. Socrateslerin, Zicoların, Ronaldo, Rivaldo, Bebetoların Brezilyalarına yaklaşamasa da coşkulu oynuyor ev sahibi. Maça yine öyle başlarlar ama sonrasında o kadar cesur gitmez. Alexis ve Vidal cezayı keser. Erken gol bize Braveheart tadında bir film izletebilir. Brezilya bence kesin gol yer ama sonunda muhtemelen gülen Neymarspor olur.
Aynı gece bu turun en şahane maçı olmaya aday bi mücadele var. Uçan kafa Van Persie ve kontrolsüz güç Robben’in karşısında ilk turun en flaş kalecisi Fikirtepeli bıçkın Osman görünümlü Ochoa var. Meksika onunla tutup Floryalı Dos Santos ve ince bilek Hernandez’le atmaya çalışacak. Hollanda geniş alan bulamazsa ilk turdaki forsu sönebilir. Hugo Sanches’in yeğenleri maçı uzatmaya götürebilir.
İkinci turun benim adıma en özel eşleşmesi. 32 yılın rövanşına çıkan Almanya ve Cezayir. Hani gazeteciye taraf olmak yakışmaz ama Cezayir bu hesabı kapatsın isterim. Tabii 90 dakika kapanarak Almanya’yı durdurmak Rusya kadar kolay değil. Müller çok inatçı.
Ve Latin kapışması; Kolombiya – Uruguay. Suarez’i tanımlanamayan sadırganlığı yüzünden kaybeden Luganospor’un işi kolay değil. Gol makinesi maçları memleketten izleyecek. Gönülleri fetheden devlet başkanı "Pepe" de yanında olur belki. Bakalım Kolombiya’nın görece kolay gruptaki baskın oyunu onları da alt edecek mi?
İlk turda iki Avrupa devini uçağa kadar uğurlayan Kosta Rika yine bir Avrupalıyla oynuyor. Ülke gibi tur umutları da bitti derken son dakika penaltısıyla Drogbagilleri eleyen Yunanistan. Bakalım savunma ağırlıklı iki ekolden ortaya bol el enseli güreş mi çıkacak, yoksa Rus ruleti mi? Bence Kosta Rika çeyreği görür.
Deschamps’la 98’deki günlerine dönen Fransa Ribbery’siz bile ilk turda silindir gibiydi. Benzema ve Giroud, Yobo’yu alt edebilir. Peki Fransa defansı Emenike’yi durdurur mu? Görünen o ki çok zorlanmaz. Avrupalı kazanır. Valbuena yıldız olur.
Ve ince çalımlar, seri paslaşmalar, göze hoş gelen varyeteleriyle Belçika. Hazard dinlendi, yedekler bile formda. Karşılarında yüzde 90 gol atma ortalamasıyla oynayan Obamaspor. Ritmi giderek artan Belçika Amerika’yı beklenenden kolay geçecek diye düşünüyorum. Çünkü yankiler iyi ama birebirlerde alt edemezler.
Geldik assoliste. Maradonadan ötürü Ajrantin sevdamızı gizlemeye gerek yok. Messi için ona yaklaşma anlamında en büyük fırsat. Fakat karşılarında taş gibi bir ekol var. İkinci turun süprizi Balkan destekli Avrupalılardan gelebilir. Totem değil sahiden. Arjantin ilk turdaki kadar ağır hücum ederse zor gol bulur. Şakiri’yi tutmaları da zor. Bence bu kez kilidi Messi değil çözerse Di Maria çözer.
Burada söz biter, oyun başlar. Bol gol olsun, bizim olsun. Kapılar açılsın düellolar başlasın.
Roger Milla mesela, ya da Toto Schillacci, bir turnuvada Mısır, diğerinde Uruguay. Bir gün kendinizi İran’ı tutarken bulabilirsiniz aniden, ya da kulüp takımında gol atsın diye dua ettiğiniz futbolcu topu her aldığında elleri bağlarsınız. Ama akılda kalan hep sonraki turlardır. Telafisi yoktur çünkü, düellonun hasıdır. İşte 11 ayın sultanıyla eş zamanlı olarak 48 ayın sultanında o maçlar geldi çattı.
Suarez’in ısırığını, Ronaldo’nun gözyaşlarını, Gana’nın üçe bir kaçırdığı kader pozisyonlarını, Bosna’nın verilmeyen buz gibi golünü, Tsubasa Neymar’la Barçalı yandaşı Messi’nin tatlı rekabetini, İspanyolların sürpriz İngilizlerin alışıldık vedalarını haneye yazdık, önümüzdeki maçlara bakıyoruz.
Düello turlarının açılışını ev sahibiyle yapıyoruz. Rakip ilk turun bağıra bağıra top oynayan takımı Şili. Socrateslerin, Zicoların, Ronaldo, Rivaldo, Bebetoların Brezilyalarına yaklaşamasa da coşkulu oynuyor ev sahibi. Maça yine öyle başlarlar ama sonrasında o kadar cesur gitmez. Alexis ve Vidal cezayı keser. Erken gol bize Braveheart tadında bir film izletebilir. Brezilya bence kesin gol yer ama sonunda muhtemelen gülen Neymarspor olur.
Aynı gece bu turun en şahane maçı olmaya aday bi mücadele var. Uçan kafa Van Persie ve kontrolsüz güç Robben’in karşısında ilk turun en flaş kalecisi Fikirtepeli bıçkın Osman görünümlü Ochoa var. Meksika onunla tutup Floryalı Dos Santos ve ince bilek Hernandez’le atmaya çalışacak. Hollanda geniş alan bulamazsa ilk turdaki forsu sönebilir. Hugo Sanches’in yeğenleri maçı uzatmaya götürebilir.
İkinci turun benim adıma en özel eşleşmesi. 32 yılın rövanşına çıkan Almanya ve Cezayir. Hani gazeteciye taraf olmak yakışmaz ama Cezayir bu hesabı kapatsın isterim. Tabii 90 dakika kapanarak Almanya’yı durdurmak Rusya kadar kolay değil. Müller çok inatçı.
Ve Latin kapışması; Kolombiya – Uruguay. Suarez’i tanımlanamayan sadırganlığı yüzünden kaybeden Luganospor’un işi kolay değil. Gol makinesi maçları memleketten izleyecek. Gönülleri fetheden devlet başkanı "Pepe" de yanında olur belki. Bakalım Kolombiya’nın görece kolay gruptaki baskın oyunu onları da alt edecek mi?
İlk turda iki Avrupa devini uçağa kadar uğurlayan Kosta Rika yine bir Avrupalıyla oynuyor. Ülke gibi tur umutları da bitti derken son dakika penaltısıyla Drogbagilleri eleyen Yunanistan. Bakalım savunma ağırlıklı iki ekolden ortaya bol el enseli güreş mi çıkacak, yoksa Rus ruleti mi? Bence Kosta Rika çeyreği görür.
Deschamps’la 98’deki günlerine dönen Fransa Ribbery’siz bile ilk turda silindir gibiydi. Benzema ve Giroud, Yobo’yu alt edebilir. Peki Fransa defansı Emenike’yi durdurur mu? Görünen o ki çok zorlanmaz. Avrupalı kazanır. Valbuena yıldız olur.
Ve ince çalımlar, seri paslaşmalar, göze hoş gelen varyeteleriyle Belçika. Hazard dinlendi, yedekler bile formda. Karşılarında yüzde 90 gol atma ortalamasıyla oynayan Obamaspor. Ritmi giderek artan Belçika Amerika’yı beklenenden kolay geçecek diye düşünüyorum. Çünkü yankiler iyi ama birebirlerde alt edemezler.
Geldik assoliste. Maradonadan ötürü Ajrantin sevdamızı gizlemeye gerek yok. Messi için ona yaklaşma anlamında en büyük fırsat. Fakat karşılarında taş gibi bir ekol var. İkinci turun süprizi Balkan destekli Avrupalılardan gelebilir. Totem değil sahiden. Arjantin ilk turdaki kadar ağır hücum ederse zor gol bulur. Şakiri’yi tutmaları da zor. Bence bu kez kilidi Messi değil çözerse Di Maria çözer.
Burada söz biter, oyun başlar. Bol gol olsun, bizim olsun. Kapılar açılsın düellolar başlasın.
SON DAKİKA
